Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8116 Esas 2022/8892 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8116
Karar No: 2022/8892
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8116 Esas 2022/8892 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8116 E.  ,  2022/8892 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 24.03.2005 tarihinden 01.10.2011 tarihine kadar tesis müdürü ve sevkiyat sorumlusu olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, 2011 Eylül ayına ait ücret alacağının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının sözleşmeyi devamsızlık yaparak sona erdirdiğini, ... sözleşmesini işçinin haksız feshettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı taraf vekilleri temyiz etmiş, Dairemizin 11.03.2020 tarihli ve 2016/15468 Esas, 2020/4135 Karar sayılı ilâmı ile tarafların sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek Mahkeme kararı özetle; imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku bulunan aylar yönünden dışlama yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken sadece 2014/Şubat ayının dışlanarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesinin hatalı olduğu, Mahkemece davacı tarafından imzalı para makbuzlarında yapılan ödemenin kazasızlık primi ve fazla çalışma ücretine ilişkin olduğu kabul edilerek aylık 100,00 TL olarak kabul edilen kazasızlık primi dışındaki yapılan ödemelerin fazla çalışma ücretine ilişkin olduğunun kabulü ile hesaplanan fazla çalışma ücret alacağından mahsup edilmesi gerekirken mahsubun düşünülmemesinin hatalı olduğu ve davanın kısmi eda küllî tespit istemli belirsiz alacak davası olarak açılması karşısında yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı def'inin hukuki sonucu olmadığından davacının talep arttırım dilekçesi üzerine davalı vekili tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'inin dikkate alınarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

    Gerekçe:
    1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Hüküm sonucu ile gerekçe arasında aykırılık olması, başka bir deyişle gerekçe hüküm çelişkisi 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırıdır.
    Bu husus 6100 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında da özellikle düzenlenmiştir.
    Mahkemece, davalının zamanaşımı def'i gözetilmeksizin fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplandığı 24.02.2021 tarihli bilirkişi ek raporunun hükme esas alındığı belirtilmiş ise de hüküm altına alınmış olan hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacak tutarlarının 24.02.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplama ile tespit edilen tutarlar değil, bozma öncesi alınan 28.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalının zamanaşımı def'i değerlendirilerek yapılan hesaplama ile tespit edilen tutarlar olduğu anlaşılmıştır. Bu şekilde gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki meydana getirilmesi 6100 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Bozmaya uyulmakla bozma doğrultusunda yargılama yapılması zorunluluğu doğar.
    Dairemizin 11.03.2020 tarihli bozma ilâmında davanın kısmi eda küllî tespit istemli belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğu, bu hâlde yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı zamanaşımı def'inin hukuki sonucu olmadığı, davacının talep arttırım dilekçesi üzerine davalı vekili tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'inin dikkate alınarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, Dairemizin 11.03.2020 tarihli bozma ilâmının (4) numaralı bendinde belirtilen bozma gereği yerine getirilerek, bozmaya uygun şekilde hüküm kurulması için kararın ikinci kez bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara