Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8379 Esas 2022/8818 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8379
Karar No: 2022/8818
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8379 Esas 2022/8818 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8379 E.  ,  2022/8818 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. vekili ile davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, dayısı olan davalı ...'ın yanında 17.07.2006 tarihinde servis şoförü olarak çalışmaya başladığını, 14.03.2011 tarihinde ... sözleşmesinin feshedildiğini, çalışmakta olduğu .... plaka sayılı otobüsün davalı ... adına kayıtlı olduğunu, ...'ın otobüsü ilk olarak davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti., ardından davalı ... Turizm Servis ve Tic. Ltd. Şti. nezdinde personel taşımacılığı işinde çalıştırdığını, davalı ... ...'ın alt işveren diğer davalıların ise asıl işveren olduklarını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret ve yıllık izin alacaklarının ... sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette hiç çalışmadığını, ...'ın fatura karşılığı müvekkili Şirkete personel taşıma işi yaptığını, ... ile davacı arasındaki ... ilişkisinden müvekkili Şirketin herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

    Davalı .... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, plakası belirtilen aracın ...'a ait olduğu dönemde 17.07.2006 tarihinde bir hafta servis alındığını, yedi gün sonra ...'ın ... plaka sayılı araçta çalıştığını, 31.10.2007 tarihinde ise davacının aynı plakalı araçla ticari faaliyette bulunduğunu, davacı ile diğer davalının akraba olduğunu, işbu davayı da muvazaalı olarak açtıklarını, birbirleriyle hiçbir ilişkisi olmayan farklı tüzel kişilerin müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirtmenin usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin yeğeni olduğunu, araç müvekkili adına kayıtlı ise de gerçek malikin davacı olduğunu, bankalarla olan sorunları nedeniyle kredi alamayan davacının müvekkilinden ricada bulunduğunu, taşıt kredisi işlemlerinin müvekkili adına yapıldığını ve aracın da müvekkili adına tescil edildiğini, diğer davalılarla sözleşmenin davacı tarafından yapıldığını, hakedişini de kendisinin tahsil ettiğini, aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    Mahkeme Kararı ve Bozma İlâmının Özeti :
    ... 7. ... Mahkemesinin 17.09.2013 tarihli ve 2011/318 Esas, 2013/516 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında ... ilişkisi bulunmadığı, davacının davalı ...'ın yeğeni olduğu, ... plaka sayılı aracı kendi nam ve hesabına çalıştırdığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

    Kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 13.01.2014 tarihli ve 2013/11321 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararı ile;
    “…Davacı iddiaları, bu iddiaları doğrulayan bir kısım tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında hizmet akdinin bulunduğu, davalının davacının işvereni olduğu, davacının taleplerinin bu ... ilişkisinden kaynaklanan talepler olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde ... Mahkemesinin görevli olduğu açıkça anlaşılmıştır.Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

      ... 7. ... Mahkemesi 11.05.2015 tarihli ve 2014/148 Esas, 2015/208 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak davalı ... ile davacı arasında ... sözleşmesi bulunduğu, diğer davalıların davacının çalıştığı davalı ...'a ait aracı personel ve öğrenci taşıma işi için kiraladıkları, esasen davacının davalı ... için çalıştığı, diğer davalılar ile bu davalı arasındaki ilişkide herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığı, davacı 17.07.2007-14.03.2011 tarihleri arasında çalışıp ücretinin net 945,00 TL olduğu, ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği hususunda davalı ... tarafından herhangi bir delil sunulmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile ödendiği kanıtlanmayan ücret ve yıllık izin ücreti taleplerinin yerinde olduğu, 18.12.2014 tarihli raporun 2. seçeneğinin dosya kapsamı ile usul ve kanuna uygun bulunduğu, diğer davalıların talep konusu alacaklardan sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ...'a karşı açılan davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatına sözleşmenin feshi tarihinden diğer alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.

    ... 7. ... Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuş olup; Dairemizin 08.09.2015 tarihli ve 2015/22564 Esas, 2015/24990  Karar sayılı kararı ile; (1) numaralı bentte davalı ...'ın tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra
    “…2- Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgeler ile Mahkeme kararının gerekçesi içeriğinden davalı ... ile davalı Şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı.... işçisi olduğu anlaşılan davacının işçilik alacaklarından asıl işveren konumunda bulunan davalı Şirketlerin de ... Kanunu'nun 2 nci maddesi kapsamında sorumlu olduğu gözetilmeden davalı şirketler hakkındaki davanın reddi hatalıdır.
    3-Temerrüt tarihi açısından, davacının davalılardan .... gönderdiği ödeme ihtarının davalı .... tebliğ tarihi tespit edilerek faiz başlangıç tarihinin davalılardan ... açısından bu ihtarın tebliğ tarihine göre tespit edilmesi gerekmektedir. Kendisine ödeme ihtarı tebliğ edilmemiş olan davalıların ise davadan önce temerrüde düşürülmediği gözden kaçırılmamalıdır …” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

    Direnme Kararı:
    ... 7. ... Mahkemesi'nin 03.03.2016 tarihli ve 2015/545 Esas, 2016/67 Karar sayılı kararı ile davalı Şirketlerin davacının çalıştığı davalı ...'a ait aracı personel ve öğrenci taşıma işi için kiraladıkları, esasen davacının davalı ... için çalıştığı, davalı Şirketler ile davalı şahıs arasındaki anlaşmanın hizmet alım sözleşmesi olmadığı, davalı Şirketler yönünden aracın önem arz ettiği, kimin şoför olduğunun bir anlamının bulunmadığı, davacının emir ve talimatları davalı ...'dan aldığı, davalı Şirketlerden emir ve talimat almadığı, davacı tarafça talep edilen alacaklar yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesine yönelik herhangi bir talebin bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu Kararı:
    ... 7. ... Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.03.2021 tarihli ve 2016/9-1589 Esas, 2021/305 Karar sayılı kararı ile;
    “…Somut olaya gelince; davacının davalı ... adına kayıtlı otobüste şoför olarak personel ve öğrenci taşıma işinde 17.07.2006-14.03.2011 (17.07.2006- 2009 yılı 6. ayına kadar davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. ve 2009 yılı 8. ayından 14.03.2011 tarihine kadar davalı....Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti.) tarihleri arasında çalıştığı, davacı ile davalı ... arasındaki ilişkinin ... sözleşmesine dayandığı ve davacının işvereni olduğu konusu uyuşmazlık dışı olup ihtilaf, davalı ... ile diğer davalılar ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. ve ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasındadır. Mahkemece davalı ... adına kayıtlı ....plaka sayılı aracı davalı şirketlerin personel taşıma işi için kiraladıkları, davalı ... ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunmadığı, davalı şirketler yönünden aracın önem arz ettiği belirtilerek davalılar arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olarak nitelendirilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki asıl-alt işveren ilişkisi kira sözleşmesiyle de kurulabilir bu nedenle mahkemenin kira sözleşmesi ile alt işverenlik kurulamayacağı hizmet alım sözleşmesi yoluyla gerçekleştirilebileceği yönündeki gerekçesi yerine değildir.
    Dosya kapsamında; ... plaka sayılı araca ilişkin davacının araç şoförü olarak belirtildiği ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan ... başı sözleşmesi, 31.10.2007 tarihli personel ve öğrenci taşıma araç kiralama sözleşmesi, davalı ... tarafından davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ve ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti.’ye kesilen “personel taşıma bedelli” faturalar, davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından sunulan ve davalı ... ile alacak ve borç ilişkisini gösteren muavin defter kayıtları, ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından ... plaka sayılı araca ilişkin sunulan puantaj kayıtları, banka ödemeleri ve tanık beyanlarından davacının davalı ... adına kayıtlı araç ile davalı şirketler nezdinde personel taşımacılığı işi yaptığı anlaşılmaktadır.
    O hâlde, davalı işveren ... ile davalı şirketler arasında 4857 sayılı ... Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında geçerli bir asıl -alt işveren ilişkisi bulunduğundan, davacının işçilik alacaklarından asıl işveren konumunda bulunan davalı şirketlerin de sorumlulukları bulunmaktadır.
    Bu nedenle usul ve yasaya uygun Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru olmamıştır.

    Mahkemece davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz talep etmediği noktasında direnme kararı verilmiş ise de; davacı işverene gönderdiği ihtarnameden önceki bir tarih olan fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir.  Dolayısıyla davacının talep ettiğinden daha az bir hakkının bulunduğu sonucu ortaya çıktığına göre burada taleple bağlılık ilkesi uygulanmaz. Bu nedenle ihbar tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiz başlangıç tarihlerinin tespiti yönünden ödeme ihtarının davalı ... Yılmaza tebliğ tarihi araştırılmalıdır. Buna göre ödeme ihtarının dava tarihinden önce tebliğ edildiğinin anlaşılması halinde bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekmektedir.…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

    Hukuk Genel Kurulu Kararı Sonrası Mahkeme Kararı:
    Mahkemece Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda yargılama yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Temyiz:
    Kararı, davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.

    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava tarihinin 13.05.2011 yerine 25.03.2014 yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.     

    2-Taraflar arasında asıl işveren ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. ile diğer asıl işveren ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu alacak miktarlarının belirlenmesi hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

    Somut olayda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı ile davacının davalı ... adına kayıtlı otobüste şoför olarak personel ve öğrenci taşıma işinde 17.07.2006-14.03.2011 (17.07.2006- 2009 yılı 6. ayına kadar davalı ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. ve 2009 yılı 8. ayından 14.03.2011 tarihine kadar davalı ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti.) tarihleri arasında çalıştığı, davacı ile davalı ... arasındaki ilişkinin ... sözleşmesine dayandığı ve davalı ...'ın davacının işvereni olduğu, bu davalı ile diğer davalı Şirketler arasında geçerli bir alt işveren-asıl işveren ilişkisi bulunduğu, bu sebeple ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti.’nin işçilik alacaklarından asıl işveren sıfatı ile sorumlulukları bulunduğu hususları sabit hâle gelmiştir. Mahkemece davacının tüm çalışma süresi gözetilerek hüküm altına alınan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarından davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Ancak davacının 17.07.2006-2009 yılı 6. ayına kadar asıl işveren ... Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti. ve 2009 yılı 8. ayından 14.03.2011 tarihine kadar asıl işveren ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. nezdinde çalıştığı hususu gözetildiğinde; söz konusu Şirketlerin işçilik alacaklarından sorumluluklarının davacıyı (kendi) çalıştırdıkları dönem ve bu dönemdeki ücret seviyesine göre belirlenmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmaması hatalıdır.

    3-Öte yandan, Mahkeme ilâmının gerekçesinde yalnızca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca yapılan bozmaya uyulduğu, hesaplamalar ve değerlendirmelerin bozma ilâmı ve gerekçesine uygun olduğu ifade edilmiş ise de; hangi hesaplamalar ve değerlendirmelerin hükme esas alındığı açıkça belirtilmemiştir. Mahkemece hüküm altına alınan alacakların miktarları da gözetildiğinde; 18.12.2014 tarihli bilirkişi raporunun ikinci seçeneğinin hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu raporun belirtilen kısmında ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti miktarı ayrı ayrı 2.075,73 TL hesaplanmasına rağmen; bu alacakların hangi gerekçeyle 2.175,73 TL olarak hüküm altına alındığı da karardan anlaşılamamaktadır. Mahkeme kararının gerekçesinin yetersiz olması hatalı olup kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine, 12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara