Esas No: 2022/8184
Karar No: 2022/8814
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8184 Esas 2022/8814 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8184 E. , 2022/8814 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 29.08.2007-30.09.2014 tarihleri arasında davalı Belediyenin değişen alt işverenleri nezdinde fiilen zabıta olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işveren tarafından sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu ileri sürerek davanın husumet nedeniyle reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesinin 26.....2016 tarihli, 2014/946 Esas ve 2016/209 Karar sayılı kararı ile toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarihli, 2016/26816 Esas ve 2020/323 Karar sayılı kararı ile, davalı temyizi bakımından yapılan inceleme neticesinde, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine; davacı temyizi bakımından yapılan inceleme neticesinde ise fazla çalışma ücretinin tespitinde kayıt bulunmayan dönem bakımından dava dilekçesi içeriği ile tanık beyanları değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekirken, kayıt bulunmayan dönemler için fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarihli, 2016/26816 Esas ve 2020/323 Karar sayılı bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiş olup bozma sonrası yapılan yargılamada, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının 07.09.2011 tarihinden sonraki çalışmalarında hak kazandığı fazla çalışma ücretinin miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması hâlinde ise varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı ... Kanunu'nun 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, Mahkemece bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda kayıt bulunmayan 01.04.2010-07.09.2011 tarihleri arasında tanık beyanları dikkate alınarak davacının haftanın 6 günü günde 10 saat çalıştığı, 1 saat ara dinlenmesi kullandığı kabul edilerek haftalık 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş olup; bu tarihten sonraki çalışmalarında ise kayıtlara göre belirlenen çalışma saatleri esas alınarak, yine 1 saatlik ara dinlenme kullandığı kabulü ile fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak işverence 07.09.2011 tarihinden sonraki çalışma dönemine ilişkin tüm kayıtlar dosyaya sunulmamıştır. Buna rağmen bozma öncesi 15.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda, kayıtların bu dönemde yoğun olarak tanık anlatımlarıyla çelişmesi nedeni ile yalnızca kayıtların dikkate alındığı tanık beyanlarına kısmen değer verildiği ifade edilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarihli ve 2016/26816 Esas, 2020/323 Karar sayılı bozma ilâmında açıkça 15.03.2016 tarihli rapora dikkat çekilmek suretiyle kayıt bulunmayan dönemler bakımından tanık beyanlarının esas alınmamasının, bu şekilde tanık beyanlarına kısmen değer verilmesinin hatalı olduğu ifade edilmiştir. Mahkemece bu yöndeki bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bozma sonrası dosya kapsamına alınan ek bilirkişi raporunda, 07.09.2011 tarihinden sonraki dönem için işyeri kaydı bulunduğundan bu kayıtlara göre hesaplama yapıldığı, belirtilen tarihten önceki dönem için tanık beyanlarının esas alındığı ifade edilmiş ise de dosya kapsamında 07.09.2011 tarihinden sonraki dönemde tüm çalışma süresini kapsayacak şekilde işyeri kaydının bulunmadığı hususu gözden kaçırılmıştır. Zira davacı vekili de temyiz başvuru dilekçesinde, 07.09.2011 sonrası dönem için itirazda bulunmuş olup Mahkemece yapılması gereken ..., 07.09.2011-30.09.2014 tarihleri arasındaki dönem için kayıt bulunan tarihler bakımından söz konusu kayıtlar, kayıt bulunmayan tarihler bakımından da dava dilekçesi içeriği ve tanık beyanları dikkate alınarak bir değerlendirme yapmaktan ibarettir.
Öte yandan, her ne kadar bozma sonrası kapsama alınan ek bilirkişi raporunda, davacının ıslah ile fazla çalışma ücreti bakımından arttırdığı miktar ve davalının ıslah zamanaşımı def’i dolayısıyla hesaplama yapılmadığı belirtilmiş ise de; zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldıracağından söz konusu savunma, hakkın tespitine ve doğumuna engel olmayacaktır. Bilirkişi raporunda bu şekilde hukuki değerlendirmeye yer verilmesi de ayrıca eleştiri sebebi yapılmıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.