Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7871 Esas 2022/8807 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7871
Karar No: 2022/8807
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7871 Esas 2022/8807 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7871 E.  ,  2022/8807 K.

    "İçtihat Metni"




    Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/6609 Esas, 2018/18897 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 07.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 21.05.2018 tarihinde davalı vekilince yapılan temyizin süresinde olmadığı; Bölge Adliye Mahkemesi kararında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde kararın temyiz edilebileceği açıklanmışsa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 90 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında kanundaki süreleri hâkimin artırıp eksiltemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz isteminin süreden dolayı reddine karar verilmiştir.

    Davalı vekili 19.11.2018 tarihli maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin belirtmiş olduğu iki haftalık temyiz süresinin kendilerini yanılttığını, Bölge Adliye Mahkemesince verilen iki haftalık süre içerisinde olmak üzere temyiz yoluna başvurulduğunu, temyiz talebinin süresi içerisinde yapıldığının kabulü ile dosyanın temyiz incelemesinin yapılması gerektiğini belirterek Daire kararının kaldırılmasını ve dilekçede belirtilen sebeplerden bozma yapılmasını talep etmiştir.

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.

    Anayasa Mahkemesince; Dairemizce aynı sebeple temyiz incelemesinin süre yönünden reddine karar verildiği dava dosyalarında yapılan bireysel başvurular üzerine 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Dairemizce de Anayasa Mahkemesinin kararları doğrultusunda temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin Daire kararları kaldırılarak temyiz başvurusu incelenmiştir (Örneğin bkz. Dairemizin ........2022 tarihli ve 2022/5442 Esas, 2022/7075 Karar sayılı kararı).

    Açıklanan sebeplerle, Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/6609 Esas, 2018/18897 Karar sayılı kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın davalıya ait işyerinde 23.02.2006 -29.....2016 tarihleri arasında mandal test operatörü olarak çalıştığını ve ... sözleşmesine geçerli bir sebep olmadan son verildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesinin Şirketteki işlerin daralması ile oluşan istihdam fazlalığına bağlı olarak geçerli bir sebeple sonlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile işletmesel kararın uygulanmasında işverenin, keyfi davranmama, ölçülülük ve feshin son çare olması ilkelerine uygun davranmadığı, davacının kıdeminden daha az kıdemli işçilerin çalışmaya devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının davacının 5 aylık ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili; davacı işçinin çalıştığı bölüme fesihten sonra hiçbir işçinin işe alınmadığını, davalı işyerinde fesihten sonra başka bölümlere alınan işçilerin ise ... ... Kurumu ile Şirket arasında imzalanan protokol gereği %50 istihdam zorunluluğu nedeniyle işe alınan işçiler olduğunu, işçi çıkartırken sosyal seçim kriterlerinin dikkate alındığını, Şirketin mali sıkıntı ve olumsuzluk yaşadığını, feshin son çare olması ilkesine uyulduğunu, davalı işyerinde bir yıllık süre içerisinde çalışan işçi sayısının 543 kişi azalmasına rağmen fazla çalışma yapılmaksızın üretime devam edilmiş olmasının davalı işyerinde işçi fazlalığı olduğunu gösterdiğini, bir yıllık sürede çalışan sayısının 543 adet azaldığı bir işyerinde davacının başka bir yerde değerlendirilmesinin araştırılmasını beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Şirkette 14.05.2016 yılında dönem dönem satış miktarlarının arttığı, fesih öncesi tasaruf tedbirleri alınmayıp fesihten sonra tasarruf tedbirleri alındığı, fesih öncesi yapılan yatırımların borçların artmasına neden olduğu, davacıya eğitim olanakları sağlanmadığı, esnek çalışma usullerinin benimsenmediği, vardiyalı çalışma sistemi hakkında dosyaya herhangi bir bilgi ve delil sunulmadığı, davacının başka bir işte değerlendirilmediği, üretim artışının söz konusu olduğu, tutarlı davranılmadığı, işyerindeki yapılanmanın işçinin işine olan ihtiyacı ortadan kaldırmadığı, yapılanmanın ... sözleşmesinin feshini gerektirmediği, ... sözleşmesini korumak bakımından uygulanan somut ve etkin bir önleme rastlanmadığı, Şirket tarafından işyerinde istihdam fazlalığı meydana geldiği ve feshin kaçınılmaz olduğunun kanıtlanamadığı, yeni personel alımı sebebi ile feshin tutarlı olmadığı, keyfi olduğu ve feshin son çare olması ilkesine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile benzer sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, ... sözleşmesinin feshinin geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    1.Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/6609 Esas, 2018/18897 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

    2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,


    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Peşin alınan karar düzeltme harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,


    12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.








    Hemen Ara