Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8989 Esas 2022/8820 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8989
Karar No: 2022/8820
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8989 Esas 2022/8820 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8989 E.  ,  2022/8820 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurumda 20.08.2008-31.07.2013 tarihleri arasında çalıştığını, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 inci maddesinde belirtilen kurumlarda çalışan işçilere ücret sistemleri ne olursa olsun her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılacağının hüküm altına alındığını, bu kurumlar arasında bankanın da yer aldığını, 3 üncü madde ile Bakanlar Kuruluna bu ilave tediyeye ek olarak aynı nispette ödeme yapılması için karar alabilme yetkisinin verildiğini, müvekkilinin işe girdiği yıldan itibaren Bakanlar Kurulunun ikinci bir ilave tediye yapılması yönünde karar aldığını, müvekkilinin çalıştığı Kurumun 6772 sayılı Kanun kapsamına giren bir kamu kuruluşu olduğunu, davalı Kurum anonim şirket olsa da sermayesinin tamamının hazineye ait olduğunu, Kanun’da sermayesinin yarısından fazlasının devlete ait olan bankalarda çalıştırılan işçilere de ilave tediye yapılacağının düzenlendiğini, Devlet Personel Başkanlığının mütalaalarında da Ziraat Bankasının kamu kuruluşu olduğunun belirtildiğini, davalı Şubenin 14.03.2012 tarihinde Belediye Başkanlığına sunmuş olduğu yazıda Bankanın kamu kuruluşu olduğunun belirtildiğini, açıklamalar doğrultusunda müvekkiline ilave tediye alacağı ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, davalı Kuruma ödeme için 23.10.2013 tarihinde yaptıkları başvurunun 11.12.2013 tarihli yazı ile reddedildiğini, bilirkişi tarafından hesaplanacak olan 2008 yılından 2013 yılına kadar her yıl için bir, 2003 yılından 2012 yılına kadar her yıl için iki brüt maaş tutarındaki ilave tediye alacağının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı Bankanın 4603 sayılı ... Cumhuriyeti Ziraat Bankası, ... Halk Bankası Anonim Şirketi ve ... Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun (4603 sayılı Kanun) ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamından çıkarıldığını, özel bankalarla aynı hükümlere tabi olduğunu, faaliyetlerinin genel idare esaslarına göre yerine getirilen bir kamu hizmeti olmadığını, bankanın kamusal idare vasfında olmadığını, anonim şirkete dönüştürüldüğünü, 31.12.2002 tarihinden itibaren personelin özel hukuk hükümlerine tabi olarak çalıştıklarını, davacının kamu işçisi olmayıp davalı Kurumun da 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, ayrıca bir kamu tüzel kişisi olmadığını ve kamu hizmeti faaliyetinde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2014 tarihli ve 2014/108 Esas, 2014/298 Karar sayılı kararı ile toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulü ile ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.

    IV. TEMYİZ
    A. Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

    B. Yargıtay Kararı
    Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/9096 Esas, 2016/7919 Karar sayılı kararı ile tarafların tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

    C. Maddi Hatanın Düzeltilmesi Talebi
    Yargıtayın onama kararından sonra davalı vekili, Daire kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek onama kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

    D. Maddi Hatanın Kabulü ile Bozma Kararı
    Davalı vekilinin talebi üzerine Dairemizin 16.02.2017 tarihli ve 2017/3539 Esas, 2017/1943 Karar sayılı kararı ile davalı Bankada ikramiye ödemesinin bulunduğu gözden kaçırılarak karar verildiği bu sebeple önceki onama kararının maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılmasına karar verilerek yeniden yapılan incelemede, 6772 sayılı Kanun bakımından işveren, işçi ve ücret yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmış ve mahkeme kararı ilave tediye ücreti yönünden hatalı bulunmuş, 6772 sayılı Kanun'un 1 inci ve Ek 1 inci maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında davacıya her biri bir aylık maaş tutarında olmak üzere yılda dört defa ikramiye ödemesi yapılması durumunda davacının ilave tediye alacağı hakkının doğmayacağı, eş söyleyişle ikramiye ödemeleriyle birlikte ilave tediye ücretinin de ödendiğinin kabul edilmesi gerekeceği, ilave tediye alacağı talebi konusunda davacının bordroları celp edilerek bu açıklamalara göre yapılacak değerlendirme sonrasında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

    E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 21.....2017 tarihli ve 2017/40 Esas, 2017/292 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde başvurucuya davalı Banka tarafından yılda dört kez maaş tutarında ikramiye ödendiği ve bu hâliyle ikramiye ödemeleri ile ilave tediye ücretinin de ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    F. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Mahkeme kararı, kanuni süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.

    G. Onama Kararı
    Dairemizin 08.02.2018 tarihli ve 2018/594 Esas, 2018/2022 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair hükmün onanmasına karar verilmiştir.

    V. BİREYSEL BAŞVURU SONRASI KARAR
    A. Bireysel Başvuruda Bulunanlar
    Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

    B.Anayasa Mahkemesi Kararının Özeti:
    1.Anayasa Mahkemesinin 2018/10018 başvuru numaralı ve 27.10.2021 tarihli kararı ile şekli anlamda kesinleşen ve maddi anlamda da kesin hüküm gücüne ulaşan kararla ilgili yeniden delil değerlendirmesi yapılmak suretiyle maddi hata denetimi adı altında kararın tekrar kanun yolu denetimine tabi tutulması ve bu suretle kesin hükmün ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı; buna göre incelenen kararda kanunla belirlenen herhangi bir objektif kriter olmaksızın maddi hata adı altında kesinleşmiş mahkeme kararına müdahale edilmesine imkân tanındığı ve bu durumun kesin hükmün otoritesini ortadan kaldıran ve kanunda olmayan bir kanun yolunun ihdası anlamına geldiği, ayrıca dava sürecinde davalı tarafın başvurucuya ikramiye ödediği vakıasını ve buna ilişkin delillerini ileri sürmediği, olağan kanun yolu aşamasında da bu hususu dile getirmediği, Dairece bu kapsamda değerlendirme yapılarak onama kararı verildiği; hükmün kesinleşmesinden bir süre sonra davalı Bankanın yargılama sırasında ileri sürmesi ve Mahkemece bu süreçte esastan değerlendirilmesi gereken bir iddiaya dayanarak verdiği maddi hata dilekçesine göre Yargıtayın dosyayı yeniden ele almak suretiyle esastan inceleme yaptığı, Dairenin usul hukukunda öngörülmemiş bir yöntemle kanuni dayanağı olmaksızın kesinleşmiş hükme müdahale edilmesini gerektirecek zorlayıcı ve istisnai durumları yine usul hukukunda öngörülen müesseseler çerçevesinde objektif ve kabul edilebilir ölçüde ortaya koymadan başvurucunun lehine olan nihai, bağlayıcı mahkeme kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde bozma kararı verdiği vurgulanmış ve kesin nitelikteki mahkeme hükmünün icra edilebilirliğinin yeni bir mahkeme kararıyla etkisiz hâle getirilmesi suretiyle başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

    2. Anayasa Mahkemesince, Kanunda dayanağı bulunmayan bir uygulamayla kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca ödenen bedelin kesin hüküm ortadan kaldırılarak iadesine karar verilmesi şeklindeki müdahalenin kanunilik unsurundan yoksun olduğu Anayasa'nın 35 inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının da ihlal edildiğine karar verilmiştir.

    3.Sonuç olarak Anayasa’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ve Anayasa’nın 35 inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Mahkeme kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

    C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.02.2022 tarihli ve 2022/13319 Esas, 2022/2236 Karar sayılı İlâmı
    1. Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Dairemizin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulü ile hükmün bozulmasına yönelik 16.02.2017 tarihli ve 2017/3539 Esas, 2017/1943 Karar sayılı bozma kararı ile bu bozmaya uyularak verilen ret kararının onanmasına yönelik 08.02.2018 tarihli ve 2018/594 Esas, 2018/2022 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

    2. Maddi hatanın düzeltilmesi istemi üzerine kesinleşmiş mahkeme kararının kanuni bir dayanak olmaksızın ortadan kaldırılması mümkün olmadığından; Dairemizin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulü ile hükmün bozulmasına yönelik 16.02.2017 tarihli bozma kararına uyularak verilen 21.....2017 Mahkeme kararının da Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/9096 Esas, 2016/7919 Karar sayılı kararıyla onanan 12.11.2014 tarihli kararında olduğu şekilde hüküm kurulmak üzere bozulmasına karar verilmiştir.

    D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
    Mahkeme tarafından, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/9096 Esas, 2016/7919 Karar sayılı kararıyla onanan Mahkemenin 12.11.2014 tarihli kararında belirtilen gerekçenin aynısı tekrar etmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    Karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

    VII. KARAR
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacı işçiye her biri bir maaş tutarında olmak üzere dört ikramiye ödendiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6772 sayılı Kanun'un 1 inci ve Ek 1 inci maddelerindeki düzenlemeler dikkate alındığında, davacıya birer maaş tutarında olmak üzere yılda dört defa ikramiye ödemesi yapılması durumunda davacının ayrıca ilave tediye alacağına hak kazanması mümkün değildir. Mahkemenin 12.11.2014 tarihli ve 2014/108 Esas, 2014/298 Karar sayılı kararı ile bu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince verilen 12.04.2016 tarihli ve 2015/9096 Esas, 2016/7919 Karar sayılı onama kararı maddi hataya dayanmakta ise de Anayasa Mahkemesinin 2018/10018 başvuru numaralı ve 27.10.2021 tarihli kararı ile kesinleşmiş ve infaz edilmiş olunan 12.11.2014 tarihli Mahkeme kararının maddi hata adı altında düzeltilmesinin mümkün olmadığı belirlendiğinden davanın kabulüne ilişkin kararın bu gerekçe ile yerinde olduğunun, ayrıca gerekçeli karar başlığında tüzel kişiliği bulunmayan Hamamözü Şube Müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesinin de mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu bakımından doğru olan kararın bu gerekçe ile ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    12.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Hemen Ara