Esas No: 2022/8553
Karar No: 2022/8978
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8553 Esas 2022/8978 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8553 E. , 2022/8978 K."İçtihat Metni"
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili 22.04.2022 ve 27.04.2022 havale tarihli dilekçelerinde; müvekkili Şirkete davacı işçiler vekili tarafından yöneltilmiş davalısı, dava konusu, ücret ve çalışma şekli ile diğer hususların aynı olduğu yüzlerce işçilik alacağı talepli dava açıldığını, bu davaların tamamında şoförlük yapan davacı işçilerin ücretlerinin 4.200,00 TL olduğunu ve işyerinde elden ödeme yapıldığını ileri sürdüklerini, İlk Derece Mahkemelerinde davacı işçilerin talebi doğrultusunda araştırma yapılarak ve husumetli tanık beyanları doğrultusunda davacı işçilerin iddia ettiği ücret üzerinden hüküm kurulduğunu, Mahkemelerce davalı müvekkilinin sunduğu imzalı ücret bordrosuna itibar edilmediği gibi diğer delillerin de değerlendirilmediğini, dosyalarda tanıklık yapan herkesin müvekkili Şirkete karşı açılmış davasının bulunduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre husumetli tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğinden ve imzalı ücret bordroları kesin delil niteliğinde olduğundan hesaplamalarda yalnızca ücret bordrosunun dikkate alınması gerektiğini, davacı işçiler vekilince müvekkili aleyhine açılan tüm davalar sonucu verilen kararlara karşı müvekkili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine birebir aynı dosyalara ilişkin olarak ... Bölge Adliye Mahkemesi Dairelerince verilen kararlar arasında çelişki bulunduğunu, bir kısım kararlarda davacı işçinin iddia ettiği ücretin gerçek ücret olduğuna hükmedilirken bir kısım kararlarda davacı tarafın iddia ettiği ücretin gerçek ücret olmadığına ve bordroların ücret tespitinde esas alınması gerektiğine hükmedildiğini, temyiz sınırını aşan bir dosyada Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2020/771 Esas, 2021/4189 Karar sayılı ilâmı ile davacının dinlenen tanıklarından ikisinin davacı ile birlikte çalışmasının bulunmadığı, davacı ile birlikte çalışması bulunan tek tanığın ise işverene karşı aynı konuda açılmış davası bulunduğu, tanık beyanlarına değer verilemeyeceği, yapılan emsal ücret araştırmasında ise sendikalardan gelen emsal ücrete ilişkin yazıların davacının sendikaya üye olduğu iddia ve ispat edilemediğinden dikkate alınamayacağı gerekçe gösterilerek ... İstatistik Kurumunun (TÜİK) resmi internet sitesindeki miktar esas alınmak suretiyle davacının ücret seviyesi belirlenmesine hükmedildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, 8. Hukuk Dairesi, 5. Hukuk Dairesi, 30. Hukuk Dairesi tarafından birebir aynı nitelikte olan ve aynı şekilde seyreden seri dosyalara ilişkin istinaf başvurularının bazıları kabul görürken bazılarının reddedilmesinin hukuki öngörülebilirliği zedelediğini, içtihat bütünlüğünü bozduğunu, aynı dosyalara ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi hukuk daireleri tarafından farklı kararların verildiğini ileri sürerek 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinin benzer konuya ilişkin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın davacı işçilerin aylık ücretlerinin TÜİK verileri ve ücret bordroları gözetilmek suretiyle giderilmesi için Yargıtayın ilgili dairesine başvurulmasını istemiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.....2022 tarihli ve 2022/10 Karar sayılı kararında; başvuran davalı vekilinin uyuşmazlığın giderilmesi için Yargıtaya başvurulması yönündeki talebi üzerine raportör tayin edilerek dilekçede bahsedilen kararların incelenip rapor halinde Kurula bildirilmesinin istendiği, raportörce yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda; uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak Yargıtay ilgili hukuk dairesi konumundaki Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararı ile başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderildiği yani Yargıtayın görüşünü açıkladığı anlaşıldığından 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesindeki şartların bulunmadığı ve Yargıtayın ilgili dairesine başvurulmasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirildiği, Başkanlar Kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi yönünden ortada kesin karar uyuşmazlığı yoksa veya bu uyuşmazlık daha önce giderilmiş ise ya da zaten uyuşmazlıkla ilgili Yargıtay ilgili dairesinin emsal kararları mevcut ise başkanlar kurulunca bu talebin Yargıtay ilgili dairesine gönderilmeyerek reddine karar verilmesi gerektiği ancak her durumda uyuşmazlığın giderilmesi taleplerinin Yargıtaya gönderilmesi yönündeki Yargıtay içtihadı uyarınca ve Başkanlar Kurulunun bu kararı başka bir merciye veya kurula taşıma yetki ve imkanı bulunmadığından başvurucu davalı vekilinin uyuşmazlığın giderilmesi isteminin talebe konu uyuşmazlık hakkında Yargıtayın görüşü belli olduğundan Başkanlar Kurulunca görüş bildirilmesine gerek olmadığına oy birliği ile karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 10.07.2020 Tarihli ve 2020/1249 Esas, 2022/1738 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Taraflar arsında davacının aldığı son ücret ihtilaflıdır. Sendikalara davacının emsal ücreti sorulurken sendikasız işçinin bildirilmesi özellikle belirtilmiştir. TÜİK 2014 kasım verileri dosyada mevcuttur. Bilirkişi tarafından 2018 güncellenmiş miktar da belirlenmiştir. Davacı sevkiyat şoförü olarak çalışmış olup mahkemece tanık beyanları, emsal ücret araştırması nazara alınarak ücretinin AGİ dışlanarak 4.047,79 TL olarak esas alınması dosya kapsamına uygundur. Davacı tanıklarının beyanlarında çalıştıkları süreler belirlidir. Hepsi davacı gibi sevkiyat şoförüdür. Davalı tanık dinletmemiştir. Tanık beyanlarından davacının 17:00-07:00 arasında çalıştığı, ayda bir hafta tatili kullandığı, dini bayramlar hariç ... günlerinde çalıştığı belirlidir. Davacının yaptığı ... nazara alındığında ve davacı tanıklarının tümünün beyanı birlikte değerlendirildiğinde davası olan tanığın beyanına itibar edilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Fazla çalışma haftalık 18 saat olarak esas alınmıştır. Bordrolardaki imzalı imzasız fazla çalışma tahakkuku bulunan aylar düşülmüştür. Kıdem tazminatında tavan miktar nazara alınmıştır. Mahkemece dosya kapsamına uygun bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir. ... " gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 16.03.2022 Tarihli ve 2021/1642 Esas, 2022/812 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ;
"...
Davacının, davalılar nezdinde sevkiyat şoförü olarak aralıklı çalıştığı, davacı tarafça ... akdinin davalı işverenler tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğinin ileri sürüldüğü, davalı işverenlerce, davacının çalışma süresi boyunca hak etmiş olduğu hak ve alacaklarının ödendiğinin savunulduğu, davacının hizmet süresinin kurum kayıtlarına göre tespit edildiği, ispat yükü kendisinde olan davalı işveren tarafından ... akdinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat olunamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, mahkemece, dinlenen tanık anlatımları, istinaf incelemesinden geçen emsal dosyalar, emsal ücret araştırma sonuçları ve yapılan işin niteliği dikkate alındığında davacının tespit edilen aylık ücretinin dosya kapsamına uygun olduğu, işveren tarafından davacıya ödenen tutarlarının mahsubu ile bakiye alacaklarının tespit edildiği, davacının dinlenen tanık beyanları ile davalı işyerinde fazla mesai yaptığını, ayda bir hafta tatili kullandığını, dini bayramlar hariç ... günlerinde çalıştığını ispat ettiği, ücret bordroları imzalı olduğundan; bordrolarda geçen fazla mesai saatleri, hafta tatili günleri, ... günleri ile bağlı kalınarak gerçek ücret üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle davacının alacaklarının belirlendiği, davacıya fazla çalışmasının karşılığı olan ücretlerinin, bakiye ücret alacağının ve davacının talebine konu yıllık iznin kullandırıldığının yahut ücretinin ödendiğinin işveren tarafından usulünce kanıtlanamadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli, bilimsel verilere ve dosya kapsamına uygun olduğu ve mahkemece verilen kararda bir hatanın bulunmadığı..." gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 Tarihli ve 2021/3081 Esas, 2021/2704 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Somut olayda, davacı ... makinesi operatörü olarak en son net 4.000,00 TL ücret ile çalıştığını iddia ederken davalı ise ücretin bordrolarda gösterilen miktarda olduğunu savunmuştur. Mahkemece davacının ücreti net 4.000,00 TL olarak kabulü ile talep konusu alacaklar hüküm altına alınmış ise de, yapılan emsal ücret araştırması neticesinde sendikalardan gelen emsal ücrete ilişkin yazıların davacının sendikaya üye olduğu iddia ve ispat edilemediğinden dikkate alınmayacaktır. Ayrıca dinlenen davacı tanıkları şoför olarak çalışmış olduklarını beyan etmiş olup bu nedenle ... makinesi operatörü olarak çalışan işçinin aylık ücreti yönünden beyanlarını destekler başkaca delil bulunmamaktadır.
Öte yandan TÜİK kazanç sorgulama verisinin de davalı savunmasını destekler nitelikte olup, TÜİK verisi güncellendiğinde bordrolarda yer alan ücretin altında kaldığı görülmektedir.
Hâl böyle olunca davacının iddia ettiği ücreti aldığını ispatlayamadığı somut olayda bordrolarda tahakkuk eden ücretin esas alınması gerektiği, bu bağlamda talep konusu alacakların yeniden hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda dosya yeni bir bilirkişiye tevdii edilerek davacının aylık ücretinin işveren kayıtları esas alınarak talep konusu alacaklar yeniden hesaplanmalıdır.
Mahkemece karar verilirken yargılama aşamasında taraflar yönünden oluşmuş usuli kazanılmış haklar da dikkate alınmalıdır.
Yukarıdaki gerekçelerle hukuki eksikliklerin giderilmesi için sair istinaf nedenleri incelenmeksizin dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ..." gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) numaralı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 2021/2057 Esas, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/1577 - 1578 - 1579 - 1580 - 1581 - 1582 - 1584 - 1585 - 1586 Esas, 2021/1651 Esas, 2021/1743 - 1746 - 1747 Esas Sayılı Kararları
Yukarıda esas ve karar numarası verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da özetle gerek davacı tanıklarının anlatımları, gerek yapılan emsal ücret araştırması gerekse de ... Bölge Adliye Mahkemesinde aynı davalıya karşı açılan davalarda aynı dönemde aynı işi yapan işçiler için kabul edilen aylık ücretler dikkate alındığında kabul edilen ücretin dosya kapsamına uygun olduğundan bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
E. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2021/2540 - 2101 Esas, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/1739 - 1740 - 1741 - 1742 - 1744 - 1745 - 1748 - 1749 Esas Sayılı Kararları
Yukarıda esas ve karar numarası verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da özetle 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) numaralı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise;
“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
C. Değerlendirme
1. 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun'da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.
2. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
3. Bu açıklamalara göre öncelikle belirtmek gerekir ki, Kanun'un açık hükmü gereği, bir Yargıtay Dairesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi Dairesi kararı arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Başvurucunun dilekçesinde bildirdiği Dairemiz kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında Kanun'un ilgili düzenlemesine göre giderilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
4. Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlığın giderilmesine dair talepte bulunulması durumunda bu talebin her durumda Yargıtayın ilgili hukuk dairesine iletilmesi gerektiği sonucuna ulaşılması yerindedir. Diğer taraftan başvurucunun dilekçesinde bildirdiği uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu Bölge Adliye Mahkemesi kararları incelendiğinde, uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu dosyalarda, toplanması gereken deliller toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve henüz yargılamaların derdest olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulabilmesi için bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin hükümle sonuçlanmış olması gerekmektedir. Henüz derdest olan davalar bakımından uyuşmazlığın giderilmesi imkânı bulunmamaktadır.
5.Başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi Daireleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
6. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
1. ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.....2022 tarihli ve 2022/10 Karar sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.