Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9095 Esas 2022/8980 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9095
Karar No: 2022/8980
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9095 Esas 2022/8980 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9095 E.  ,  2022/8980 K.

    "İçtihat Metni"




    I. BAŞVURU
    Başvurucu vekili dilekçesinde; müvekkilinin davacısı olduğu dosyada talep edilen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; müvekkilinin elden ödeme bordrolarında gösterilen fazla çalışma süresinden daha fazla çalıştığı yönünde bir iddiasının mevcut olmadığı, sadece eksik hesaplamaya dayalı fark alacak talebi bulunduğu, davacı tarafça eksik ödemeye dayalı fark alacağı talebi bulunduğundan tanık anlatımları doğrultusunda tespit yapılarak hesaplama yapılmasının taleple bağlılık ilkesine aykırı bulunduğu gerekçe gösterilerek dava konusu fark hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine, fark fazla çalışma ücretinin kısmen kabulüne karar verildiğini, bu karara karşı müvekkili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Anadolu Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince esastan reddedildiğini, diğer taraftan müvekkili ile birebir aynı çalışma düzenine tabi başka bir işçinin, aynı taleplerle, aynı işverene karşı açmış olduğu emsal nitelikte dosyasında İlk Derece Mahkemesince işbu dosyadan tümüyle farklı bir hüküm kurulduğunu ve İlk Derece Mahkemesince verilen bu kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemede, davalı işverenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, aynı somut duruma ilişkin iki ayrı hüküm kurulmasının adil yargılanma hakkının ve hukuk önünde eşitlik ilkesinin açıkça ihlali niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. ve 27. Hukuk Daireleri arasındaki görüş ayrılıklarının ... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu tarafından değerlendirilerek giderilmesini talep etmiştir.

    II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 01.07.2022 tarihli ve 2022/51 Esas sayılı kararında;
    "...
    Başkanlar Kurulunca yapılan görüşme ve değerlendirmede; ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/2711 Esas - 2022/127 Karar sayılı dosyası ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi 2020/835 Esas - 2020/1521 Karar sayılı dosyasında aynı mahiyette yazılı dava dilekçeleri ile açılan davalarda mahkemelerin dava dilekçelerini yorumlamalarında farklılık bulunduğu ve birbirinden farklı yorumlanarak karara bağlanan her iki dava dosyasının da ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi ve 41. Hukuk Dairesince başvurunun esastan ret kararı verilmek suretiyle kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilen dosyada tanık beyanları ile sonuca gidilmiş olup ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince karara bağlanan dosyada ise tanık beyanları dikkate alınmayarak ücret bordrolarında tahakkuk bulunan aylar yönünden fark ücretler belirlenmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Sonuç olarak Başkanlar Kurulunda yapılan görüşmeden sonra tüm kurul üyelerince yapılan oylama sonucunda; ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 2020/835 Esas - 2020/1521 Karar sayılı kararı kurulca benimsenmek suretiyle "dava dilekçesinde talep edilen alacağın işverence eksik hesaplanan miktara ilişkin bulunduğu, aksi değerlendirmenin talep aşımı niteliğinde olduğu" görüşü ile birlikte kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi bakımından dosyanın 5235 sayılı kanunun 35-3. maddesi gereğince Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, Oy çokluğuyla.

    .." karar verilmiştir.

    III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
    A. ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 20.01.2022 Tarihli ve 2019/2711 Esas, 2022/127 Karar Sayılı Kararı
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile incelenen İlk Derece Mahkemesi dosyasına mübrez dava dilekçesinde özetle davacı işçinin davalı işveren bünyesinde 15.05.2003-02.12.2015 tarihleri arasında makine operatörü olarak çalıştığı, tüm çalışma süresi boyunca fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerinin gerçek brüt saat ücreti üzerinden zamlı olarak ödenmeyip aylık net ücreti 270 saate bölünerek bulunan net saat ücreti üzerinden hesaplanarak ödeme yoluna gidildiği, bu nedenle davacının bütün bu işçilik alacakları yönünden ödenmeyen fark ücretlerinin bulunduğu, tüm çalışma süresi boyunca 1 hafta gündüz ve 1 hafta gece olmak üzere iki vardiya halinde çalıştığı, haftanın 5 günü gündüz vardiyalarında 08.00-19.00 saatleri arasında gece vardiyalarında ise 19.00-08.00 saatleri arasında günde en fazla 1 saatlik ara dinlenme süreleri ile kesintisiz çalışan davacının bunun yanında ayda en az 3 Cumartesi gündüz vardiyalarında 08.00-18.00 saatleri arasında, 24 saat ve gece vardiyalarında ise 19.00-08.00 saatleri arasında 13 saat fazla çalışma yaptığı, bu şekilde Cumartesi mesailerini 2013 yılı sonuna kadar sürdürdüğü, sonrasında yapmadığı, 2012 yılına kadar olan çalışma süresince ayda en az 1 hafta tatilinde gündüz vardiyasında yine 08.00-19.00 saatleri arasında veya gece vardiyasında 19.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, davacının bütün bu çalışmalarına ilişkin ücretlerinin eksik olarak elden ödendiği ileri sürülerek fazla çalışma (fark) ücreti, hafta tatili (fark) ücreti, genel tatil (fark) ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince; "...Davacı fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Bu çalışmaların yapıldığını işçinin, ücretin ödendiğinin ise işverenin kanıtlaması gerekir. Yazılı belge bulunmayan hallerde bu çalışmaların yapıldığı tanık dahil her tür delil ile ispatlanabilecektir. Duruşmada dinlenen tanıklar, işyerinde fazla mesai hafta tatili ve genel tatillerde çalışma yapıldığını beyan ettiklerinden davacı bu husustaki iddiasını ispat etmiş, davalı işveren ise ispat edilen işbu çalışma ücretlerinin ödendiğini yazılı delille ispat edemediğinden, tanık beyanları dikkate alınarak ve bordrosunda tahakkuk bulunan aylar dışlanarak belirlenen fazla mesai ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verilmiştir. ..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmesi üzerine yapılan incelemede; tüm dosya kapsamından, İlk Derece Mahkemesi kararının maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verilmiştir.
    B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 11.11.2020 Tarihli ve 2020/835 Esas, 2020/1521 Karar Sayılı Kararı
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile incelenen İlk Derece Mahkemesi dosyasına mübrez dava dilekçesinde özetle davacı işçinin davalı işveren bünyesinde 23.....2005-14.12.2015 tarihleri arasında makine operatörü olarak çalıştığı, tüm çalışma süresi boyunca fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerinin gerçek brüt saat ücreti üzerinden zamlı olarak ödenmeyip aylık net ücreti 270 saate bölünerek bulunan net saat ücreti üzerinden hesaplanarak ödeme yoluna gidildiği, bu nedenle davacının bütün bu işçilik alacakları yönünden ödenmeyen fark ücretlerinin bulunduğu, tüm çalışma süresi boyunca 1 hafta gündüz ve 1 hafta gece olmak üzere iki vardiya halinde çalıştığı, haftanın 5 günü gündüz vardiyalarında 08.00-19.00 saatleri arasında gece vardiyalarında ise 19.00-08.00 saatleri arasında günde en fazla 1 saatlik ara dinlenme süreleri ile kesintisiz çalışan davacının bunun yanında ayda en az 3 Cumartesi gündüz vardiyalarında 08.00-18.00 saatleri arasında, 24 saat ve gece vardiyalarında ise 19.00-08.00 saatleri arasında 13 saat fazla çalışma yaptığı, bu şekilde Cumartesi mesailerini 2013 yılı sonuna kadar sürdürdüğü, sonrasında yapmadığı, 2012 yılına kadar olan çalışma süresince ayda en az 1 hafta tatilinde gündüz vardiyasında yine 08.00-19.00 saatleri arasında veya gece vardiyasında 19.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, davacının bütün bu çalışmalarına ilişkin ücretlerinin eksik olarak elden ödendiği ileri sürülerek fazla çalışma (fark) ücreti, hafta tatili (fark) ücreti, genel tatil (fark) ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince; "...Dava dilekçesinde fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücretlerinin gerçek brüt saat üzerinden zamlı olarak ödenmeyip aylık net ücret 270 saate bölünmek sureti ile bulunan net saat üzerinden hesaplanarak ödendiği ileri sürülerek fark alacak talebinde bulunulmuştur. Bu durumda elden ödeme ücret bordrolarında yer alan fazla çalışma süreleri esas alınarak ve resmi bordrolarda yer alan brüt ücret miktarları üzerinden %50 zamlı fazla mesai ücretlerinin hesaplanması ve elden ödenen miktarlar mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. Davacının elden ödeme bordrolarında gösterilen fazla çalışma süresinden daha fazla çalıştığı yönünde bir iddiası mevcut olmayıp sadece eksik hesaplamaya dayalı fark alacak talebi bulunmaktadır. Davacı tarafça eksik ödemeye dayalı fark alacak talebinde bulunulduğundan, tanık anlatımları doğrultusunda tespit yapılarak hesaplama yapılması taleple bağlılık ilkesine aykırı bulunmuştur.
    Dosya kapsamına sunulu bordrolar dikkate alındığında 20/.../2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda fark fazla mesai ücreti 115,92 TL belirlenmiş, davacının hafta tatili yönünden fark alacağı bulunmadığı belirlenmiştir.
    Dosyada bulunan ne resmi ne de gayrı resmi bordrolarda genel tatil ücreti ödemesi yer almaktadır. Dava dilekçesinde davacıya genel tatil ücretlerinin ödenmediği ileri sürülmemiş, sadece hatalı hesaplamadan kaynaklanan eksik ödemeye dayalı fark alacak talebinde bulunulmuştur. Bu nedenle tanık anlatımları doğrultusunda genel tatil günlerindeki çalışmalar tespit edilerek hesaplama yapmak taleple bağlılık ilkesine aykırı olacaktır. Bir alacakla ilgili fark hesaplanabilmesi için ödenen ve ödenmesi gereken miktarların belirlenebilmesi gerekmektedir. Dosyada davacıya ödenen genel tatil ücretlerini tespite yarayacak bir delil bulunmadığından fark alacak yönünden hesaplama yapmak mümkün olmamış, mahkememizce kabul gören 20/.../2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından süresinde istinaf edilmesi üzerine yapılan incelemede; davacının dava dilekçesinde fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerin gerçek brüt saat ücreti üzerinden zamlı olarak ödenmeyip aylık net ücreti 270'e bölünmek suretiyle bulunan net saat ücreti üzerinden hesaplanması nedeniyle söz konusu işçilik alacakları yönünden fark ücret alacağı bulunduğunu iddia ettiği, davacının söz konusu talebinin eksik ödeme iddiasına dayalı fark alacağı istemine ilişkin olduğu, dosyaya sunulan elden ödeme ücret pusulaları davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmaksızın imzalandığı, ücret pusulalarında haftalık fazla çalışma saatlerine ve hafta tatili çalışmalarına ilişkin açıklamalar ile söz konusu çalışmaların karşılığı olan ücret tahakkuklarının yer aldığı, bilirkişi incelemesinin dosyaya sunulan elden ödeme ücret pusulaları ve resmi bordrolara göre yapıldığını, elden ödeme ücret pusulalarının davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmadan imzalanmış olması nedeniyle bilirkişi tarafından bu ödeme pusulalarında yazılı olan hafta içi fazla çalışma saatleri ile hafta tatili çalışmaları esas alınarak hesaplama yapılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı bilirkişi raporu esas alınarak verilen İlk Derece Mahkemesi kararının da yerinde olduğu gerekçe gösterilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verilmiştir.


    IV. GEREKÇE
    A. Uyuşmazlık
    Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin yukarıda açıklanan kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlık; davacıların dava konusu alacaklara ilişkin ücretlerin gerçek brüt saat üzerinden zamlı olarak ödenmemesi dışında başkaca bir taleplerinin olup olmadığı, dava dilekçesinde tanık beyanları ile ispatlanacağı belirtilen çalışma düzenine göre hesaplanacak fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin de ayrıca talep edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

    B. İlgili Hukuk
    1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

    2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

    3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise;
    “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

    4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Taraflarca getirilme ilkesi" kenar başlıklı 25 inci maddesi şu şekildedir:
    "(1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
    (2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz."

    5. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:
    "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."

    6. 6100 sayılı Kanun'un "Dava dilekçesinin içeriği" kenar başlıklı 119 uncu maddesinin ilgili bölümleri şöyledir:
    " (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
    ...
    f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
    ..."

    7. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41, 44, 46, 47 nci maddeleri.


    C. Değerlendirme
    1.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

    2. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

    3. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.

    4. Başvuru konusu kararlara ait davalarda, davalı işveren ASTS Profil Mühendislik Plastik San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde çalışan işçilerin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsili için davalı işveren Şirket aleyhine dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu davaların sonucunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince bordroda tahakkuk bulunan aylar dışlanmak suretiyle tanık beyanları dikkate alınarak belirlenen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı hâlde ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince davacının fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücretlerinin gerçek brüt saat üzerinden zamlı olarak ödenmeyip aylık net ücret 270 saate bölünmek sureti ile bulunan net saat ücreti üzerinden hesaplanarak ödendiği ileri sürülerek fark alacak talep edildiği, davacının bordrolarında gösterilen fazla çalışma süresinden daha fazla çalıştığı yönünde bir iddiasının mevcut olmadığı, sadece eksik hesaplamaya dayalı fark alacak talebi bulunduğu, bu nedenle tanık anlatımları doğrultusunda tespit yapılarak hesaplama yapılmasının taleple bağlılık ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle tanık beyanları dikkate alınmaksızın yapılan hesaplamaların yerinde olduğu yönünde karar verilmiştir.


    5. Dosya kapsamından her iki işçinin aynı nitelikteki dava dilekçelerinin açıklamalar bölümünde, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların özetlerinin sıra numarası altında detaylı olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Her iki dava dilekçesinde "Deliller" başlığı altında iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğine dair açıklamaların bulunduğu, bu açıklamalara göre tanık beyanları ile ispatlanacak hususların "... yapılan ..., ücret, çalışma süreleri, mesailer v.b. ..." şeklinde açıkça ifade edildiği dosya kapsamı ile sabittir.

    6. Uyuşmazlığa konu dava dosyalarındaki bu açıklamalara göre davacıların, ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince kabul edilenin aksine, sadece eksik hesaplamaya dayalı fark alacak talep etmedikleri, bordrolarda gösterilen sürenin dışında da fazla çalıştıklarını iddia ettikleri ve bu yöndeki iddianın tanık beyanları ile ispatlanacağını açıkladıkları kabul edilmelidir. Gerek ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi gerekse 27. Hukuk Dairesi kararlarına konu iddia, ileri sürülen vakıa ve deliller benzer nitelikte olup her iki somut olayda davacıların bordrolarında gösterilenin dışında fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmalarının bulunduğunu ileri sürüp bunları talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu hâlde her iki dosya kapsamına göre bordroda gösterilenden daha fazla süre ile fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile genel tatil günlerinde çalışma iddiasının tanık anlatımları ispat edilmek istenmesi, taleple bağlılık ilkesine aykırılık olarak değerlendirilmemelidir. .

    7. Açıklanan sebeplerle uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 20.01.2022 Tarihli ve 2019/2711 Esas, 2022/127 Karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.


    V. KARAR
    1. Dava konusu alacaklara ilişkin ücretlerin gerçek brüt saat üzerinden zamlı olarak ödenmemesinden kaynaklanan fark fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı talep edilmesinin yanı sıra söz konusu alacakların tanık beyanları ile ispatlanan çalışma düzenine göre hesaplanarak ödenmesinin de talep edildiği yönündeki ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 20.01.2022 Tarihli ve 2019/2711 Esas, 2022/127 Karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine,

    2. Dosyanın talepte bulunan ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

    3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

    13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.





    Hemen Ara