Esas No: 2022/9326
Karar No: 2022/8977
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9326 Esas 2022/8977 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/9326 E. , 2022/8977 K."İçtihat Metni"
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili dilekçesinde; 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenleme uyarınca; temyizi kabil olmadan kesin olarak verilen bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın Yargıtayın ilgili hukuk dairesine gönderilmesinin mümkün hâle getirildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi uyarınca, davanın davacıyı işe alan, çalıştıran kişi veya kişilere yöneltilmesini sağlayarak husumet ve taraf teşkilini doğru sağladıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiğini, Yargıtay ilgili hukuk dairelerinin de buna benzer kararlarının bulunduğunu, ancak ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesince aynı konuda farklı yönde karar verildiğini, ... 11. ... Mahkemesinin pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin karara karşı istinaf talebini kabul eden ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemelerinin kararları arasındaki hüküm farklılıklarının 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun (2820 sayılı Kanun) 71 inci maddesinin farklı yorumlanmasından kaynaklanmakta olduğunu belirterek uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin görüşleri doğrultusunda giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 18.07.2022 tarihli ve 2022/5 Esas, 2022/5 Karar sayılı kararında; ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin vermiş oldukları başvuru konusu kararlarda, 2820 sayılı Kanun'un 71 inci maddesinde 2016 yılında yapılan kanun değişikliği öncesinde ve sonrasında il ve ilçe örgütlerinin genel merkezden izin almadan veya sonradan onaylatmadan yaptıkları işlemler nedeni ile doğacak borçlar bakımından, siyasi parti genel merkezi ile sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişilerin şahsen sorumlu olup olmayacağı hususunda farklı değerlendirmelerde bulunulduğu, her iki Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönde çelişkili olduğu belirtilerek uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin mezkur kararı doğrultusunda giderilmesi görüşünün oy birliği ile kabulüne karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesinin 23.03.2022 tarihli ve 2022/484 Esas, 2022/469 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Partinin ... İl Başkanlığında güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının işçilik alacaklarına ilişkin davasında davalı Siyasi Parti tüzel kişiliğine husumet düşüp düşmediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu, 2820 sayılı Kanun'un 71 inci maddesine göre siyasi parti il veya ilçe teşkilatları tarafından yapılan sözleşmelerin, merkez karar ve yönetim kurulu tarafından izin veya onay verilmediği sürece siyasi parti tüzel kişiliğini bağlamayacağı, il veya ilçe teşkilatlarında çalıştırılan işçiler bakımından sorumluluğun 2820 sayılı Kanun gereği sözleşmeyi yapan ve yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı, somut olayda davalı Siyasi Parti tarafından davacının işe alınması yönünde izin veya onay verilmediği ancak davacının çalışmasının kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 2016 yılından önceki döneme ilişkin olduğu ve davacının hizmet süresinin uzunluğu birlikte değerlendirildiğinde, davalı Siyasi Partinin pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, davacının görevini ifa ettiği İl Başkanlığı işyerindeki ... görme edimini parti il teşkilatı ile birlikte parti merkezine karşı yerine getirildiği gerekçe göstererek İlk Derece Mahkemesinin husumet nedeni ile davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi gereğince kök dava dosyası ile eldeki bu dosyanın birlikte değerlendirilip tarafların iddia ve savunması, esas hakkında gösterdikleri deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 22.12.2021 tarihli ve 2021/159 Esas, 2021/497 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Partinin ... İl Başkanlığında çalışan davacının işçilik alacaklarına ilişkin davasında davalı Siyasi Parti tüzel kişiliğine husumet düşüp düşmediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu, 2016 yılında yapılan kanun değişikliği ile 2820 sayılı Kanun'un 71 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “parti teşkilat kademelerinin yaptıkları” ibaresinden sonra gelmek üzere “hizmet sözleşmesi de dâhil her türlü” ibaresi eklendiği, ancak 2016 yılı değişikliğinden önce de 2820 sayılı Kanun'un 71 inci maddesinin il ve ilçe örgütlerinin genel merkezden izin almadan veya sonradan onaylatmadan yaptıkları işlemler nedeniyle doğacak borçlar bakımından sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişileri şahsen sorumlu tuttuğu ve Siyasi Parti tüzel kişiliğinin sorumlu olmayacağının açıkça düzenlendiği, somut olayda davacı işçinin ... İl Başkanlığında çalıştırılmaya başlanmadan önce veya çalışması devam ederken davalı Siyasi Partinin genel merkezinden yazılı izin veya onay alıp almadığı hususunun araştırılması gerektiği, davalı Siyası Partiden izin alınmadan çalıştırıldığının anlaşılması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca, davanın davacıyı işe alan, çalıştıran kişi veya kişilere yöneltilmesini sağlanması gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise;
“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
C. Değerlendirme
1. 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun'da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.
2. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
3. Bu açıklamalar ışığında belirtmek gerekir ki uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulabilmesi için bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin hükümle sonuçlanmış olması gerekmektedir. Bununla birlikte başvurucunun talebine konu kararlar incelendiğinde, uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu dosyalarda, toplanması gereken deliller toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı ve henüz yargılamaların derdest olduğu anlaşılmaktadır. Henüz derdest olan davalar bakımından uyuşmazlığın giderilmesi imkânı bulunmamaktadır.
4. Başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi Daireleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
6. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
1. ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 18.07.2022 tarihli ve 2022/5 Esas, 2022/5 Karar sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.