Esas No: 2022/8225
Karar No: 2022/9059
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8225 Esas 2022/9059 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8225 E. , 2022/9059 K."İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davada haklı çıkmış olan taraf hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.
Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olup, davalının temyiz isteminde hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, ikramiye ve ilave tediyelerinin de eksik ödendiğini iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının asgari ücretin fazlasını almasını gerektirir ... sözleşmesinin bulunmadığını, kadroya geçen işçilerin ücretine kadroya geçmeden önce 01.01.2018 tarihinden itibaren alt işveren tarafından veya başka bir şekilde ücret artışı yapılması hâlinde toplu ... sözleşmesinde yer alan % 4'lük zamdan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının sendika üyesi olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, faiz oran ve başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacının kadroya geçişi sırasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinde ücrete ilişkin kısmı boş bırakılmış ise de işbu dava dosyasının seri davanın bir parçası olduğu, seri davadaki diğer dosyalarda celp edilen belirsiz süreli ... sözleşmelerinde asgari ücretin belli bir oranı fazlası üzerinden ücret alınacağına ilişkin maddenin elle doldurulmuş olduğu, bu durumun davacının sözleşmesinde sehven boş bırakılmasına sebebiyet verebileceği gibi davacı ile aynı yerde ve aynı işi yapan diğer işçilere asgari ücretin % 5 fazlası üzerinden sözleşme yapılırken davacıya yapılmamış olmasının da hayatın olağan akışına ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği, bu durumda davacının da kadroya geçişten itibaren asgari ücretin % 5 fazlası üzerinden ücret aldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücretin üzerine % 4'lük zam yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, iddia edilenin aksine davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete % 4 zam uygulanmadığını, davacının 2018 yılı ücretinin korunarak % 4 oranında zam yapıldığını, ücret düşümü söz konusu olmadığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan ... sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, davacının, ücret farkı, fark ilave tediye alacağı, fark ikramiye alacağı talebinde bulunduğu, davacının davalı işyerinde değişen alt işverenler nezdinde alt işveren işçisi olarak çalışırken 02/04/2018 tarihinde 696 Sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 Sayılı KHK'ya eklenen 23. madde kapsamında kadroya geçirildiği, davacının kadroya geçiş sırasında, davalı işverenle, bireysel ... sözleşmesi imzaladığı, dosya kapsamında yer alan sözleşmenin ücrete ilişkin hükmünde açıkça, ücretin asgari ücretin belirli bir oranı olarak belirlenmemiş olduğu, bu husun bilirkişi raporunda da belirtildiği ancak davacı tarafça bu hususta itirazda bulunulmadığı görülmüştür. Neticeten; bilirkişi raporunda alternatif olarak yapılan hesabın hükme esas alınması hatalı olmuştur. Davacının ücreti iddia edildiği gibi 01.01.2019 tarihinde, ücret asgari ücret seviyesine çekilerek daha sonra %4’lük artışa gidilmiş değildir. Davaya konu uyuşmazlıkta davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan ... sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden yukarıda belirtilen davalı Bakanlık uygulaması yerinde olduğundan, Yargıtay 9.HD'nin 28/10/2020 tarih 2020/5665 Esas-2020/14048 Karar sayılı emsal ilamı gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının kadroya geçerken davalı ile imzaladığı belirsiz süreli ... sözleşmelerinin asıllarının veya aslı gibidir onaylı suretlerinin dosyaya kazandırılması gerektiğini, davacının aldığı ücretin bordrolardan da anlaşıldığını ve davalının kabulünde olduğunu, ... sözleşmesinde oran kısmının boş bırakılmasının bu hususu değiştirmeyeceğini, davacının kadroya geçerken de asgari ücretin %... fazlasını aldığını, 4857 sayılı ... Kanunu (4857 sayılı Kanun) gereğince davacının ücretinin ve sosyal haklarının korunması gerektiğini, davacının çalıştığı hastane bünyesinde çalışan hemen hemen her çalışanın kadroya geçerken ... sözleşmelerinde oran yazılmış olması ve bu işçiler tarafından açılan davaların kabul edilmiş olması göz önüne alındığında davacının davasının reddedilmesinin ve emsal işçilere göre düşük ücret almasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, dosyaya sunulan uzman görüşlerinde ... sözleşmesinde oran belirtilmemiş olsa bile kadroya geçmeden önce asgari ücretin belli bir yüzde fazlası uygulanan işçilerin ücretlerinin kadroya geçtikten sonra rızası alınmadan düşürülemeyeceğinin belirtildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 361 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.