Esas No: 2022/7806
Karar No: 2022/9203
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7806 Esas 2022/9203 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7806 E. , 2022/9203 K.Özet:
Taraflar arasındaki unvan intibak tespiti ve buna bağlı olarak davacının talep ettiği ikramiye ve fazla çalışma farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı davasında ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı asıl tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucunda, bölge adliye mahkemesi ilk derece kararını kaldırarak dosyanın yeniden incelenmesine karar vermiştir. Ancak yapılan incelemede davacının talepleri işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan reddedilmiştir. Davacı asıl tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda, kararın bozulması gerektirecek bir neden olmadığı gerekçesiyle önceki kararın onanmasına karar verilmiştir. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369, 370 ve 371. maddeleri ile 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinin uygulandığı ifade edilmiştir.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ve 2019/125 Esas, 2020/215 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2021 tarihli ve 2020/2297 Esas, 2021/1556 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; davalı bünyesinde 21.09.1999 tarihinden beri teknisyen yardımcısı olarak çalıştığını, 10.....2005 tarihinde meslek lisesinden mezun olarak diplomasını Kuruma verdiğini, kendisinden bir yıl önce mezun olan çalışma arkadaşlarına teknisyen unvanı verilmesine karşın yazılı ve sözlü müracaatlarına rağmen davacıya teknisyen unvanı verilmediğini, ....07.2012 tarihinde ... Üniversitesi Adapazarı Meslek Yüksekokulunu bitirerek tekniker unvanı verilmesi için Kuruma tekrar başvurduğunu, ancak talebinin reddedildiğini, ücretinin 2005 yılından itibaren teknisyen, 2012 yılından itibaren ise tekniker kadrosundan yapılması gerektiğini, 17.01.2014 tarihinde Kurumca tekniker unvanı verildiğini, 2009 yılında skala uygulamasına son verildiğinden bahisle 2005 tarihli dilekçeye ve sendikalı olmasına rağmen ücretinin aynı unvana sahip işçilerle eşit düzeye getirilmediğini ileri sürerek teknisyenlik unvanının 2005 yılından itibaren siciline işlenmesini, ücretinin skala üzerinden teknisyen ücreti olarak belirlenmesini, 2012 yılından itibaren de teknikerlik unvanının siciline işlenmesi ile ücretinin tekniker ücreti olarak belirlenerek ikramiye ve fazla çalışma fark alacaklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ortaokul mezunu iken davalı Kurumda çalışmaya başladığını, 2005 yılında liseyi bitirmesi sebebiyle geriye dönük olarak teknisyen unvanı verilmesinin yasal dayanağı olmadığını, davacının teknisyen yardımcısı olarak ücret bordrolarını yıllarca ihtirazı kayıt koymadan imzaladığını, tüm haklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin artık kamu kurumu olmadığını, personelin 4857 sayılı ... Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tabi olarak çalıştığını, unvan yükselmelerinin Yönetim Kurulunca toplu olarak yapılmasına karar verildiğini, davacının bireysel olarak unvanının yükseltilmediğini, davalı Şirketin personel istihdamı ve görevde yükselme uygulamalarını zorunlu kılan bir durum olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı işverenin unvan intibaklarını topluca yapmak şeklinde bir kriter benimsemiş olması karşısında bu kararın yönetim hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, yapılan inceleme neticesinde davacının 2005 yılından itibaren teknisyen, 2012 yılından itibaren ise tekniker olarak unvanının siciline işlemesi ve fark alacaklarının ödenmesine ilişkin taleplerine yönelik olarak unvan değişikliğine ilişkin kararın işverenin yönetim hakkı kapsamında açık pozisyon bulunması ve ihtiyaç duyulması hâlinde belirlenen kriterler çerçevesinde alınabilecek bir karar olduğu, bu sebeple davacının taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı asıl istinaf dilekçesinde; davalı işverene sunduğu lise ve önlisans diplomaları gereği 2005 yılında teknisyen, 2012 yılında tekniker olması gerektiğini, 17.01.2014 tarihinde teknisyen ünvanı verilmeden tekniker ünvanı verildiğini, aynı ünvana sahip işçilerden daha düşük ücret aldığını, bu husus düzeltilmez ise adına düşük prim ödenmiş olacağından emekli maaşının daha az olacağını, davalı işverenin eşit davranma borcuna aykırı davrandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Somut olayda; davacının 21.09.1999 tarihinde Sivas İl ... Müdürlüğü bünyesinde “teknisyen yardımcısı” olarak göreve başladığı, ... sözleşmesinde ilgilinin görevinin işyeri düzenlemeleri - TİS hükümleri dahilinde şirket tarafından değiştirilebileceği, davacının meslek lisesini bitirmesi üzerine teknisyenliğe geçişin talep doğrultusunda değil davalı şirketin genel müdürlüğünün müsaadesine göre işlem yapılacağının 16.....2005 tarihli cevabı yazıda belirtildiğini, 02.07.2012 tarihinde önlisans diplomasının sunulması üzerine 01.02.2014 tarihinden itibaren davacıya tekniker ünvanının verildiği anlaşılmıştır. Davacı unvan değişikliklerinin zamanında yapılması ile fark ücret alacaklarına karar verilmesi gerektiğini talep etmektedir. Her ne kadar davalı işveren tarafından ünvan değişikliğine ilişkin kriterler belirlenmiş ise de, yönetim hakkı kapsamında bu kriterlere sahip olan her çalışan hakkında işverenin işlem yapma yükümlülüğünün bulunmadığı açıktır. Yönetim hakkı kapsamında işi düzenleyen işverenin üst ünvana atama konusunda yaptığı tercih eşit işlem borcuna aykırılık oluşturmaz. Bu durumunda davacının lise - önlisans mezuniyet tarihinden itibaren teknisyen - tekniker unvanına atanması gerektiğine yönelik talep işverenin yönetim hakkı kapsamında mümkün görülmemiştir. Talep edilen tarihlerde davacı teknisyen - tekniker ünvanlarında da çalışmadığı anlaşıldığından fark ücret alacaklarına hükmedilmesi talebininde reddine karar verilmesi dosya kapsamına uygun bulunmuştur.
..." gerekçesiyle davacı asılın istinaf başvusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı asıl temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, unvan intibak tespiti ile buna bağlı olarak davacı tarafça talep edilen ikramiye ve fazla çalışma farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı asıl tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.