Esas No: 2015/2446
Karar No: 2015/9114
Karar Tarihi: 17.12.2015
Hırsızlık - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/2446 Esas 2015/9114 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yokluğunda verilen 03/06/2010 tarihli kararın sanıklar müdafiine 29/06/2010 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde, 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 07/07/2010 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla; sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar ... ve ... hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanıkların, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 1412 sayılı CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili kısım çıkartılarak yerine ‘‘Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına,” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
1-Sanığın savunmalarında suçu kabul etmeyerek diğer sanıkları tanımadığını beyan ettiği ve sanıklar ... ile ..."nin olay sırasında yanlarında olduğunu beyan ettikleri "..." isimli şahsın sanık ... olduğunun da kesin olarak tespit edilemediği anlaşılmakla; olay yerinden kaçan üçüncü şahsın sanık ... olup olmadığının tespiti bakımından, sanık..."in, olayı gerçekleştiren üç şahsı da net olarak gören ve sanıklar .... ile ..."ı duruşmada da teşhis eden tanık..., 28/01/2007 tarihli yakalama tutanağında imzası bulunan tutanak düzenleyici tanıklar ile diğer sanıklar ... ve ... ile yüz yüze teşhisinin yaptırılması, bu mümkün olmadığı takdirde ise sanık ...."in değişik cephelerden çektirilecek teşhise elverişli boy fotoğraflarının adı geçen tanıklar ile diğer sanıklar ... ve ..."a gösterilmesinden sonra kanıtların bir bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
b-Sanıkların, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.