Esas No: 2022/8180
Karar No: 2022/9139
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8180 Esas 2022/9139 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8180 E. , 2022/9139 K.Özet:
Taraflar arasında sendika aidatları ile ilgili icra takibine yapılan itirazın iptali davası açılmıştır. İlk derece mahkemesi kısmi olarak davayı kabul etmiş ve davalıyı icra inkar tazminatına mahkum etmiştir. Bölge adliye mahkemesi ise istinaf başvurularını reddetmiştir. Davacı taraf temyiz istemiş ancak temyiz talebi reddedilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 13 üncü maddesi (faiz özel olarak düzenlenmiştir)
- 2821 sayılı Sendikalar Kanunu
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Genel ... Sendikasının davalı ... bünyesinde çalışan üye işçilerinin bulunduğunu, müvekkili Sendika ile davalı işveren arasında toplu ... sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeye rağmen işçilerinin ücretlerini keserek davacı Sendikaya göndermediğini, yapılan uyarı ve ihtara rağmen sendika aidatlarının uzun süredir ödenmemesi nedeniyle Mesudiye İcra Müdürlüğünün 2016/15 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe karşı itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının faiz oranına da itiraz ettiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında faizin özel olarak düzenlendiğini iddia ederek Mesudiye İcra Müdürlüğünün 2016/15 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptali ile davalının haksız itirazı nedeniyle %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dileçesinde; davanın hukuki dayanaktan yoksun ve yersiz olduğunu iddia etmiş ve taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının ödenmeyen sendika aidat alacağı bulunduğu ve alacağın likit olması sebebiyle davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesi gerektiği gerekçesiyle;
"1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Mesudiye İcra Müdürlüğünün 2016/15 Esas sayılı takip dosyasının 26.273,86 TL asıl alacak bedeli üzerinden takibin devamına,
2-İcra inkar tazminatına yönelik talep hakkında 5.254,77 TL nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ..." karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul vekanuna aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından sunulan raporlarda dava konusu alacak miktarlarının bir kısmının zamanaşımına uğradığının iddia olunduğunu, zamanaşımı yönünden yapılan tespit ve buna bağlı olarak yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, dava konusu alacağın raporlarda belirtildiği gibi 01.04.2011 tarihi öncesinin hesaplama dışı bırakılmasının da usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 6356 sayılı Kanun'un 18 inci maddesine istinaden dava konusu alacağa uygulanacağını, faizin başlangıç tarihi olarak icra takip tarihinin alınmasının, faiz oranlarının ve buna göre hesaplama yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın iddia ve taleplerinin zamanaşımına uğradığını, 07.....2019 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı lehine icra inkâr tazminatı şartları oluşmadığı değerlendirilmesine rağmen usul ve kanuna aykırı olarak davacı lehine icra inkâr tazminatına karar verildiğini, kök raporda davacı tarafça yargı kararlarına uygun bir bildirim yapılmaması nedeniyle takip tarihinden önce faiz talebinin mümkün olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen 30.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda 12.04.2013 tarihinden takip tarihine kadar faiz işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile söz konusu sendika aidat alacağının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, dava itirazın iptali mahiyetinde olup borca itirazda zamanaşımı def'inde bulunulmuş olmakla takip tarihinden itibaren beş yıl geriye gidilerek hesaplama yapılmış olmasının isabetli olduğu, kesinti yapılan aidat miktarı davalı tarafça belirlenebilir nitelikte olduğundan icra inkâr tazminatının hükmedilmesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; sendika aidat alacaklarının beş yıllık zamanaşımı def'i dikkate alınarak hesaplanmasının hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihi ve oranlarının yerinde olmadığını; ayrıca davalı lehine belirlenen vekâlet ücretinin de usul ve kanuna aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika aidat alacaklarının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine, zamanaşımı def'in dikkate alınıp alınamayacağına, faiz başlangıç tarihi ve oranı ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 ve 371 inci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ve 6356 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.