Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9323 Esas 2022/9280 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9323
Karar No: 2022/9280
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9323 Esas 2022/9280 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9323 E.  ,  2022/9280 K.

    "İçtihat Metni"




    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 101.042,00 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait işyerinde 01.11.2003-28.02.2017 tarihleri arasında 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun'a (5953 sayılı Kanun) tâbi şekilde haber muhabiri, zaman zaman da haber müdürü olarak çalıştığını, olumsuz çalışma koşulları ve ücretlerinin gerektiği gibi ödenmemesi nedeni ile ... sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacakları ile bu alacakların %5 fazlası, ikramiye alacağı ve geç ödenme nedeniyle %5 fazlasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’ini öne sürerek davacının 5953 sayılı Kanun'a tâbi olup bu Kanun'da ücret ödenmeme nedeniyle haklı fesih imkânı olmadığını, sözleşmeye göre aylık ücretin içinde fazla çalışma ücreti de olduğunu, ayrıca bir fazla çalışma olduğunda karşılığının ödendiğini, ikramiye alacağına da hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    ... 7. Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2017/158 Esas, 2019/205 Karar sayılı kararı ile davacının ödenmeyen ücret alacaklarının bulunduğu, bu nedenle ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2021 tarihli ve 2019/2691 Esas, 2021/3657 Karar sayılı kararı ile;
    "...
    Mahkemece, ücret alacağının %5 fazlalığı hüküm altına alınmış ise de, 14/02/2020 gün ve 31039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile belirtilen alacağın %5 fazlalığının dayanağı olan norm iptal edilmiştir. Ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bu iptal kararının kesinleşmemiş davalara da tatbiki gerektiğinden, mahkemece davacının 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışan olduğunun tespiti halinde bu gerekçe ile ücret alacağının %5 fazlalık talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, ücret alacağının %5 fazlalık talebi, dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararının gereği olarak reddedileceğinden, Dairemizce bu ret nedeniyle oluşan miktar bakımından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığından, bu husus da gözetilmelidir.
    Somut olayda, davacının 5953 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca gazeteci olduğu tartışmasızdır. 5953 sayılı Kanunun Ek 1. maddesine göre günlük ... süresi 8 saat olup, fazla mesai günlük 3 saati geçemez. Basın ... Kanununda 4857 sayılı ... Kanunundan farklı olarak yıllık 270 saat fazla çalışma üst sınırına yer verilmemiştir. Ek madde 1'de yer alan düzenleme karşısında ... sözleşmesindeki hükmün günde 3 saate kadar fazla çalışmayı kapsadığı kabul edilmelidir. Davacının da günlük 3 saati aşan çalışması olmadığı için fazla çalışma ücretine hak kazanması mümkün değildir.
    Davalı tanığı tarafından da doğrulanan ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasının yerinde olduğu görülmüştür.
    ..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun fazla çalışma ve %5 fazlalıklar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 28.03.2022 tarihli ve 2022/3169 Esas, 2022/4027 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun'un 362 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi 366 ve 352 inci maddeleri uyarınca reddine, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek taraflar arasında imzalanan ... sözleşmesinde yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunun belirtildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ilgili hükmün günlük 3 saate kadar fazla çalışmayı kapsadığı gerekçesiyle davacının fazla çalışma ücretinin reddine karar verilmiş ise de 5953 sayılı Kanun'daki günlük 3 saatten fazla çalışma yapılamayacağına ilişkin hükmün nispi emredici olduğu ve işçi lehine düzenleme yapılabileceği belirtilerek sözleşmede açıkça yıllık 270 saatlik fazla çalışma ücretinin aylık ücretin içinde olduğunun düzenlendiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince ispatlanan fazla çalışma süresinden yıllık 270 saat dışlanarak sonuca gidilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili, %5 fazlalıklara ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini ancak kararın Resmî Gazete'de 19.11.2019 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, bu nedenle anılan kararın 19.11.2019 tarihinden önce gerçekleşen olaylara veya dava edilen hususlara ilişkin Anayasa’nın 153 üncü maddesi gereğince uygulanamayacağını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması hususundadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5953 sayılı Kanun hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


    VII. KARAR
    Yukarıda açıklanan sebeplerle;
    A. Davalı Temyizi Yönünden
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

    Peşin alınan temyiz karar harcının talep hâlinde ilgiliye iadesine,

    B. Davacı Temyizi Yönünden
    Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,


    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara