Esas No: 2021/568
Karar No: 2021/572
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/568 Esas 2021/572 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/568 KARAR NO : 2021/572 KARAR TR : 18/10/2021 |
ÖZET: Trafik kazasında çocukları vefat eden davacıların uğradıkları maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açtıkları davanın, 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1- A.G. 2- S.G.
Vekilleri : Av. G.B.
Davalı : Gebze Belediye Başkanlığı (adli ve idari yargıda)
Vekili : Av. M.T.
Davalı : C.B. (adli yargıda)
Vekili : Av. U.B.
Davalı : M.K. (adli yargıda)
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacılar vekili; müvekkili davacıların müteveffa oğulları K.F.G."nin bisikletiyle seyir halindeyken, toprak zeminden karşıya geçmek isterken bisikletten düşerek kafasını kaldırıma çarpması sonucu ölmesinde, kazadan yaklaşık 6 ay kadar önce yolda çökmenin oluşması ve belediye ekiplerinin yolu tamir etmek yerine sadece çöküntünün her iki tarafına da toprak dökmek suretiyle trafiğe kapatmaları ve başka herhangi bir önlem almadıkları ileri sürülerek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kavdıyla 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 25.000 TL manevi tazminatın tahsili istemiyle tüm davalılar aleyhine adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2019/417, K.2019/225 sayılı dosyasında 27/09/2019 tarihinde; "Davanın yargı yolunun caiz olmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine" dair verdiği karar istinaf edilmeksizin 17/12/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
" ...Davalı Gebze Belediye Başkanlığı kamu tüzel kişisi olup, diğer davalılar ise davalı belediyede görevli çalışanlardır. Davalı Belediye görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerini kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2. Madde hükmü uyarınca İdari Yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. ..."
3. Davacılar vekili, bu kez davalı Belediye aleyhine idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
4. Kocaeli 2. İdare Mahkemesi 21/05/2021 tarihinde E.2019/1469 sayılı gönderme kararına istinaden; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için 16/09/2021 tarihli ve E.2019/1469 sayılı üst yazı ile Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmuştur. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
" ...2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasında; işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının, adli yargıda görüleceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların müteveffa oğulları K.F.G.’nin 30/03/2008 tarihinde Gebze ilçesi, Özgürlük mahallesi, Pir Sultan Abdal caddesinde bisikletiyle seyir halindeyken, kazadan yaklaşık 6 ay kadar önce yolda çökmenin oluşması ve belediye ekiplerinin yolu tamir etmek y erine sadece çöküntünün her iki tarafına da toprak dökmek suretiyle trafiğe kapatmaları ve başka herhangi bir önlem almadıkları ileri sürülerek, toprak zeminden karşıya geçmek isterken bisikletten düşerek kafasını kaldırıma çarpması sonucu ölmesi nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 25.000,00-TL manevi tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Benzer bir uyuşmazlıkta, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. maddesinin anılan hükmünün iptali istemiyle yapılan başvuruyu Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddeden, Anayasa Mahkemesinin 08/12/2011 tarih ve E:2011/124, K:2011/160 sayılı kararında; "2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir." yolundaki gerekçesi de dikkate alındığında, anılan yasada yer alan görev kuralının idarelerin hizmet kusurundan kaynaklanan davaları da kapsadığının kabulü zorunludur.
Nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 08/04/2013 tarih ve E:2013/339. K:2013/524 sayılı kararı ile de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. maddesi çerçevesinde "Sigortalı araç için araç sahibine ödemede bulunan sigorta şirketince, zararın giderilmesi istemiyle idare aleyhine açılan davanın, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği" yolunda karar verilmiş olup daha sonra verilen kararlar da aynı mahiyettedir.
Bu durumda; yukarıda aktarılan Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ve 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmış olup..."
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
5. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 1. maddesinde, Kanun"un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun"un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanun"un karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
6. Öte yandan 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"un 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
7. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir.
B. Yargı Kararları
8. 2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasa"ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir:
"… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…" (Any. Mah."nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
9. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 18/10/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun"un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
10. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ"nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
11. Dava, davalı Belediyenin sorumluluk alanındaki yolda meydana gelen kazada müşterek çocukları vefat eden davacıların maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle açılmıştır.
12. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa"nın 158. maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
13. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun"un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
14. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/09/2019 tarihli ve E.2019/417, K.2019/225 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/09/2019 tarihli ve E.2019/417, K.2019/225 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
18/10/2021 tarihinde, Üyeler Aydemir TUNÇ ve Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Muammer TOPAL |
Üye Şükrü BOZER |
Üye Mehmet AKSU |
Üye Birol SONER |
|
Üye Aydemir TUNÇ |
Üye Nurdane TOPUZ |
Üye Ahmet ARSLAN |
KARŞI OY
İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun"da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 18/10/2021
Üye Üye
Aydemir TUNÇ Ahmet ARSLAN