4. Hukuk Dairesi 2019/3346 E. , 2020/719 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/05/2014 gününde verilen dilekçe ile İİK m. 89/3"ten kaynaklanan menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/12/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, İİK m.89/3’ten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; Konya 6. İcra Müdürlüğünün 2011/7782 esas sayılı dosyası ile alacaklı ... tarafından borçlu Hakkı Akgül"e karşı icra takibi başlatıldığını, alacaklı/davalı vekilinin talebi üzerine müvekkiline İİK 89. maddesi gereğince birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, bu haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi üzerine üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, ancak müvekkilinin nezdinde icra dosyasının borçlusu Hakkı Akgül"ün herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek icra dosyasındaki borçluya herhangi bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının alacağın varlığı konusunda davalıya yemin teklif ettiği, davalının usulüne uygun yemin davetiyesi üzerine alınan beyanında takip borçlusu olan Hakkı Akgül’e davacının borcu olup olmadığını bilmediğini, sadece duyuma dayalı olarak davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiğini beyan ettiği, bu durumda dava dışı borçlu Hakkı Akgül ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığının davalının beyanı ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yeminin Konusu” başlıklı 225. maddesi “Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başkaca delillerle ispat edememesi halinde diğer tarafa yemin teklif edebilir. Yani yemin teklifi ispat yükü kendisine düşmeyen tarafa yapılır. Kendisine ispat yükü düşmeyen tarafa belli bir vakıa hakkında yemin teklif edebilmek için ise vakıanın karşı taraftan kaynaklanması gerekir.
Somut olayda, davacı tarafından, kendisi ile dava dışı borçlu Hakkı Akgül arasında alacak ilişkisi bulunup bulunmadığına dair yemin deliline dayanılarak davalının bu hususta yemin etmesi teklif edilmiştir. Yukarıda anılan kanun maddesi uyarınca davacının yemin teklifi, davalının kendisinden kaynaklanan vakıalara ilişkin olmadığı gibi davalının bu husus bilebilecek durumda olduğu hususu da dosya kapsamı gereğince sabit değildir. Şu durumda davacının yemin teklifi 6100 sayılı Kanun’un 225. maddesine aykırı olduğundan davalının yemin delili kapsamında alınan beyanına itibar edilerek hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece, yemin delili dışında dosyada toplanan deliller dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.