Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/2580 Esas 2020/7985 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2580
Karar No: 2020/7985
Karar Tarihi: 08.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/2580 Esas 2020/7985 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2020/2580 E.  ,  2020/7985 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı Hazine vekili, dava konusu 522 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 46 m2"lik kısmının, 522 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kalan yerlerden olduğunu belirterek, söz konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalan miktarlarının tapusunun iptaline karar verilmesini istemiştir. 24.10.2008 tarihli dilekçesi ile 522 ada 6 parsel yönünden açılan davasını yeni belirlenecek olan kıyı kenar çizgisindeki miktarlar üzerinden ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 522 ada 8 parselin tamamı (372 m2 ) ve 522 ada 6 parselin ise bilirkişi raporunda yeşil renkte ve B harfi ile gösterilen 211 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşıldığından, davalı adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 26.10.2016 tarihli ve 2016/9965 Esas, 2016/14534 Karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedilmiş, dava konusu 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise "…dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazın, 11.06.1954 tarihli ve 34 sıra nolu tapu kaydının hükmen tescil sonucu oluşabileceği geri çevirme sonrası gelen kayıtlardan düşünülmüştür. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gerekleri doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişme konusu taşınmazın 11.06.1954 tarihli ve 34 sıra nolu tapu kaydının Hazine"nin de taraf olduğu Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 1955/219 Esas, 1955/327 Karar sayılı tescil ilamı veya başka bir tescil ilamı ile hükmen oluşabileceğinin anlaşılmasına karşın hükmün eldeki davaya kesin hüküm oluşturabileceği ve Hazineyi bağlayacağı hususlarının Mahkemece gözardı edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 1955/219 Esas, 1955/327 Karar sayılı kararının HMK"nin 303. maddesi anlamında eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturabilmesi için tescil hükmüne esas olan kararın verilecek keşif günü ile zemine uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin tamamının veya bir kısmının karar kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, tescil krokisine ait dosyanın bulunduğu yerden getirtilerek keşif sırasında dosya kapsamı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması, tescil krokisinin uygulanma kabiliyetinin olup olmadığı yönünde görüş istenmesi ondan sonra tescil ilamının tarafı olan Hazineyi bağlayıp bağlamayacağının düşünülmesi…’ gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 522 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, 522 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazın fen bilirkişisi ...’ın 15.07.2008 tarihli raporunda “B” harfi ve yeşil renk ile taranarak gösterilen 211 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşıldığından davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, kıyı olarak terkinine karar verilmiş, hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3621 sayılı Yasa"dan kaynaklanan taşınmaza ait sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazın 11.06.1954 tarihli ve 34 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak 1973 tarihinde Mehmet Saip Titiz adına tespitinin yapıldığı, sonrasında, davalı ... adına 13.11.1984 tarihinde istimlak işlemi ile tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, her ne kadar Mahkemece, bozmaya uyularak karar verilmiş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın kök tapusu olan 11.06.1954 tarihli ve 34 numaralı tapu kaydının oluşumuna esas, Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.12.1955 tarihli ve 1955/219 Esas, 1955/327 sayılı kararları incelendiğinde, taşınmazın zilyetliği ile ilgili araştırma ve inceleme yapıldığı, eldeki davaya konu kıyı kenar çizgisi ile bir araştırma yapılmadığı düşünüldüğünde, eldeki dosyaya kesin hüküm teşkil edeceğinin düşünülmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece yapılması gereken iş, dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporları da dikkate alınarak, toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde, davacının talebi hakkında bir karar vermek olmalıdır. Bu husus düşünülmeden, hatalı değerlendirme ile davanın kısmen reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı Hazine temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 08.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara