Esas No: 2022/8179
Karar No: 2022/9724
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8179 Esas 2022/9724 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8179 E. , 2022/9724 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.12.2018 tarihli ve 2018/4172 Esas, 2018/22630 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından bireysel başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2019/20 Başvuru numaralı ve 24.11.2021 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlâli mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 10.12.2018 tarihli ve 2018/4172 Esas, 2018/22630 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette çalışmakta iken hamile olduğundan 22.03.2016 tarihinde rahatsızlandığını, yapılan kontrollerde düşük tehlikesi olduğunun belirlendiğini ve davacıya 10 gün rapor verildiğini, raporlu iken işveren vekilinin 25.03.2016 tarih ve 05049 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin 22.03.2016-23.03.2016-24.03.2016 tarihlerinde mazeret bildirmeksizin işe gitmediği konusunda ve başka bir konuda savunmasının talep edildiğini, ... sözleşmesinin müvekkilinin raporlu bulunduğu süre içinde 24.03.2016 tarihinde feshedildiğini, müvekkiline davalı tarafça henüz ihtarname çıkartılıp tebliğ edilmeden ve kendisinin savunması alınmadan yapılan feshin usulsüz ve geçersiz olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkete ait işyerinde çalışmakta iken 22.03.2016-23.03.2016-24.03.2016 tarihlerinde işyeri yetkililerinin izni ve bilgisi dışında mazeret belirtmeden işe gelmediğini, bu konuda hakkında tutanaklar tutulduğunu, ayrıca kendisine ... 4. Noterliğinin 25.03.2016 tarih ve 5049 sayılı ihtarnamesi keşide edilerek "işe devamsızlığını izah edecek haklı ve yasal bir mazeretini işverene ibraz etmesi, aksi takdirde kabul edilebilir bir mazeret olmaksızın işe gelmediği kabul edilerek ... akdinin 4857 sayılı ... kanunun 25. Maddesine göre bildirimsiz ve tazminatsız olarak fesih edileceğinin" bildirildiğini, davacının ise ... 10. Noterliğinin 30.03.2016 tarih ve 11411 sayılı cevabi ihtarını keşide ederek mazeretini bildirdiğini, söz konusu mazeretin müvekkili Şirkete en geç 31.03.2016 tarihine kadar ulaşması gerekirken 01.04.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, dolayısıyla davacının aleyhine keşide edilip tebliğ edilen ihtarnameye rağmen süresi içerisinde mazeretini bildirmediği, ayrıca davacıya çekilen ... 4. Noterliğinin 25.03.2016 tarih ve 5049 sayılı ihtarnamesinde 15-20.03.2016 tarihleri arasındaki işyeri kamera kayıtları ile davacının F.A. ile birlikte yardımlaşarak mağazadan aldıkları ürünleri kasadan geçirmeden poşetleyerek mağazadan çıkardığının tespit edildiği, bu konu hakkında savunma yapması için davacıya beş günlük süre verildiği, aksi hâlde ... sözleşmesinin tazminatsız ve bildirimsiz feshedileceğinin bildirildiğini, davacının vermiş olduğu savunma yeterli bulunmadığından ve süresinde mazeretini sunmayan davacının ... sözleşmesinin belirtilen sebeplerle sonlandırıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "... Davalı 25/03/2016 tarihli ihtarında; iki ayrı hususta savunma istediği, ilkinin 22,23,24 mart 2016 tarihlerindeki devamsızlığı konusunda geçerli mazereti bulunup bulunmadığı hususunda olduğu, davacının sunmuş olduğu raporlardan mazeretinin geçerli olduğunun anlaşıldığı, raporların işverenin tanıdığı sürede kendisine ulaşmadığı yönündeki savunmasının mazeretin geçerliliğine olumsuz bir etkisinin bulunamayacağı, kaldı ki davacının süresinde raporları ihtarname ekinde davalıya gönderdiği, tebliğde yaşanan gecikmenin davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği görülmekle cevap dilekçesinde bu sebeple haklı olduğu savunulan fesih sebebinin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı görülmüştür. ... Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporu, davacı tanıkları ... beyanları, davacı tanığı F... A... C...'ın 21/03/2016 tarihli savunma yazısı, tanık G... Y...'in 21/03/2016 tarihli tutanak başlıklı yazısı, CD çözümünü içerir bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde davacının iddia ettiği ... yerinden alınan (personelin sahip olduğu iddia olunan çılgın kart ile yapılan alışverişlerde kampanyalı) ürünlerin barkodlarının kaydedilerek sonradan paralarının ödenmesi (çılgın karta para yatınca) uygulamasının ... yerinde mevcut olmadığı, paranın sonradan verilmesi yahut barkodların sonradan para verileceği zaman okutulması gibi bir uygulamanın ... yerinde mevcut olmadığı, işverenin bu konuda bilgisinin bulunmadığı, çalışanların işverenden izinsiz şekilde böyle bir işlem yaptıkları takdirde işten çıkarılacaklarının çalışanlarca bilindiği, davacı savunmasında fiş kesmeyi unuttuğunu savunmuş ise de tanık ..., ... ve ...'nin hem beyanları hem de ...'nin tutanak yazısı ve ...'nın savunma yazısı ile davacının ürünleri satın aldığını ancak fişini attığını beyan ettiğinin belirtildiği, davacının savunmalarında ileri sürdüğü ... yeri uygulaması olduğu iddia olunan hususu ispatlayamadığı gibi aldığı bir kısım ürünlerin ücretini sonradan vereceğini söyleyerek herhangi bir ücret ödemeden izinsiz şekilde ve güvenlik görevlisinin olmadığı bir anda ... yerinden ürün almasına rağmen işveren vekili olan mağaza müdür yardımcısına ürünleri satın aldığını ve fişini attığını söyleyerek doğruyu söylemediği, zaten hemen ertesi gün ...'nın barkodları okutup parasını ödedikten sonra davacının da barkodların ücretinin ... tarafından karşılanmasını ve sonradan kendisinin ...'ye ücretini vereceğini söylediği, ...'nin ise ... ...'e danıştığı, olumsuz yanıt alması nedeniyle barkodları okutmadığı, ...'nin ...'nın barkodlarını ise okuttuğu ve parasını aldığı, olaydan sonra davacı dışında ...'nın da ... akdinin sonlandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere davacının gerçekleştirdiği eylem doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte bir eylem olup davalı tarafça davacının savunma vermesi için 02/04/2016 tarihine kadar beklenerek bu tarihte çıkış yapılmış ise de davacının ve diğer çalışanın savunmasının 21/03/2016 tarihinde alındığı, aynı tarihte tutanak başlıklı ... yeri müdür yardımcısı tarafından ürün alma olayı da tespit edildiği, hatta 21/03/2016 günü işyerinde savunma alınırken bölge sorumlularının da mevcut olduğu, böylece işverence feshe sebep teşkil eden olayın öğrenildiği ve fakat 6 ... günlük yasal sürede haklı sebeple fesih işleminin yapılmadığı, 25/03/2016 tarihli ihtarname ile davacıdan ikinci kez gereksiz yere yazılı savunma talep edilmesinin hak düşürücü süreyi uzatmayacağı anlaşılmış ise de eylemin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde olması, davacının kasa şefi olmasına ve işe yeni başlayan ya da kendisinden kıdemsiz, daha alt düzeydeki personellere davranışlarıyla örnek olmasının beklenmesine rağmen böyle bir eylemde bulunması, müdür yardımcısı olan amirine doğruyu söylememesi nedeniyle davalı ile davacı arasındaki ... duygusunun onarılmaz biçimde sarsıldığının kabulü gerektiğinden makul sürede yapıldığı anlaşılan fesih işleminin geçerli neden teşkil ettiği ..." gerekçesiyle işe iade davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; feshin eşit işlem yükümlülüğüne ve feshin son çare olması ilkesine aykırı gerçekleştiğini, işyerinde çalışanlar tarafından yanlarında para olmadığı durumlarda barkodların kaydedilerek ertesi gün ödeme yapmak şeklinde alışverişler yapılabildiğini, daha önce hiç böyle bir uygulama olmadığı yönündeki beyanların Mahkemeyi yanılttığını, feshe konu olaydaki sonradan ödenmek üzere alınan malların miktarının 50 TL'yi geçmediğini, olayın asıl amacının hamile olan ve bu sebeple birkaç kez rapor almak durumunda kalan davacının işten çıkışını sağlamak için işveren tarafından yaratılan senaryo olduğunu, işverenin hamilelik sebebiyle ayrımcılık yaptığını, ... sözleşmesinin haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacının savunması, tanıklar ... ve....'nin yeminli beyanları ile 16.05.2017 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının işverenin izni yada haberi olmadan işyerinden karşılığını ödemeden ürün aldığı, bağlılık ve dürüstlükle bağdaşmayan bu durumun davalı işverene ... sözleşmesini fesih hakkı verdiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; özetle istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Yargıtay Kararı
Dairemizin 10.12.2018 tarihli ve 2018/4172 Esas, 2018/22630 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 02.10.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 22.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 05.03.2018 tarihinde karara karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
D. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
E. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2019/20 Başvuru numaralı ve 24.11.2021 tarihli kararı ile Mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresini kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde, Daire yorumunun ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim haklarının ihlâl edildiğine karar verilerek ihlâlin Mahkeme kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlâlin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, feshin haklı ya da geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade isteminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı Kanun'un ... güvencesine ilişkin 18 ila 21 inci maddeleri, işverenin haklı sebeple feshine yönelik 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi, derhal fesih hakkını kullanma süresine ilişkin 26 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dairemizin 10.12.2018 tarihli ve 2018/4172 Esas, 2018/22630 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.