Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10383 Esas 2022/9651 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10383
Karar No: 2022/9651
Karar Tarihi: 19.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10383 Esas 2022/9651 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/10383 E.  ,  2022/9651 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı işyerinde 01.05.2010 tarihinden itibaren belirsiz süreli ve sürekli ... sözleşmesi ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (5953 sayılı Kanun) kapsamında çalıştığını, son olarak ... Bölge Müdürlüğüne bağlı ... ilinde baş muhabir pozisyonunda çalışmaktayken ... sözleşmesinin 05.01.2015 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin sendika üyesi olup işyerinde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesinden yararlandığını belirterek ödenmediğini iddia ettiği fazla çalışma ücreti, fazla çalışma ücreti %5 fazlalığı, hafta tatili ücreti ve hafta tatili ücreti %5 fazlalığı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili, dava konusu alacakların gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceklerini, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığını, hafta tatili çalışmasının da bulunmadığını, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarını kabul etmediklerinden bu alacakların fer'îleri olan % fazlalıklara ilişkin talepleri de kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplama yapılacaksa dahi hak kazanma ve dava açma arasında geçen sürenin uzunluğu dikkate alınarak bu alacaklardan %95 ile %98 arasında indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2017 tarihli ve 2015/496 Esas , 2017/288 Karar sayılı kararı ile beyanlarına başvurulan tanık beyanları uyarınca davacının fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücretine ve bu alacakların %5 fazlalığı alacaklarına hak kazandığı, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının %5 fazlalığına yönelik talepten indirim yapılarak hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 16.10.2018 tarihli ve 2017/4422 Esas, 2018/2697 Karar sayılı kararıyla talep edilen alacaklar uyarınca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu, zamanaşımı def'inin dikkate alındığı, fazla çalışma süresinin tespitinde ve hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmediği, bordrolarda tahakkuk ettirilen fazla çalışma ve hafta tatili ödemelerinin dikkate alındığı ve yapılan indirimin makul olduğu, %5 fazlalık alacakları hesaplanırken Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca asıl alacağın 4-5 katını geçmeyecek şekilde indirim yapıldığının anlaşıldığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Birinci Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 21.12.2020 tarihli ve 2020/4387 Esas, 2020/19211 sayılı ilâmı ile 19.11.2019 tarih ve 30953 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile belirtilen alacakların %5 fazlalıklarının dayanağı olan normun iptal edildiği, bu iptal kararının kesinleşmemiş davalara da tatbiki gerektiğinden, Mahkemece fazla çalışma ile hafta tatili ücreti alacaklarının %5 fazlalıkları talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan, fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının %5 fazlalıkları talebi, dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının gereği olarak reddedileceğinden, Dairemizce bu ret nedeniyle oluşan miktar bakımından davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığından, bu hususun da Mahkemece gözetilmesi gerektiği; davacının 01.01.2011 – 30.04.2012 tarihler arasında 5 gün 08.00-22.00 saatleri arasında 2 saat ara dinlenme ile 60 saat çalıştığı, toplu ... sözleşmesinde haftalık çalışma saati 40 saat olarak belirlendiğinden 20 saat fazla çalışma yaptığı ve haftanın tüm günleri çalıştığı kabul edilerek haftada 2 hafta tatili hesabı yapıldığı, 01.05.2012 – 31.12.2014 tarihleri arasında ise 4 gün 08.00 – 17.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme, 1 gün de 08.00-22.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile toplamda 44,5 saat çalışarak 4,5 saat fazla çalışma yaptığı, hafta tatili günlerinde ise bu dönemde çalışmadığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre davacının 01.05.2012 tarihine kadar ... Bölge Müdürlüğü sonrasında ise ... Bölge Müdürlüğünde çalıştığının anlaşıldığı, davacı tanıklarından F.F.S.’nin davacının ... Bölge Müdürlüğünde çalıştığı döneme ilişkin beyanda bulunduğu ancak dinlendiği tarihte davalı işverenle husumeti bulunduğu anlaşılmakla beyanının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, diğer dinlenen davacı tanıklarının bir kısmının çalışma saat ve sistemi ile ilgili açıklayıcı beyanda bulunmadığı veya davacıyla aynı işyerinde çalışmadığı, bir kısım davacı tanıkları ile davalı tanıklarının da davacıyla aynı ajansta çalışmasına rağmen aynı dönem içerisinde ...’da çalışmadığı anlaşıldığından söz konusu dönemler için haftada 20 saat fazla çalışma yapıldığının ve hafta tatili günlerinde çalışıldığının her türlü şüpheden uzak ve hesaplamaya elverişli olacak şekilde ispatlanamadığının kabulü gerektiği, bu döneme ilişkin fazla çalışma ve hafta tatili alacağı reddedileceğinden aynı döneme ilişkin fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin %5 fazlalıklarının da reddi gerektiğinden bir üst bentte yer alan bozmaya konu Anayasa Mahkemesi kararı gerekçesi ile ret durumundan ayrık olarak davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği hususunun dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak devam edilen yargılama sonunda 27.05.2021 tarihli ve 2021/144 Esas, 2021/299 Karar sayılı karar ile davacının davalı nezdinde çalıştığı süre içerisinde fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığı iddiasını her türlü şüpheden uzak ve hesaplamaya elverişli delillerle kanıtlayamadığı, dinlenen davacı tanıklarından F.F.S.'nin davalı aleyhine açtığı davasının bulunduğu, davacı ile menfaat birliği içinde olduğu ve diğer tanıklar Z.B. ile E.K.'in davacının çalışma saatleri ve şekline ilişkin yeterli bilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    C. İkinci Bozma Kararı
    1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    2. Dairemizin 25.11.2021 tarihli ve 2021/11477 Esas, 2021/15845 Karar sayılı ilâmı ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ve Mahkemece uyulan bozma ilâmında davacı işçinin ...’da çalıştığı dönem için fazla çalışma yapıldığı ve hafta tatili günlerinde çalışıldığı iddiasının ispatlanamadığı vurgulanarak sadece bu dönem bakımından fazla çalışma ve hafta tatili alacağı talebinin reddi gerektiğine işaret edildiği hâlde Dairemiz bozması hatalı yorumlanarak davalı tanıklarının beyanları esas alınarak hesaplanan ...'deki çalışma dönemine ilişkin fazla çalışma alacağı talebinin reddinin hatalı olduğu, Mahkemece yapılacak işin fazla çalışma alacağı talebi bakımından ... dönemi için haftada 5 saatlik fazla çalışma yapıldığının kabulü ile hesaplanan 15.042,21 TL'lik miktarın tanık beyanı ile ispatlandığı için önceki kararda olduğu gibi %30 indirime tabi tutularak 10.529,54 TL olarak kabul etmek olduğu, hükmüne uyulan bozma ilâmında da işaret edildiği gibi davacı işçinin ... dönemi çalışması bakımından fazla çalışma yapıldığı ve hafta tatili günlerinde çalışıldığı iddiasını ispat edemediğinden Anayasa Mahkemesinin iptal kararından bağımsız olarak anılan dönem için %5 fazlalık talebi bakımından da haksız olduğu, açıklanan sebeple kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ücreti vekâlete esas ret miktarı belirlenirken ... dönemi fazla çalışma ve hafta tatili alacak talebi ile bunların %5 fazlalıklarına ilişkin taleplerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, buna göre Mahkemece yapılacak işin ... dönemi hafta tatili alacak talebi olan 13.644,05 TL ile hafta tatili %5 fazlalığı talebi olan 68.346,26 TL ve yine ... dönemi fazla çalışma alacak talebi olan 17.881,... ile bu miktara tekabül eden 96.931,38 TL %5 fazlalık olmak üzere toplam 196.802,75 TL ret üzerinden hesaplanacak nispi ücreti vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

    D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu fazla çalışma ücreti alacağının kısmen kabulü ile brüt 10.529,54 TL'nin davalıdan tahsiline, ancak Anayasa Mahkemesinin 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararı ile 5953 sayılı Kanun'da öngörülen %5 fazla ödemeye ilişkin hükmün iptal edildiği dikkate alınarak fazla çalışma ücreti alacağının %5 fazlalığı alacağının tahsili isteminin reddine karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz başvurusunda; davacının tüm çalışma dönemi için fazla çalışma yaptığına dair iddiasını ispatlayamadığı, davacının fazla çalışması bulunuyor ise bunun karşılığı ücretin ödendiğini ya da davacıya izin verildiğini veya işe geç gelme imkânı sağlandığını; nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın kapsamı ve mahiyetine göre taraflar arasında, davacının fazla çalışma alacağının hesabı ile davalı lehine hüküm altına alınan avukatlık ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve davalıya yüklenen yargılama gideri tutarının doğru belirlenip belirlenmediği konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

    2. 6100 sayılı Kanun'un "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesi şöyledir;
    " (1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
    (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
    (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir. "

    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (Tarife) 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
    “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
    Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
    ...”

    3. Değerlendirme
    1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olmasına, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. Dairemizin 25.11.2021 tarihli ve 2021/11477 Esas , 2021/15845 Karar sayılı ilâmında; ... dönemi hafta tatili alacak talebi olan 13.644,05 TL ile hafta tatili %5 fazlalığı talebi olan 68.346,26 TL ve yine ... dönemi fazla çalışma alacak talebi olan 17.881,... ile bu miktara tekabül eden 96.931,38 TL %5 fazlalık olmak üzere toplam 196.802,75 TL ret üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunun belirtilmesine karşın Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmı gereği yerine getirilmeyerek vekil ile temsil edilen davalı lehine maktu ücrete hükmedilmesi ve kabul edilen tutar ile reddedilen tutara göre davalıya yüklenen yargılama gideri tutarı hatalı olup bozma sebebidir.

    3. Mahkemece, kabul edilen ve reddedilen tutarlara göre belirlenen yargılama giderinin de hatalı olarak hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.

    Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararının düzeltilerek onanması gerekir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

    2. Davalı tarafın temyiz itirazının vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının (7) nci bendinde yer alan; "Davacı tarafın yapmış olduğu ilk gider, davetiye, bilirkişi ücreti, müzekkere ve posta masrafından oluşan toplam 1.070,30 TL. yargılama giderinin davanın kabul oranına göre takdiren 267,57 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine," rakam ve sözcüklerin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerine ;
    "Davacı tarafın yapmış olduğu ilk gider, davetiye, bilirkişi ücreti, müzekkere ve posta masrafından oluşan toplam 1.070,30 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre takdiren 160,54 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, "ibaresinin yazılmasına;

    (10) uncu bendinde yer alan "Davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre davalı taraf için takdir olunan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin de davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine," rakam ve sözcüklerin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerine;
    "Davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife'ye göre davalı taraf için takdir olunan 22.646,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
    19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara