Esas No: 2021/4791
Karar No: 2022/3578
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4791 Esas 2022/3578 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4791 E. , 2022/3578 K.Özet:
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin talebine ilişkindir. Davacı, sözleşme uyarınca yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ve arsanın halen tarla vasfında bulunmasından dolayı iskân almaları için kooperatif ile tapu maliklerinin birlikte başvurmalarının gerektiğini belirterek, arsa maliki davalılar adına işlem yapılabilmesine izin verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddi karar verilmiş, ancak Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucunda hükmün kısmen kabul kısmen reddi karar verilmiştir. Mahkemece, verilen kararın infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm tesisi zorunludur denilmiştir. Ayrıca, vefat eden davalının mirasçıları yararına vekalet ücreti takdir edilmesi de kabul edilemez bulunmuştur. Kararda, işleme uygun şekilde hüküm tesisi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin talebine ilişkindir.
Davacı davasında, davalılar ile aralarında 03.03.1996 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, davalı arsa sahiplerine teslim edilmesi gereken taşınmazları 13.08.2005 tarihli tutanak ile tümüyle teslim ettiklerini ve yıllardır da davalılar tarafından kullanılmakta olduğunu, paylarına düşen bağımsız bölümleri de ortaklarına teslim ettiklerini, inşaatların tamamlanmasına rağmen arsanın halen tarla vasfında bulunmakta ve bu nedenle kat irtifakı kurulamadığını, tapu kaydının cins tashihinin yapılması ve iskân başvurusunda bulunulması gerektiğini, bu işlemlerin yapılabilmesi için kooperatif ile tapu maliklerinin birlikte başvurmalarının gerektiğini, yıllardır süren görüşme ve yazışmalara rağmen davalı arsa sahiplerinin bu işlemlere keyfi olarak yanaşmadıklarını belirterek 308 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kooperatif tarafından tapu müdürlüğünde cins tashihi, kat irtifakının kurulması, kat karşılığı inşaat ve kooperatif ana sözleşmesine göre bağımsız bölüm taksiminin yapılması ile ilgili Finike Belediyesi'nde iskân işlemlerinin tamamlanması için arsa maliki davalılar adına işlem yapılabilmesine izin verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda 15. Hukuk Dairesinin 2019/3377 esas-2020/1504 karar ve 11.06.2020 tarihli kararı ile karar davacı yararına bozulmuş ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Mahkemece hükmüne uyulan kapatılan15. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli bozma ilamında; taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca iskan alma yükümlülüğünün davacı yükleniciye ait olduğu, davalı arsa sahipleri tarafından davacı kooperatife verilen vekaletnamede iskan alınabilmesi için yetkinin bulunmadığından ve bir kısım arsa sahiplerince davaya karşı çıkıldığından davacının iskan izni alabilmek konusunda yetki talep etmesinde hukuki yararı olduğu, iskan alınması için hangi yetkilerin gerektiğinin tapu ve belediyeden sorulup bu işlemleri yapabilmek için davacı yükleniciye yetki verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, usuli kazanılmış hak ilkesi doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmelidir. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğmuştur.
Mahkemece bozma ilamından sonra “Davacı tarafın Antalya ili ... ilçesi ... Köyü ... Mevkii 308 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde belediyeden iskan işlemlerinin tamamlanması için arsa maliki davalılar adına mal müdürlüğü, toplum sağlığı başkanlığı, türk telekom vb. daireler ile yazışmalar ve harç ücretleri yatırma hususlarında işlem yapılabilmesi için davacı kooperatife yetki verilmesine” karar verilmiştir. Mahkemece bozma gereğinin yerine getirildiğinin kabulü mümkün değildir. Zira, kararın hüküm fıkrasında iskan alınması için verilen yetkilerin içeriği tek tek belirtilmemiştir. Bu haliyle verilen hüküm davacının iskan alma işlemlerini yapabilmesine elverişli, infazı kabil bir hüküm niteliğinde değildir. Kararın infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm tesisi zorunludur.
Bu durumda mahkemece infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken uygulamada tereddüt uyandıracak mahiyette yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; bozma ilamında belirtildiği şekilde iskanın alınması için hangi yetkilerin gerektiğinin tapu ve belediyeden yeniden sorulup, bu işlemleri yapabilmek için davacı yükleniciye yetki verilmesi ve verilen yetkilerin içeriğinin tek tek belirtilerek şüphe ve tereddüt uyandırmayan infazı kabil hüküm tesis edilmesinden ibarettir. Mahkemece yazılı şekilde infazda şüphe ve tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan davalılardan ... yargılama sırasında 10.06.2020 tarihinde vefat etmiş olup, vefat etmeden önce 03.04.2014 tarihinde bir kısım davalılarla birlikte verdiği dilekçede davayı kabul ettiğinden, davaya dahil edilen mirasçıları yararına hüküm fıkrasında vekalet ücreti takdir edilmesi de kabul şekli bakımından doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.