Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/933 Esas 2022/3564 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/933
Karar No: 2022/3564
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/933 Esas 2022/3564 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2022/933 E.  ,  2022/3564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davacı ... Taah. Ltd. Şti.yönünden kabulüne, birleşen davalar yönünden karar verilmesine yer olamdığına yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı-birleşen dosyalarda davacı iş sahibi vekilince asıl dosya yönünden davacı birleşen dosyalarda davalı yüklenici vekilince birleşen 2003/1470 E. dosya yönünden temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Asıl ve birleşen davalar, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl dava, bakiye iş bedeli alacağı; birleşen 2003/1294 esas sayılı dava, gerçek dışı faturalar kullanılarak tahsil edilen tutarın iadesi; birleşen 2003/1470 esas sayılı dava, fazla ödenen iş bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı/birleşen dosyalarda davalı yüklenici, davalı/birleşen dosyalarda davacı iş sahibi, birleşen dosyalarda diğer davalı ... ise yüklenici şirket yetkilisidir.
    Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi uyarınca yapımı kararlaştırılan inşaatta sözleşme kapsamındaki işler yanında sözleşme dışı imalatlar da yaptığını, kısmi ödeme yapıldığını ancak bakiye hakediş alacağının bulunduğunu, işbedeli olarak keşide edilen çekin karşılıksız çıktığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bakiye işbedeli alacağından 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline aylık % 10 faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sözleşme harici iş yapılmadığını, davacının taahhüt ettiği işlerin bir kısmını yapmadığını, yüklenici şirketin yetkilisi olduğu gibi iş sahibi kooperatifin de müdürü olan ...’e tüm yetkilerin verildiğini, tüm banka hesaplarının elinde olması sebebiyle istihkakların gecikmesinin söz konusu olmadığını, yapı kullanma izin belgesinin alınmadığını, yüklenicinin alacağı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş ; yüklenici şirket ile şirket yetkilisi ... aleyhine ikame ettiği birleşen 2003/1294 esas sayılı davasında, gerçek dışı istihkaklar düzenlenerek naylon fatura kullanıldığı ve bu yolla fazladan ve haksız şekilde para tahsil edildiğini ileri sürerek, 200.104,62 TL’nin tahsilini talep etmiş ; yüklenici şirket ve şirket yetkilisi ... aleyhine ikame ettiği birleşen 2003/1470 esas sayılı davasında da vaat edilen imalatların yapımı için kooperatif üyelerinden toplanan ve yükleniciye ödenen 29.000,00 TL’nin vaat edilen işlerin yapılmaması sebebiyle iadesini talep ve dava etmiştir.
    İlk derece mahkemesince bozma öncesi verilen ilk kararda; asıl davada davacı yüklenicinin davalı kooperatiften yapmış olduğu imalatlar karşılığında iş bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak işin yapıldığı tarih itibarı ile kârsız rayiç bedel üzerinden talep etme hakkına sahip olduğu ve bu şekilde yapılan hesaplamaya göre alacaklı olmayıp aksine kooperatifin fazla ödemesi olduğu anlaşılmakla davacı yüklenicinin işbedeli alacağına yönelik davasının reddine, birleşen 2003/1294 esas sayılı dosyada davacı kooperatif tarafından davalı yüklenici şirket ve şirket yetkilisi ... aleyhine açılan davada, faturaların geçerli fatura olduğunun vergi mahkemesi kararı ile tespit edilmiş olması ve ayrıca fatura içeriğinde yazılı olan malzemelerin inşaatta kullanılmış olduğunun bilirkişi raporunda açıklanmış olması nedeniyle davacı kooperatifin birleşen davasının reddine, birleşen 2003/1470 esas sayılı dosyada davacı kooperatif tarafından davalı şirket ve şirket yetkilisi ... aleyhine açılan davada, bedeli tahsil edilip yapılmayan imalatlar nedeni ile alacak talebinde bulunulduğu ve asıl dava dosyasında yapılan hesaplama neticesinde kooperatif tarafından davalı yükleniciye 74.423,02 YTL fazla ödeme yapıldığı anlaşıldığından, davacı kooperatifin fazla ödemenin istirdadına ilişkin davası yönünden, 29.000,00 YTL'nin yüklenici şirketten tahsiline, davalı ... hakkındaki davanın ise, adı geçen kişinin şirket temsilcisi olması, fazla ödemeden şahsi sorumluluğuna ilişkin bir delil sunulmamış olması nedeniyle husumetten reddine karar verilmiştir.
    İlk kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 20.10.2011 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmişse de, ilk derece mahkemesince önceki kararda direnilmesi üzerine ve asıl davacı-birleşen davalı yüklenici vekilince direnme kararının temyizi neticesinde dosyanın gönderildiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.03.2015 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesince Özel Daire bozma ilamına uyulması gerektiğine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, eser sözleşmesini davacı yüklenici şirket adına imzalayan ...'ün, sözleşme tarihinden 2002 yılına kadar aynı zamanda davalı kooperatifin müdürü olduğu ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 59/VI. maddesi gereğince imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşmenin “batıl” ve dolayısıyla bağlayıcı olmaması durumunda veya sözleşme dışı iş yapıldığında bu işlerin bedelinin “vekâletsiz gerçek-tam işgörme” kurallarına göre hesaplanacağı bu durumda yüklenici tarafından yasal olarak yapılan ya da sözleşme dışı yapılan işlerin bedelinin, yapıldıkları yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanacağı, mahalli serbest piyasa rayiçlerine yüklenici kârının da dahil olduğu, asıl davada batıl olan sözleşme nedeniyle yapılan ve iş sahibi kooperatifçe benimsenen imalatın bedelinin vekaletsiz işgörme kuralı çerçevesinde, imalatın yapıldığı yıldaki serbest piyasadaki rayiç fiyat üzerinden müteahhit kârı da dahil olmak üzere hesaplayan bilirkişi raporuna itibar edilerek; asıl davada şirket tarafından açılan alacak davasının kabulü ile; 100.000,00 TL'nin 3095 Sayılı Yasa'nın 2/1. maddesi ve TBK 'nın 120/2.maddesi hükmü uyarınca dava tarihi olan 02/05/2003 tarihinden 30/06/2003 tarihine kadar işleyen yıllık %110 oranında, 01/07/2003 tarihinden 31/12/2003 tarihine kadar işleyen yıllık %100 oranında, 01/01/2004 tarihinden 30/06/2004 tarihine kadar işleyen yıllık %86 oranında, 01/07/2004 tarihinden 30/04/2005 tarihine kadar işleyen yıllık %76 oranında, 01/05/2005 tarihinden 31/12/2005 tarihine kadar işleyen yıllık %24 oranında, 01/01/2006 tarihinden itibaren işleyen yıllık %18 oranında temerrüt faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili ile davacıya verilmesine, mahkemenin bozma öncesi 18/03/2014 tarihli kararı ile birleşen 2013/1294 esas ve birleşen 2003/1470 Esas sayılı dava dosyaları için verilen kararlar kesinleşmiş olduğundan bu davalar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Karar, davalı/birleşen dosyalarda davacı iş sahibi vekilince asıl dava yönünden, davacı/birleşen dosyalarda davalı yüklenici vekilince birleşen 2003/1470 esas sayılı dosya yönünden temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı/birleşen dosyalarda davacı iş sahibi vekilinin asıl davaya yönelik olarak ileri sürülen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı iş sahibi vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Taraflar arasındaki akdedilen ancak emredici hukuk kuralına aykırılık sebebiyle geçersiz bir eser sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup, yüklenici tarafından geçersiz sözleşme sebebiyle yapılan iş ve imalat davalı iş sahibi yararına olup, davalı tarafından kabul edilmiş ve kullanılmakta olduğundan, yüklenicinin vekaletsiz işgörme hükümlerine göre iş bedelini isteyebilir. İşin yapıldığı tarihe göre uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 410 ve izleyen hükümleri gereğince iş bedeli işin yapıldığı zamandaki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlendiği ve mahkemece bu bedele hükmedildiği anlaşılmaktadır.
    İşbedeli alacağına uygulanacak faiz türüne gelince; mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 12/3 ve 3. maddeleri uyarınca her çeşit imâl ve inşa işleri ticari iş sayıldığından 3095 sayılı Kanun'un 2/2 maddesi uyarınca davacı yüklenici, işbedeli alacağının ticari temerrüt faizi ile tahsilini talep edebilirse de, dava dilekçesinde alacağa ticari faiz uygulanması talep edilmemiş olup, akdi gecikme faizi istenildiği belirtilmişse de geçersiz sözleşmede yer verilen akdi faiz oranı dikkate alınarak hüküm kurulamayacağından, mahkemece hükmolunan alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde değişen oranlarda ve TBK m. 120/2 uyarınca sözleşmesel yıllık temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesi hatalı olup, hükmün bu sebeple asıl davada davalı iş sahibi yararına bozulması gerekmiştir.
    3-Davacı/birleşen dosyalarda davalı yüklenici vekilinin birleşen 2003/1470 esas sayılı dosyaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Asıl davada yüklenici şirket bakiye işbedeli alacağını talep etmiş, birleşen 2003/1470 esas sayılı dosyada ise iş sahibi kooperatif fazla ödenen işbedelinin iadesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen işbu davada ileri sürülen taleplerin birbiri içine geçen ve birlikte görülmesi gereken talepler olduğu, yüklenici tarafından yapılan imalatın bedeli ile iş sahibince yapılan ödemenin birbirini karşılayıp karşılamadığının, eksik yahut fazla olup imalat/işbedeli olmadığının tespitinin zaruri olduğu ancak bu şekilde bir hesaplama yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği bu bağlamda davacı yüklenicinin alacaklı çıkması halinde davalı iş sahibinin fazla ödemesinin olmadığı sonucuna varılması gerektiği, öte yandan Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 20.10.2011 tarihli bozma ilamı ve sonrasındaki Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.03.2015 tarihli direnme kararını bozma ilamında yerel mahkemece uygulanması gereken işbedeli alacağının hesaplama yönteminin açıklandığı ve bu hususta yanlış hesaplama ve hatalı değerlendirme yapan mahkeme kararının bu yönden bozulmasına karar verildiği, eş deyişle bozma ilamının hem asıl hem de birleşen 2003/1470 esas sayılı davayı ilgilendirdiği gözetildiğinde, birleşen 2003/1470 esas sayılı davanın kesinleştiğinden söz edilmeyeceğinden yerel mahkeme kararının bu sebeple yüklenici yararına bozulmasına karar verilmiş, bozma sebebine göre yüklenici vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı iş sahibi vekilinin asıl davada sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile asıl davada hükmün davalı iş sahibi yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı yüklenici vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen 2003/1470 esas sayılı dosyada davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre yüklenici vekilinin birleşen davadaki sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 23.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara