Esas No: 2022/8673
Karar No: 2022/9656
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8673 Esas 2022/9656 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8673 E. , 2022/9656 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 14.07.2010-25.11.2016 tarihleri arasında satış ve pazarlama departmanında çalıştığını, çalışma süresi boyunca, Şirket sahibiyle olan yakın akrabalık ilişkisinin de etkisiyle, haftanın 7 günü günde yaklaşık 10 saat çalıştığını, hafta tatili ve genel tatillerde de çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini, ücretinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na eksik bildirildiğini, Şirketin farklı bir şirket ile ortaklığının ardından yeni yöneticilerle davacı arasında görüş farklılığı sebebiyle sürekli anlaşmazlık yaşandığını ve davacının istifaya zorlandığını ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
2.Davacı vekili asıl davaya ilişkin bozma kararından sonra açılan birleşen davada; asıl davaya konu alacaklar için faiz talep edilmediğini beyan ederek asıl dava ile talep edilmiş olan her bir kalem alacak için davacının işten ayrıldığı 25.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi uygulanmak suretiyle işlemiş faiz alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının davalı Şirket yetkilisinin yeğeni olduğunu ve satış ve pazarlama direktörü sıfatıyla üst düzey yönetici olarak çalıştığını, kimsenin talimatına bağlı olmadan, kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, bu nedenle fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti talep edemeyeceğini, son ücretinin 5.142,05 TL olduğunu ve ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini, davacının kendi şirketini kurma isteği ile istifa suretiyle işten ayrıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
2.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; talep edilen işlemiş faiz alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının işveren yetkilisinin yeğeni olması nedeniyle işveren vekili konumunda olduğunu, üst düzey yönetici olduğundan kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, davacının istifa etmesi nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının yıllık izinlerini kullanmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 15. ... Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.10.2018 tarihli ve 2017/91 Esas, 2018/577 Karar sayılı kararıyla; davacıya hak ettiği yıllık izinlerin kullandırıldığı davalı tarafça yazılı bir belge ile ispatlanamadığından davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu, işin niteliği ve davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı, dinî bayramlar dışındaki diğer genel tatillerde çalıştığı, bu çalışmaların karşılığının ödendiği davalı tarafça ispatlanamadığından davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığı, belirtilen işçilik alacakları ödenmediğinden ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiği ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 19.12.2019 tarihli ve 2019/24 Esas 2019/1542 Karar sayılı kararıyla davacının işveren vekili pozisyonunda çalışmadığının anlaşıldığı, günlük çalışma sürelerinin davacı tarafından belirlenmediği, dosyaya sunulan Kurum kayıtlarından kurulan Şirketin davacıya ait olmayıp davacının karısına ait olduğu, davacının da fesih sonrasında eşine ait bu Şirkette çalışmaya başladığı, taraflar arasındaki haksız rekabet konulu dava dosyası mevcut davadaki işçilik alacaklarına yönelik olarak bekletici mesele yapılamayacağı gibi sonucunun da bu davaya etkili olmadığı , dosyaya işyeri kayıtları sunulmadığından çalışma sürelerinin tanık beyanına göre tespitinin uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili duruşma talepli temyiz isteminde bulunmuş, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve temyiz incelemesi duruşmalı olarak yapılmıştır.
2. Dairemizin 23.....2021 tarihli ve 2021/5321 Esas, 2021/10685 Karar sayılı ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edildiği, temyiz eden davalı vekilinin talebi üzerine temyiz incelemesinin duruşmalı yapıldığı, 09.03.2021 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekili ve davalı vekilinin katıldığı, Dairemizce duruşmalı yapılan temyiz incelemesi sonucunda 09.03.2021 tarihli ve 2020/2600 Esas, 2021/5847 Karar sayılı ilâmı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile üç sebepten hükmün bozulmasına karar verildiği, duruşmaya katılan ve lehine bozma yapılan taraf lehine duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak davalı yerine davacı lehine duruşma vekâlet ücretine hükmedildiğinin anlaşılması üzerine Dairemizin 09.03.2021 tarihi kararının duruşma vekâlet ücreti yönünden maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ve yapılan inceleme sonunda dava konusu fazla çalışma ücreti alacağına ilişkin hükme esas alınan hesaplamanın hatalı olduğu gözetilmeksizin davacının haftalık 7 saat fazla çalışma yaptığı kabulüne göre hesaplama yapılması gerektiği, davalı tarafça ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğunun anlaşılmasına göre Mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunması değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinin hatalı olduğu ve davacının haklı bir neden olmaksızın ... sözleşmesini feshettiği anlaşıldığından, kıdem tazminatı alacağının reddi yerine, yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olduğu gerekçeleriyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilerek, davacının haftada 7 (yedi) saat fazla çalışma yaptığı esasına göre hesaplanan fazla çalışma ücreti davalının zamanaşımı def'i de gözetilmek suretiyle hüküm altına alınmış, bozma konusu olmayan diğer alacaklar yönünden bozma öncesinde olduğu gibi hüküm kurulmuş; bozma kararından sonra açılan birleşen davada ise her bir alacak kalemi için işlemiş faize yönelik talepler değerlendirilerek kıdem tazminatına yönelik işlemiş faiz talebinin reddine diğer alacak kalemleri yönünden taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının davalı Şirkette çalıştığı süre boyunca çalışkan, uyumlu ve şirketin yükselişine katkı sağlayacak çalışmalara imza atan bir işçi iken Şirket yönetiminde değişiklik ve yeni hissedarların müvekkilinin başarılarını örtbas etme, çalışmalarını engelleme ve kendi yöntemlerini dayatma yoluyla müvekkiline psikolojik taciz (mobbing) uyguladıklarını, iki defa istifa dilekçesi sunmasına rağmen davalı Şirket tarafından dilekçelerin kabul edilmediğini ve çalışmaya zorlandığını, istifasında belirttiği tarihe dahi riayet etmeksizin son ana kadar psikolojik taciz ve yıldırma çabalarına devam eden davalı Şirketin işbu davanın da açılmasına sebebiyet verecek şekilde müvekkilinin hiçbir hak ve alacağını ödemediğini, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükmün yerinde olduğunu, dava yoluyla talep ettiği ve hak kazandığı alacakları ile ilgili olarak böyle bir bozma kararının verilmesinin adalet anlayışına olan güveni sarstığı gerekçelerini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacının müvekkili Şirkette üst düzey yönetici olarak çalıştığını, bu hususun Mahkemece incelenmediğini, davacının yönetici sıfatı gözetildiğinde fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanması mümkün olmamasına rağmen davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının bulunmadığını, üst düzey yönetici pozisyonunda çalışan davacının birçok veriye ve kayıtlara erişimi olduğunu, müvekkili Şirket nezdinde kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, kimsenin talimatı ile bağlı olmadığını, tatil günlerinde istediği gibi işyerine gelip gittiğini ve işyerindeyken de aktif olarak çalışmasının bulunmadığı hususlarının göz ardı edildiğini, davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava yönünden dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fazla çalışma ücreti ile kıdem tazminatı ile davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunması; birleşen dava yönünden ise davacının işlemiş faiz talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.