Esas No: 2022/10254
Karar No: 2022/9946
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10254 Esas 2022/9946 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10254 E. , 2022/9946 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurum nezdinde bilgi işlem personeli görevi ile sürekli işçi olarak çalıştığını, davacının 05.11.2020 tarihinde ... Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikasına üye olduğunu, davalı ile Sendika arasında 11.02.2021 tarihinde imzalanan 01.11.2020-31.12.2022 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesinin 39 uncu maddesi hükmü uyarınca davacıya aile yardımı alacağı ödenmesi gerekirken davalı işveren tarafından söz konusu ödemenin yapılmadığını belirterek dava konusu aile yardımı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekili tarafından davacıya aile yardımına ilişkin ödeme yapılması gerektiği iddiasıyla davalı Kurum aleyhine açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) ilgili hükümleri uyarınca aile yardımının evli ve çocuklu ailelere yapılan bir ödeme olduğunu, davacının aile yardımı alacağının şartlarını taşımadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının hizmet süresi boyunca bekar olduğu ancak, dava konusu toplu ... sözleşmesinde aile yardımının sosyal yardım ve öğrenim yardımı başlıklı 39. Maddede yer aldığı, ... Sağlık-... Sendikası tarafından davalı üniversiteye gönderilen yazıda; aile yardımından ... kapsamındaki tüm işçilerin yararlanması gerektiğinin belirtildiği ve tarafların gerçek iradelerinin sosyal yardım olgusuna ilişkin olduğunun kabulü zorunlu olmakla; davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyerek..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı temyiz dilekçesinde; davacının üyesi olduğu sendika ile davalı arasında toplu ... sözleşmesi imzalandığını, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan aile yardımı alacağının bekar olması sebebiyle davacıya ödenmediği belirtilerek söz konusu alacağın tahsiline karar verilmesinin istendiğini, Mahkemece davanın kabulüne dair kesin karar verildiğini, somut davada evli olmayan davacının toplu ... sözleşmesine göre aile yardımını hak edip etmediği hususunun taraflar arasında tartışmalı olduğunu, toplu ... sözleşmesinin aile yardımına ilişkin maddesinde doğrudan 657 sayılı Kanun hükümlerine atıf yapılmadan aile yardımının kapsamının belirlendiğini, ancak “aile yardımı” teriminin eş ve çocuklar için yapılan yardımı belirtmekte kullanıldığını, uyuşmazlık konusu hüküm yönünden tarafların gerçek iradelerinin sosyal yardım olgusuna ilişkin olduğunu, toplu ... sözleşmesinde öngörülen aile yardımının, 657 sayılı Kanun'da öngörülen esaslar doğrultusunda uygulanması gerektiğini, Mahkemece 657 sayılı Kanun'da öngörülen esaslara aykırı olarak herhangi bir şart aranmaksızın toplu ... sözleşmesi kapsamındaki tüm işçilerin aile yardımından faydalandırılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesi uyarınca kanun yararına temyiz koşullarının mevcut olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6100 sayılı Kanun’un "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlıklı 341 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri binbeşyüz ... Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 41 inci maddesi ile de, maddede yer alan "binbeşyüz" ibaresi, "üçbin" şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin ... Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
4. Diğer taraftan, 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un (6763 sayılı Kanun) 44 üncü maddesi ile 6100 sayılı Kanun'a eklenen ek 1 inci maddenin ikinci fıkrası gereğince 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüştür.
3. Değerlendirme
1. Davacı, üyesi olduğu sendika ile davalı arasında imzalanan toplu ... sözleşmesinin 39 uncu maddesinde düzenlenen aile yardımı alacağının bekar olduğu gerekçesiyle ödenmediğini belirterek bu alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince evli olmayan davacının toplu ... sözleşmesine göre aile yardımına hak kazanacağından bahisle davanın kabulü ile 3.008,00 TL aile yardımı alacağının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince kabul edilen 3.008,00 TL aile yardımı alacağının miktarı dikkate alınarak "meblağ itibariyle kesin olmak üzere" hüküm kurulmuştur. Bu karar davalı vekiline 01.....2022 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı vekilince İlk Derece Mahkemesine 25.05.2022 havale tarihli kanun yararına temyiz istemine dair dilekçe sunulmuştur. Davalı vekili dilekçesinde; işçinin bekar olduğu hâlde aile yardımı alacağına hak kazandığına dair İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kanun yararına bozulmasını istemiştir.
3. Kanun yararına temyiz isteminin incelenebilmesi için öncelikle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olup olmadığı yahut kesinleşmiş olup olmadığı değerlendirilmelidir. Kararın kesin nitelikte olmadığının yahut kesinleşmiş olmadığının anlaşılması hâlinde başvurunun, kanun yararına temyiz incelemesi yapılmadan reddi gerekir. Dosya kapsamına göre uyuşmazlık konusu, davacının aile yardımı alacağı istemine ilişkindir. Her ne kadar Mahkemece hüküm altına alınan miktar 3.008,00 TL ise de davacının aile yardımı alacağına hak kazandığına dair tespitin ileriye yönelik etkisi bulunmaktadır. Hükmün ileriye yönelik etkisi mevcut olduğunda, verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemez.
4. Açıklanan ilke ve esaslara göre değerlendirme yapıldığında, kanun yararına temyiz konusu İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında kesin bir karar olmadığı açıktır. Bu hâlde davalının İlk Derece Mahkemesine istinaf başvuru süresi içerisinde sunduğu, kanun yararına bozma istemini içeren 25.05.2022 havale tarihli dilekçesinin İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2022 tarih ve 2021/1259 Esas, 2022/580 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu olarak kabul edilip edilmeyeceği hususundaki değerlendirme ilgili Mahkemece yapılmalıdır. Dairemizce İlk Derece Mahkemesince kesin olarak nitelenen kararın, karar tarihi itibarıyla kesin nitelikte olmadığı sonucuna varıldığından, davalı tarafın kanun yararına temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin REDDİNE,
Dosyanın Mahkemesine iadesine, karardan bir örneğinin Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesine,
20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.