Esas No: 2022/10047
Karar No: 2022/9926
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10047 Esas 2022/9926 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10047 E. , 2022/9926 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 2002 yılı Nisan ayından ... sözleşmesinin işverence feshedildiği 03.01.2017 tarihine kadar çalıştığını, davacının normalde haftanın 6 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, ancak işi gereği çalıştığı tüm günlerde en erken saat 21.00’de işten ayrılabildiğini, haftada 3 Pazar günü çalıştığını, tüm genel tatil günlerinde çalıştığını, yaptığı bu çalışmaların karşılığının ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olduğunu, 03.04.2002 tarihinde çalışmaya başlayan davacının proje ve ihalelerden sorumlu pazarlama ve satış müdürlüğü görevinde bulunduğunu, ... sözleşmesinin izin bitim tarihi olan 31.01.2017 tarihinde hüküm ifade etmek üzere haklı sebeple feshedildiğini, davacıya fazla çalışma ücreti ödenmesini gerektiren bir hâl mevcut olmadığını, üst düzey yönetici olan davacının çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, davacının fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücreti ve yıllık izin haklarının zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2017/29 Esas, 2018/425 Karar sayılı kararıyla davacının işyeri şahsi sicil dosyası, tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 18.10.2021 tarihli ve 2019/601 Esas, 2021/1740 Karar sayılı kararıyla tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa Mahkemesi hâkiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.02.2022 tarihli ve 2021/12354 Esas, 2022/1805 Karar sayılı bozma ilâmında;
"...davacının hafta tatili, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının davacı tanık beyanlarına göre tespit edildiği, dinlenen tanıklarının çalıştıklarını beyan ettikleri süreler ve sigorta hizmet döküm cetvellerine göre hafta tatili, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması hesaplanan dönemin tamamında çalışma koşullarını bilemeyecekleri anlaşılmış olup davacı tanıklarının davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi olan 13.05.2016 tarihi ve sonrası ile sınırlı olarak hesaplanmalı, önceki dönemin ise ispatlanamadığı kabul edilmelidir.Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3-Dosya içeriğine göre, davacının işveren tarafından kendisine yapıldığını kabul ve ikrar ettiği net 20.000,00 TL’lik ödemenin dava konusu yıllık ücretli izin alacağından mahsup edilmesinde davalının temyiz itirazlarına göre bir isabetsizlik bulunmamaktaysa da dava dilekçesindeki açıklamalar ile davacının 29.11.2018 tarihli celsedeki beyanlarından söz konusu ödemenin dava açılmadan önce yapıldığı anlaşılmış olup bu durumda dava konusu yıllık ücretli izin alacağının dava açılmadan önce ödenen kısmı yönünden davanın reddine karar verilerek reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması hatalıdır..." gerekçesiyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yeniden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının üst düzey yönetici olduğundan fazla çalışma alacağının kabulünün yerinde olmadığını, İlk Derece Mahkemesince davacının ikrarına göre hükmedilen yıllık izin alacağından 20.000,00 TL mahsup edildiği hâlde davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu hafta tatili, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı ile davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.