Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2724 Esas 2015/4193 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2724
Karar No: 2015/4193
Karar Tarihi: 17.09.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2724 Esas 2015/4193 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, şirket adına çek düzenleme yetkisi bitmesine rağmen araç bakım borcuna karşılık suça konu çeki vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlemiştir. Mahkeme, sahtecilik suçunun tespitinin öncelikle mahkemeye ait olduğunu ve suça konu çekin resmi belge vasfında olup olmadığının tespiti için çekin aslının temin edilip getirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu değil, dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı vurgulanmıştır. Hüküm gereği TCK’nın 158/1-f-son maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının miktarının, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olamayacağı belirtilmiştir. Kararda TCK’nın 210/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi de yer almaktadır.
23. Ceza Dairesi         2015/2724 E.  ,  2015/4193 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Limited şirketin müdürü olan sanığın, şirket adına çek düzenleme yetkisi bitmesine karşın katılana olan araç bakım borcuna karşılık suça konu çeki vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
    Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1)Sahtecilik suçlarında aldatıcılık özelliğinin tespitinin öncelikle mahkemeye ait olduğu cihetle, suça konu çekin aslının temin edilip getirtilerek duruşmada incelenip özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra, çekin TCK"nın 210/1. maddesinde öngörülen resmi belge vasfında olup olmadığı, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2)Katılan ..."in talimat mahkemesince alınan beyanında; suça konu çeki sanık ..."ın oğlu ..."dan aldığını, ..."ın çeki imzalayarak kendisine verdiğini belirtmesi ve ..."ın cirosu olmadığından çekteki keşideci imzasının sanık ..."ın dosyadaki imzasına benzemediği de dikkate alınarak, sanık ..."ın oğlu ..."ın tanık olarak dinlenerek ve uzman bilirkişiye imza incelemesi yaptırılarak çeki kimin keşide ettiğinin tesbit edilmesinden sonra, sanığın hukuki durumunun tayini yerine, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
    3)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar; kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle; katılanın kovuşturma aşamasında talimat mahkemesinde verdiği ifadesi ile sanığın soruşturma aşamasında Polis Merkezinde yaptığı savunması da dikkate alınarak, katılanın iddiası doğrultusunda dava konusu çekin kendisine sanığın araçlarının bakımını yaparak araç bakımı yapıldıktan sonraki bir tarihte mi yoksa bakımı biten araçların teslimi anında mı verildiği hususu sorularak ve varsa çek teslimine dair belgeler istenip temin edilerek sonucuna göre, dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmayacağı ve çekin teslim tarihi itibariyle sanığın şirket yetkilisi olup olmamasına göre sahtecilik suçunun oluşup oluşmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    4)Kabul ve uygulamaya göre; TCK"nın 158 /1-f-son maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının miktarının, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilerek eksik adli para cezasının tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara