Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9753 Esas 2022/9876 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9753
Karar No: 2022/9876
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9753 Esas 2022/9876 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı Bakanlık bünyesinde alt işveren şirketler aracılığıyla çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna atandığını ve ücretinin asgari ücretin % fazlası olarak belirlenmesi gerektiğini ancak ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek, davalıdan bir kısım işçilik alacaklarını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi davayı kabul etmiş, davalı vekili itiraz etmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi esastan reddetmiştir. Temyizde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin belirlenmesinde uygulanacak kurallar belirlenmiş olup, davacının istinaf başvurusundaki iddiaları ve resen dikkate alınacak nedenlerle Kararın bozulması talep edilmiştir. Mahkeme, davacının talebi göz önünde bulundurularak en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetmiştir. Detaylı açıklamalar için; 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesi hükmü ve 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun \"Dava şartı olarak arabuluculuk\" kenar başlıklı 3 üncü maddesi okunabilir.
9. Hukuk Dairesi         2022/9753 E.  ,  2022/9876 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlık bünyesinde alt işveren şirketler aracılığıyla çalışmakta iken, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna atandığını ve ücretinin asgari ücretin % fazlası olarak belirlendiğini ayrıca davacının ücretine her altı aylık dönemde % 4 ücret zammı yapılması gerektiğini, ancak 01.01.2019 tarihinden itibaren sadece % 4 ücret zammı yapıldığını ve bu şekilde ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek; bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinde herhangi bir azalma olmadığını ayrıca toplu ... sözleşmesi uyarınca belirlenen % 4 zam artışının da yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin % fazlası üzerinden ödeme yapılacağı belirtilmesine rağmen davacının ücretinin ve buna bağlı olarak diğer alacak taleplerinin eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ve diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, davacının ücreti korunarak bu ücretin üzerine % 4'lük zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, söz konusu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kadroya geçirilirken imzaladığı ... sözleşmesinde ücret miktarının asgari ücretin belli oranda fazlası olarak belirtilmesine rağmen kadroya geçtikten sonra ücretin taraflar arasında düzenlenen ... sözleşmesine uygun olarak ödenmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve bu alacaklar bakımından temerrüdün ne zaman gerçekleştiği ile alacaklara uygulanması gereken faizin türü noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    1. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesi hükmü.

    2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
    " (1) Kanuna, bireysel veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
    (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
    ..."

    3. Değerlendirme
    1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

    2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kurallar belirlenmiş olup burada söz konusu edilen Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son toplu ... sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir toplu ... sözleşmesi değildir. Söz konusu toplu ... sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir." denilmekte olup, ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Dolayısıyla, ikramiye farkı talebi bakımından da daha önce temerrüdün gerçekleştiği ispat edilemediğinden, arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren davacının talebi de göz önüne alındığında, en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekmektedir.

    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

    2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ikramiye alacağına ilişkin (2) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine “2-Brüt 291,85 TL ikramiye alacağının arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," bendinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara