Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9944 Esas 2022/9905 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9944
Karar No: 2022/9905
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9944 Esas 2022/9905 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9944 E.  ,  2022/9905 K.

    "İçtihat Metni"




    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri arafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.01.2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK, ULAKBİN, TÜRKSAT ve Başbakanlık gibi özel müşteriler ve projelerden sorumlu uzman satış müdürü olarak davalı Şirket nezdinde çalışmaya başladığını, ... sözleşmesi imzalamadan önce Şirket yetkilisi tarafından yıllık satış hedeflerinin %100 gerçekleşmesi durumunda %50-%50 sistemine göre 12 aylık ücret tutarında prim ödeneceğinin söylendiğini, ancak gerçekleştirilen satış tutarlarından taahhüt edilen primin kendisine ödenmediğini, ayrıca taahhüt edilen prim ve ücrete yapılan zamların da ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilince ihtarname keşide edilerek ücret ve prim alacağının 5 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, ödenmemesi hâlinde ... sözleşmesinin haklı sebeple feshedileceğinin bildirildiğini, ihtarnamenin davalı Şirkete 20.01.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, 5 gün içerisinde davalı Şirketçe ödeme yapılmadığını, bu nedenle yeni bir ihtarname ile haklı sebebe dayanarak tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile prim ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen ... sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, ... sözleşmesinde davacıya aylık brüt 10.000,00 TL ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ücret artışı yapılacağına dair bir düzenleme bulunmadığını, aynı şekilde davacıya prim ödeneceğine dair bir taahhütte de bulunulmadığını ve davacının prim alacağı talep etme hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    ... 43. ... Mahkemesinin 24.02.2021 tarihli ve 2020/339 Esas, 2021/242 Karar sayılı kararı ile;
    "...
    Taraflar arasında düzenlenen ... sözleşmesinde, davacının ücretine periyodik olarak zam yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından ve işçinin ücret artışlarının işverenin yönetim hakkı kapsamında bulunduğu anlaşıldığından, davacının ücret alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacı, ödenmeyen prim alacakları ve ücretine davalı işverence zam yapılmaması kapsamında ... akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüştür. 4857 sayılı ... Kanunun 24/II-e maddesine göre, işveren tarafından işçinin ücretinin kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, bu durum işçiye ... sözleşmesini haklı nedenle fesih imkanı sağlamaktadır. Anılan hükümde belirtilen ücret, geniş anlamda ücret niteliğinde olup ücret niteliğindeki tüm alacakları kapsamaktadır.
    Davacıya, geniş anlamda ücret kavramı içerisinde yer alan prim alacaklarının davalı işverence ödendiği kanıtlanamamıştır. Bu durumda davacı feshi haklı nedene dayandığından kıdem tazminatına yönelik talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1249 Esas, 2021/2805 Karar sayılı kararı ile;
    "...
    Taraflar arasında, hakimin davayı aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği, davacının talebinin aşılıp aşılmadığı, prim hesaplama yöntemi konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Davalının verilen kesin süre içinde pandemi sebebiyle sürelerin durması sebebiyle verilen iki haftalık uzatma süresinde dahi dosyaya belgeleri sunmadıkları gibi yerinde inceleme talebinin de olmadığı, söz konusu talebin yaklaşık bir yıl gibi bir süre sonrasında talep etmiş olması ve 5 yıllık zamanaşımı dolduğundan belgeleri saklama yükümü bulunmadığı ısrarla vurgulaması karşısında mahkemenin ret kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
    Davacıya ... teklifinde prim alacağının bildirilmesi sebebiyle sunulan prim hesaplama yönteminde dair belgenin 2013 yılı için ayrı sistem olduğu işverence ispatlanmadığından 2013 yılına uygulanmasında da hata olmadığı görülmüştür.
    Ancak davacının dava dilekçesinde 2013 yılında 1.331,33,85 USD satış yaptığı beyan etmesine ve bunun dışında bir talebi olmaması karşısında, HMK 26. maddeye aykırı olarak talebi aşar şekilde 4.596,326,42 USD satış yapıldığı kabulü ile hesaplama yapılarak davacının talebi aşılmış olup, bu nedenle yeniden bilirkişi raporu alınması gerekmiş, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olduğundan rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
    Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davalının istinaf talebinin kabulü ile, mahkemenin kararının kaldırılarak prim alacağı yönünden aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçesi ile davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 22.03.2022 tarihli ve 2022/1471 Esas, 2022/3904 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince davacının dava dilekçesinde prim alacağı bakımından talebi ile bağlı kalınarak 2012 yılı bakımından on iki aylık ücreti tutarında prim alacağının hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uygun şekilde prim alacağı hüküm altına alınmış, bozma dışı kalan alacaklar yönünden de bozmadan önceki gibi hüküm kurulmuştur.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı Tarafın Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 02.10.2020 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamaların yazılı delillerin beraberinde tanık ifadeleri ile de ortaya konmuş hususlar olduğunu, davacının çalıştığı iki yıl süresince belirli kota ile çalıştığını ve her iki yılda da kotasının fazlası kadar satış gerçekleştirdiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    2. Davalı Tarafın Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafın prim alacağı olduğunu ispatlayamadığını, davacı lehine prim alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının iddia ettiği satışlar, teslimatın tamamlanması ve faturanın kaydedilmesi 2012 yılı içinde gerçekleşmediğinden davacının 2012 yılı için de prim hak etmediğini, davacının prim alacağının bulunmadığı sabit olduğundan davacı lehine kıdem tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının prim alacağının hesaplanması noktasındadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara