Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9197 Esas 2022/10018 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9197
Karar No: 2022/10018
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9197 Esas 2022/10018 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9197 E.  ,  2022/10018 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasındaki disiplin cezasının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında tesis edilen kınama cezasının mevzuat ve Eğitim-... Sendikası İç Tüzük hükümlerine aykırı olduğunu, aynı kararın içinde geçen 25.07.2019 tarih ve 123 sayılı kararı ile verildiği iddia edilen uyarı cezasının Disiplin Yönetmeliği'nin 16 ncı maddesine göre kaldırıldığını, ikinci kez işlenmiş gibi gösterilip Sendika Tüzüğü'nün 15 inci maddesine atıf yaparak bir üst ceza verilmesinin aynı fiilden iki kere cezalandırma anlamına geldiğini, müvekkilinin genel örgütlenme sekreteri olarak görev yaptığını, ....12.2018 tarihinde ... 1 nolu Şubeye bağlı ... İlçesi ... Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmeni G. İ. C'nin okulunu saat 14:40'da ziyaret ettiğini, kendisine 1 nolu Şube Yönetim Kurulunun istifa nedeniyle boşaldığını ve oluşturulacak Yönetim Kurulunda görev almak isteyip istemediğini sorduğunu, G. İ. C'nin kabul ettiğini, 07.12.2018 tarihinde yapılan toplantıda diğer kabul edilen 7 kişi ile birlikte Yönetim Kurulu dağılımı yapıldığını, 01.03.2019 tarihinde oluşturulan yeni Yönetim Kurulunda görev almak istemediğini, daha sonra hakkında tarihi belli olmayan bir tutanak tutulduğunu, bu tutanak ile birlikte istifa eden şube eski yöneticilerinden V. F. Ş'nin davacı hakkında Disiplin Kuruluna şikayet dilekçesi verdiğini, bunun üzerine davacıya kınama cezası verildiğini, aynı konudan ikinci kez kınama cezası ile cezalandırıldığını iddia ederek ... Disiplin Kurulunun 12.10.2019 tarihli ve 135 sayılı disiplin cezasına ilişkin işlemin iptalini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Merkez Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, Sendika üyelerinden V.F.Ş'nin 30.04.2019 tarihli dilekçesi ile davacının okul ziyareti sırasında bir başka sendika üyesi olan H.D. isimli öğretmene Sendikanın ... 1 nolu Şube Başkanlığını teklif ettiğini, kendisinin bir başka sendikaya üye olduğunu belirtmesine rağmen teklifini yinelediğini, teklif yapılan bu kişinin ise davacıya "siz kendi arkadaşlarından başka seçin, daha iyi yaparsınız" dediğini, bu durum nedeni ile okulda bulunan öğretmenlerin bu konuşmayı yadırgadığını, ''bu kadar mı zor durumdasınız kim olursa olsun başkan olsun diye uğraşıyorsunuz'' gibi sözlere muhatap olduklarını, Sendikayı zor duruma düşürdüğünü, davacı hakkında soruşturma açıldığını ve davacının savunmasını sunduğunu, davacıya uyarma cezası verildiğini, Merkez Disiplin Kurulunun 25.07.2019 tarihli ve 123 sayılı kararı ile ceza verilmiş olması nedeni ile Disiplin Kurulu Yönetmeliği'nin 15 inci maddesine göre tekerrür nedeniyle bir üst ceza olarak kınama cezası verilmesine oy birliği ile karar verildiğini, daha sonra cezanın uygulamasının kaldırıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı hakkında 22.08.2017 tarih ve 8 nolu karar ile verilen cezanın, 12.10.2019 tarihli ve 135 sayılı karar ile kaldırılmasına karar verildiği, davacı hakkında Disiplin Yönetmeliği'nin 19/a bendinde yer alan düzenlemeye istinaden 25.07.2019 tarihli ve 123 sayılı Disiplin Kurulu kararı ile uyarma cezası verildiği, davacı hakkında verilen 12.10.2019 tarihli ve 135 sayılı disiplin cezasına ilişkin işleminin konusunu oluşturan olayda ise davacının diğer sendika üyelerini küçük düşürme kastının olduğunun ispatlanamadığı, kaldı ki bu cezaya konu olan fiilin 19/a kapsamına dahil edilemeyeceği, 19/b kapsamına girdiği, dolayısıyla ''bir fiilin tekerrüre esas kabul edilebilmesi için, söz konusu fiilin aynı olağan genel kurulu dönem içerisinde tekrarlanması gerekir'' düzenlemesi gereği, aynı fiilden de söz edilemeyeceği nazara alınarak söz konusu Disiplin Kurulu kararının Sendika Yönetmeliği'ne uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Sendika Merkez Disiplin Kurulunun davacıya iki ayrı tarihte toplamda iki disiplin cezası verdiğini, ilkinin 25.07.2019 tarih ve 35 sayılı uyarma cezası olduğunu, bu cezaya ilişkin olarak Merkez Disiplin Kurulunun aynı 25.07.2019 tarih ve 35 sayılı kararında Sendika Disiplin Yönetmeliği'nin 16 ncı maddesi kapsamında takdiren cezanın kaldırılmasına karar verdiğini, ikincisinin ise dava konusu 12.10.2019 tarih ve 135 sayılı sayılı karar olduğunu, Mahkeme gerekçesindeki "davacı hakkında 22.08.2017 tarih ve 8 nolu karar ile verilen cezanın, 12.10.2019 tarihli karar ile kaldırılmasına yer verildiği" şeklinde bir durum olmadığını, 22.08.2017 tarih ve 8 nolu karar ile verilen bir ceza olmadığı gibi 12.10.2019 tarihli karar ile disiplin cezasının kaldırılması durumunun olmadığını, dava konusu 12.10.2019 tarih ve 135 sayılı sayılı cezaya konu olan olayda, davacının diğer sendika üyelerini küçük düşürme kastının ispatlanamadığı şeklinde gerekçeye yer verildiğini, cezaya esas soruşturma dosyası kapsamında tanık olan adı geçen okulda görevli müvekkili sendikanın üyesi G.İ.C'nin ifadesinde, bu durum nedeniyle okulda bulunan öğretmenlerin bu konuşmayı yadırgadığını, " bu kadar mı zor durumdasınız kim olursa olsun başkan olsun diye uğraşıyorsunuz" gibi sözlere muhatap olduklarını ve bu nedenle de uygun olmayan durumlara düşüldüğünü ve küçük düştüklerini belirttiğini, başka sendika üyesi olan kişinin de "...gelin sizi bizim sendikaya başkan yapalım, kendinizi ifade edersiniz dediğini, kendisinin bunu kabul etmediğini, bir sendika örgütlenme üyesinin bir başka sendika üyesine ve tanımadığı bir kişiye başkanlık teklif etmesini doğru bulmadığını.." ifade ettiğini, bunun Sendika ve Sendika üyelerini küçük düşürücü bir davranış olarak değerlendirildiğini, Sendika Disiplin Kurulu Yönetmeliği'nin 20.01.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda değişikliğe uğradığını, davacıya verilen her iki disiplin cezasının da 2012 yılında yürürlüğe giren Disiplin Kurulu Yönetmeliği kapsamında verildiğini, "Uyarma Cezasını Gerektiren Durumlar" başlıklı 19 uncu maddenin değiştirildiğini, davacının daha önce tekerrüre esas olan 25.07.2019 tarihli ve 35 sayılı uyarma cezası, hem de dava konusu 12.10.2019 tarihli ve 135 sayılı disiplin cezası, 2012 tarihli Sendika Disiplin Yönetmeliği'nin 19/a hükmünde yer alan; "a. Sendika tüzüğünün, yönetmeliklerinin ve sair mevzuatının öngördüğü ya da yetkili organlarının verdiği görev ve yükümlülüklerin eksiksiz yapılmasında ihmal gösterilmesi," şeklindeki hükmüne göre tesis edilmiş cezalar olduğunu, kararda cezanın tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik değil, bu cezanın tesisinden sonra yürürlüğe giren Yönetmelik hükmünün dikkate alındığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
    "...
    Davacının davalı sendikanın genel örgütlenme sekreteri olarak çalıştığı, Sendika Disiplin Kurulu'nun 25/07/2019 tarih, 123 sayılı kararıyla "..görev ve yükümlülüklerin eksiksiz yapılmasında ihmal gösterilmesi nedeniyle davacıya uyarma cezası verildiği, 22/08/2017 tarih ve 8 nolu karar ile alınan diğer illerde şubeleşme kararının uygulanmamış olmasından dolayı yönetmelik 16. Maddeye göre cezanın kaldırılmasına.." karar verildiği; sendika üyesi olan Gül İnce Canıçevik' tarafından tutulan tutanakla ilgili olarak davacı hakkında soruşturma başlatıldığı, Sendika Disiplin Kurulu'nun 12/10/2019 tarih 135 sayılı kararıyla "...uyarma cezası verilmesine ancak 123 sayılı kararla aynı maddeden disiplin cezası verilmesi nedeniyle 15. Maddeye göre kınama cezası verilmesine..." şeklinde karar verildiği, dosyada 20/01/2020 tarihli yeni Disiplin Kurulu Yönetmeliği olduğu, her iki yönetmelikte tekerrüre ilişkin maddenin aynı olduğu, fiilin tekerrüre esas olması için aynı olağan genel kurul döneminde tekrarlanması gerektiği, davacıya verilen ilk cezanın aynı Disiplin Kurulu kararında kaldırıldığı, ortada tekerrüre esas fiil bulunmadığı, ayrıca iptali istenen disiplin cezasının Sendika Disiplin Yönetmeliğinin 19/a maddesindeki "Sendika tüzüğünün, yönetmeliklerinin ve sair mevzuatının öngördüğü ya da yetkili organlarının verdiği görev ve yükümlülüklerin eksiksiz yapılmasında ihmal gösterilmesi," şeklindeki hükmüne göre tesis edildiği, davacının hangi eylemiyle görev ve yükümlülüğünü yerine getirmekte ihmal gösterdiğinin belirtilmediği, cevap dilekçesinde davacının aynı alanda faaliyet gösteren başka sendikanın üyesi olan bir öğretmene, üyelerin ve diğer öğretmenlerin orada bulunduğu bir esnada sendika şube başkanlığı teklif ettiği, diğer öğretmenler tarafından bu durumun yadırgandığı ve üyelerin bu olay nedeniyle muhatap oldukları sözlerden dolayı rencide oldukları gerekçesiyle ceza verildiğinin belirtildiği, davacının savunması, başkanlık teklif edildiği iddia edilen kişinin beyanı dikkate alındığında Disiplin Kurulu Kararının yönetmeliğe uygun olmadığı, davalının istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

    Mahkeme karar gerekçesinde "....22/08/2017 tarih ve 8 nolu karar ile verilen cezanın, 12/10/2019 tarih ve 135 sayılı karar ile kaldırılmasına karar verildiği...12/10/2019 tarih ve 135 sayılı Disiplin Cezasına ilişkin işleminin konusunu oluşturan olayda ise davacının diğer sendika üyelerini küçük düşürme kastının olduğunun ispatlanamadığı, kaldı ki bu cezaya konu olan fiilin 19/a kapsamına dahil edilemeyeceği, 19/b kapsamına girdiği..." şeklinde değerlendirme yapılmışsa da 22/08/2017 tarih ve 8 nolu karar ile verilen bir ceza bulunmadığı, ilk cezanın verildiği ve kaldırıldığı kararın 25/07/2019 tarih, 123 sayılı karar olduğu, ayrıca cezanın verildiği tarihte yürürlükte olan yönetmeliğin 19/b maddesinde "Sendikaya ait belge ve araç-gerecin korunmasında ihmal gösterilmesi," düzenlemesi olduğu, cezaya konu fiilin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmış, gerekçe yukarıdaki gibi düzeltilmiştir. ..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu cezanın kaldırılmadığı, bu yöndeki İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yerinde olmadığı, disipline konu eylemin sendika üyelerini küçük düşürücü bir davranış olduğu, ayrıca tekerrüre ilişkin değerlendirmede Disiplin Kurulu Yönetmeliği'ndeki değişikliğin dikkate almaksızın hatalı sonuca ulaşıldığı, Bölge Adliye Mahkemesince gerekçenin düzeltmesi yoluna gidilmeyerek esasen istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

    B. Gerekçe
    1. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) "Duruşma yapılmadan verilecek kararlar" kenar başlıklı 353 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
    "(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
    a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
    ...
    b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
    1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
    2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
    ...
    duruşma yapılmadan karar verilir."

    2. Değerlendirme
    1.Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf denetiminde, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hatalı gerekçeye dayandığı tespiti yapılarak davalı tarafın başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    2. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiğine göre Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken anılan hükme aykırı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

    3. Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendine aykırı olduğundan, 6100 sayılı Kanun'a uygun uygun şekilde karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın da kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
    Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara