Esas No: 2021/4934
Karar No: 2022/3621
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4934 Esas 2022/3621 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4934 E. , 2022/3621 K.Özet:
Davacı, bir kooperatifin üyesi olduğunu ve kendisine tahsis edilen konutun teslim edilmediğini ileri sürerek kira bedelinin tahsil edilmesini talep etti. Mahkeme önce davayı kabul etti ancak davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine karar bozuldu. Yapılan yeniden yargılama sonucunda, kooperatif üyeleri arasında aynı kurada çekilen villaların bazı ortaklara teslim edildiği, kira alacağının bilgi verilmesiyle muaccel hale geldiği ve 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirlendi. Bu nedenle davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar verildi. Gönderilen karardaki kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 149. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki asıl ve birleşen davada davalı vekili ve katılma yolu ile asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 12.11.2006 tarihinde yapılan kura çekiminde kooperatif tarafından yapılan 43586 ada 2 sayılı parselde bulunan A 1 villa tipi konutun adına isabet ettiğini, davalı kooperatif tarafından çok katlı ve villa şeklinde yapılan konutların 2007 yılında tahsis edilen üyelere teslim edildiğini, hatta bir kısmının iskan belgelerini dahi aldıklarını, buna karşın davalı kooperatifin müvekkiline ait villa tipi konutu teslim etmediğini ileri sürerek, kira kaybının şimdilik 1.000,00 TL'sinin konutun teslim edilmesi gereken 31.05.2009 tarihinden itibaren talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 114.653,00 TL’ye arttırmıştır.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki gerekçelerle asıl dava tarihinden itibaren şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 39.162,00 TL’ye arttırmıştır.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, yüklenici ile sözleşmenin feshi için dava açıldığını, geç teslimin nedeni müvekkili olmadığından sorumlu tutulamayacakları gibi tahsis işleminin genel kurul kararı ile yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, yeniden esas hakkında karar verilerek, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin (kapatılan 23.Hukuk Dairesi) 2019/2199 E., 2020/3658 K. sayılı ilamıyla Bölge Adliye Mahkemesince kooperatifin teslim tarihi konusunda bir taahhüdünün bulunmadığı, davacıya genel kurul kararlarına dayanmadan gönderilen yazıların bağlayıcı olmadığı, aynı durumda olan ortaklar arasında nisbi eşitliğin sağlandığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi'nin eşitliğe ilişkin tesbitleri dışındaki tesbitlerinde isabet bulunmadığı, kooperatifin tüm ortaklarına eşit davranmasının Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesinin bir gereği olduğu, kooperatif tarafından yapılacak inşaatların farklı parsellerde bulunmasının bu eşitliğin bozulmasına gerekçe olamayacağı nisbi eşitliğin de somut olayda uygulanamayacağı, hal böyle olunca aynı parselde olmasa bile davalı kooperatifin aynı statüdeki üyeleri arasında aynı kur’a da çekilen villaların bazı ortaklara teslim edildiği sabit olduğuna göre Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin nisbi eşitlik ilkesi gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görüldüğü, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı kooperatifin aynı statüdeki üyeleri arasında aynı kurada çekilen villaların bazı ortaklara teslim edildiği, ortağın aidat borcunun bulunmasının kira kaybı istenmesine engel olmadığı, aynı konumda bulunan bir kısım üyenin konutunun tamamlanıp teslim edilmesi halinde eşitlik ilkesi uyarınca konutu teslim edilmeyen üyenin teslim tarihine kadar kira bedeli isteyebileceği, davacı hak ve borçları ile kooperatif hissesini devraldığından önceki dönem içinde kira isteyebileceği, somut olayda talep üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olmayıp tahsis hakkına dayalı olduğundan zamanaşımı süresinin işlemeyeceği,davalı kooperatif 31.05.2015 tarihli genel kurulda eşitsizliğin giderilmesi konusunda karar aldığından bu tarihe kadar kira isteyebileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili ile katılma yoluyla asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm; asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Asıl ve birleşen dava, kooperatif üyesine tahsis edilen konutun teslim edilmemesine dayalı kira kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
TBK’nın 149 maddesi “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.
Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin doğurduğu günden işlemeye başlar “ hükmünü içermektedir. Asıl ve birleşen dava da davacı taraf kendisine kur’a da isabet eden konutun teslimini beklediğini bu süre zarfında oluşan kira kaybını istediğini ileri sürerek 2014 yılında asıl davayı açmakla teslim edilmeme nedeniyle isteyebileceği kira alacağını muaccel hale getirmiştir. Kira alacağı doğduğu aydan itibaren muaccel hale gelir, muacceliyetin başlangıç tarihi zamanaşımı süresinin de başlangıcıdır. Kooperatif ile üyesi arasındaki kira alacağı 5 yıllık zamanaşımına tabidir.
Bu durumda, davalı vekilinin zamanaşımı def’inin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince tahsis hakkına dayalı olan davada zamanşımının işlemeyeceği gerekçesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalı ... Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığına iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacı ...'den alınmasına, 6100 Sayılı HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 27.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.