Esas No: 2021/1445
Karar No: 2022/3620
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1445 Esas 2022/3620 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1445 E. , 2022/3620 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen 2009/589 esas sayılı dosyada davacı- birleşen 2009/742 esas sayılı dosyada davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl ve birleşen 2009/589 esas sayılı dosyada davalı - birleşen2009/742 esas sayılı dosyada davacının istinaf başvurusunun kabulüne yönelik verilen hüküm asıl ve birleşen 2009/589 esas sayılı dosyada davalı birleşen 2009/742 esas sayılı dosyada davacı.... San. Tic. Ltd. Şti. vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 05.04.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Asıl davada davacı vekili, vakfın ameliyat edilmesi düşünülen 1400 özürlünün seçimi ve ameliyatlarının gerçekleştirilmesi buna ilişkin toplantıların yapılması amacıyla "Haydi Gülümse" adı altında kampanya başlattığını, bu kampanyaya ilişkin organizasyonları gerçekleştirme amacıyla davalı şirket ile "Haydi Gülümse Kampanyası" Hizmet Sözleşmesinin 10.04.2009 tarihinde akdedildiğini, gelişen süreç içinde davalı şirketin sözleşme gerekliklerini yerine getirebilecek yeterliliğe sahip olmadığının anlaşılması üzerine sözleşmenin fesihedildiğini, müvekkilinin program bilgilerinin davacıya ulaştırılıp onay almaması ve tanıtımın gereği gibi yapılamaması yaşanılan sıkıntı nedeniyle zarar gördüğünü, konserlerin üç gün olarak belirlenmesine rağmen iki gün yapıldığını, bilet satışlarının asgari düzeyde kaldığını, davalının prefinansman sağlama taahhüdünde bulunmasına rağmen yerine getirmediğini, Show TV'ye yapması gereken ödemeyi gününde yapmadığını, ilgili kişilere yalan beyanda bulunarak vakfı küçük düşürdüğünü, davalı şirketin prodüksiyon hizmeti için anlaşma yapılan şirket tarafından kesinlen faturaların bir kısmının karşılıksız çıkması nedeniyle müvekkilive ödendiğini, müvekkili tarafından davalıya 31.500,00 TL diğer kişi ve kurumlara 82.529,00 TL olmak üzere toplam 114.029,00 TL ödeme yapıldığını, sözleşmenin cezai müeyyideler başlıklı 9.maddesi uyarınca şirket sözleşmesinin maddelerine aykırılık halinde 150.000 USD'yi cezai şart olarak ödeyeceği hükmü bulunduğunu ileri sürerek davalı yanın ödemesi gereken ve davacı tarafından ödenen şimdilik 5.000,00 TL'nin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle de şimdilik 5.000,00 TL'nin ve davalının sözleşmeye aykırı davranışları, gizlilik başlıklı hükmü ihlal ettiğinden cezai şart olarak 150.000 USD’nin tahsilini talep ve dava etmiş,ıslah yoluyla tazminat talebini 91.670,00 TL’ye artırmıştır.
Asıl davada davalı vekili , müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirdiğini savunarak ,davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2009/589 E.sayılı davada davacı vekili,müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, davalı yanın ödemesi gereken ve müvekkili tarafından yapılan ödemelere karşılık sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre şimdilik 5.000,00 TL ,davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarara karşılık şimdilik 5.000,00 TL, müvekkilinin adının ve ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat 50.000,00 TL ile kongrenin yapılacağı kararlaştırılan otele kira bedeli olarak ödenmesi gereken bedelin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2009/589 E.sayılı davada davalı vekili, davacının sözleşmeyi haksız feshettiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2009/742E.sayılı davada davacı vekili,müvekkili ile davalılar arasında sözleşmeler imzalandığını, müvekkilinin vakfa bağışta bulunduğunu, kişi ve kuruluşlara ödemeler yaptığını,sözleşmelerin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek şimdilik sözleşmede kaynaklanan alacaklarına mahsuben her bir davalıdan 10.000,00'er TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL, maruz kaldığı maddi zararlara karşılık 2.500,00'er TL olmak üzere 5.000,00 TL, davalıların haksız eylemleri nedeniyle müvekkilinin piyasadaki itibarı azalıp mali yönden çöküp iş yapamaz hale geldiğinden manevi zararlarına karşılık her bir davalıdan 50.000,00'er TL toplam 100.000,00 TL'nin tahsilini atlep ve dava etmiş, ıslah yoluyla davalı ... Vakfından 837.346,26 TL’nin, diğer davalıdan ise 55.000,00 TL alacağının tahsilini istemiştir.
Birleşen 2009/742 E.sayılı davada davalılar vekili, davacının edimlerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, asıl dava yönünden; davalı şirketin sözleşmede açıkça davacıya yazılı bildirimde bulunma, yazılı onay alma ve pirefinans yükümlülüklerini yerine getirmediği sabit görüldüğünden davacının sözleşmeyi feshi haklı olduğu, bu nedenle sözleşmenin 9/b maddesi gereğince belirlenen 150.000 USD cezai şart talebinde bulunabileceği, ancak istenen bu miktardan TBK 20-25 maddeler gereğince genel işlem koşulları içerisinde yeralması nedeniyle, cezai şartın taraflar arasındaki edim dengesini dürüstlük kuralına aykırı şekilde bozduğu, davacı ... Vakfının da feshin oluşmasında müterafık kusurlu olduğu gözetilerek cezai şart tutarında %50 oranında indirim yapıllması gerektiği, davacının sözleşme kapsamına göre davalı şirket tarafından ödenmesi gereken toplam 91.670,00 TL'yi ödediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 75.000 USD cezai şartın tahsiline,91.670,00 TL alacağın tahsiline, birleşen 2009/589E.sayılı dava yönünden; taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin tartışmasız olduğu, davacının sözleşemeye aykırı davrandığından davacın fesihte haklı olduğu,ancak davacının doğmuş bir zararı olmadığından maddi tazminat isteme hakkı ve yasal koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteme hakkının doğmadığı gerekçesiyle birleşen 2009/589 E.sayılı davanın reddine, birleşen 2009/742 E.sayılı dava yönünden ise ; davalılar ... ve Özürlüler Vakıf İktisadi İşletmesi tarafından sözleşmelerin feshinin haklı olduğunun sözleşmenin 3.1.3 hükmü gereğince organizasyon genel bütçesinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren bir ay içinde sunacağının kararlaştırılmasına rağmen davacının bu yükümlülüğüne aykırı davranması, yine sözleşme gereğince yazılı bildirim ve yazılı onay almadığından sabit olduğu,bu nedenle davacının haksız fesih nedeniyle maddi -manevi tazminat isteyemeyeceği, davacının ... ile yaptığı anlaşma gereğince toplam 269.939,00 TL ödeme yaptığı,sözleşme haklı nedenle feshedildiğinden davacının ancak yaptığı hizmet sebebi ile ödediği bedeli isteyebileceği gerekçesiyle, birleşen 209/742 E.sayılı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, asıl davada davalı-birleşen 2009/742 E.sayılı davada davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, sözleşmenin 6. maddesi, D bendi gereğince "Vakıf, Şirket’e bu canlı yayın TV gecesi için hizmet bedeli olarak gecenin maliyetinin % 25’ ini ödeyecektir." hükmüne rağmen, madde içeriğinde geçen ve davacı şirket tarafından ödendiği belirtilen prefinansman bedelinin ne olduğu konusunda davacı şirketin bir iddia ileri sürmediği gibi taraflar arasında programın maliyeti ve program gereğince Vakfın elde ettiği gelir konusunda bir mutabakatlarının bulunmadığı, davacı şirketin bu konuda bir talebinin bulunmadığı ,sözlemelerin haklı olarak feshedildiği, Vakıf İktisadi İşletmesi yönünden davacı şirketin bir alacağının bulunmadığı, kusuru ile sözleşmenin feshine neden olan davacı şirketin Vakfa bağış adı altında ödenen 40.000,00 TL'yi talep etmesinin iyiniyet kurulları ile bağdaşmadığı, bu durumda davalı şirketin belgelendirdiği toplam harcama kalemi yönünden birleşen İstanbul 2. ATM'nin 2009/742 E. sayılı dosya yönünden tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bu dosya yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl dava yönünden ise;taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın 818 sayılı BK’nın 158/1. (6098 sayılı TBK’nın 179/1.) maddesi gereğince seçimlik cezai şart olduğu, davacı-davalının borcun ifasını değil cezai şartı talep ettiği ,bir sözleşme gereğince cezai şart talep edebilmek için karşı tarafın sözleşmeye aykırı davranması gerektiği, mahkemece davacı-davalı Vakfın müterafik kusuru nedeni ile cezai şarttan indirim yoluna gidildiği, bu konuda istinaf bulunmadığı, cezai şart talebinin yerinde olduğu ancak hükümde hem 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi, hemde ticari faizden bahsedilerek çelişkiye düşüldüğü gibi faizin başlangıç tarihinin de belirtilmediği, kamu düzeni gereğince bu hususun resen düzeltildiği, davacı-davalı Vakıf organizasyon için 3. kişilere ödediği harcama kalemlerine bir itirazının bulunmadığı, ödenen giderlerle ilgili davalı-davacı şirketin ifa görevini yerine getirdiği,vakıf canlı yayın ve konser için yapılması gereken giderleri ihtirazi kayıt koymadan ödediğine göre harcamalara onay verdiği bu sebeple bilirkişi raporunda tespit edilen canlı yayın ve konser için 3. Kişilere ödendiği belli olan bu giderleri davalı-davacı şirketten talep edemeyeceğinden ilk derece mahkeme kararının asıl dosyada 3. Kişilere ödenen bedel yönünden kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 75.000 USD cezai şartın tahsiline diğer taleplerin reddine dair yeniden hüküm kurulmuştur.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen 2009/742 E.sayılı davada davacı vekili temyiz edilmiştir.
1-Asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Asıl dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle cezai şart ve tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin davacı Vakıf tarafından haklı nedenle feshedildiği, ancak davacı Vakfın da feshin oluşmasında müterafik kusurunun bulunduğu kabulü ile cezai şart tutarında %50 indirim yapılmak suretiyle karar verilmiş ise de müterafik kusur halinde cezai şart istenemeyeceğinden bu kalem yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Birleşen 2009/742 E.sayılı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden ise;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davalı lehine BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,birleşen 2009/742E. Sayılı davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davalı yararına takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın talep halinde temyiz edenlere iadesine,
6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 27.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.