Esas No: 2022/11208
Karar No: 2022/10410
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11208 Esas 2022/10410 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/11208 E. , 2022/10410 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı dava dilekçesinde; davalı nezdinde 03.09.2005 tarihinde genel müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladığını, 3.200,00 TL net ücret aldığını, altı aylık dönemler için performans primi ve proje primi ödemesi yapıldığını, ... sözleşmesinin 05.01.2010 tarihinde işverence haksız feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, bunun üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... Bölge Müdürlüğüne müracaatta bulunduğunu, maddi ve manevi yönden mağdur olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, proje ve performans primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücret miktarı ve prime ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının üst düzey yönetici olması ve mesaisini kendisinin ayarlaması sebebiyle fazla çalışma ücretine hak kazanamadığını, ayrıca alacaklarının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, 09.08.2011 tarihli ve 2010/37 Esas, 2011/464 Karar sayılı karar ile davacının Şirket ana bilgisayarına erişerek Şirketin ticari işleri ile ilgili dosyalarını kendi zimmetinde olan bilgisayara ve başka taşınabilir aygıta kaydetme şeklinde gerçekleşen davranışının taraflar arasında imzalanmış gizlilik sözleşmesini, bilgisayar zimmet sözleşmesini, e-mail zimmet tutanağını, bilgi işlem güvenliği yönetmeliğini ihlal ettiği gerekçesiyle işverence yasal süresi içinde yapılan feshin haklı sebebe dayandığı, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı, işyerinde pazar günü çalışma olmadığından davacının hafta tatili ücretine hak kazandığını ispatlayamadığı, davacının üst düzey yönetici olarak görev yapması, tanık beyanları ve giriş çıkış kayıtlarına göre de kendi mesaisini kendisinin belirlediği anlaşıldığından fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerektiği, ayrıca davacı gerekli performansı yakalayamadığı gibi proje primine hak kazandığını da ispatlayamadığından performans ve proje primi alacaklarının reddi gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 23.12.2013 tarihli ve 2011/49350 Esas, 2013/34229 Karar sayılı kararı ile davaya konu olayla ilgili ceza davasının sonucunun beklenilmesi ve neticeye göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; toplanılan deliller ve davacının üzerine atılı suçları işlediğine dair yeterli kanaat oluşmaması nedeniyle beraatına dair kesinleşen ceza mahkemesi kararına göre işveren feshinin haklı sebebe dayanmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı; üst düzey yönetici olan davacının tanık beyanlarına göre çalışma saatini kendisi belirlediğinden fazla çalışma ücretine ve işyerinde pazar günü çalışılmadığından hafta tatili ücretine hak kazanamadığı; gerekli performansı yakalayamadığı gibi proje primine hak kazandığını da ispatlayamadığından performans ve proje primi alacaklarının da reddi gerektiği gerekçeleriyle; kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne, diğer alacakların reddine dair karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı yasal süresi içerisinde, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. ... sözleşmesinin işverence feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "Özen ve sadakat borcu" başlıklı 396 ıncı maddesine göre "İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, ... gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve ... sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür."
Kanun'un madde metninde işçinin çalışma süresi içerisinde ve ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra da uyması gereken yükümlülükler düzenlemekte ve işçinin sadakat yükümlülüğüne aykırı herhangi bir davranışta bulunamayacağı açıklanmaktadır. İşçi sadakat borcu kapsamında işverenin haklı çıkarlarını korumak ve işverenin çıkarlarına zarar vermekten kaçınmakla yükümlüdür. Bu borç vakıanın özelliğine göre yapma veya yapmama şeklindeki davranışlar ile ifa edilir.
Dosya içeriğinden, 03.09.2005 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak çalışan davacının ... sözleşmesinin, Şirkete ait gizli bilgileri izinsiz olarak harici harddiske kopyalama şeklinde gerçekleşen eyleminin taraflar arasındaki ... sözleşmesine, gizlilik-rekabet konulu sözleşmeye, bilgi işlem güvenliği talimatına ısrarla aykırılık teşkil etmesi nedeniyle 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi uyarınca haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, söz konusu kopyalama eylemini görev ve sorumlulukları çerçevesinde yaptığını savunmuştur.
Mahkemece bozma öncesi yargılamada, davacının Şirket ana bilgisayarına erişerek şirketin ticari işleri ile ilgili dosyalarını kendi zimmetinde olan bilgisayara ve başka taşınabilir aygıta kaydetme şeklinde gerçekleşen davranışının taraflar arasında imzalanmış gizlilik sözleşmesini, bilgisayar zimmet sözleşmesini, e-mail zimmet tutanağını, bilgi işlem güvenliği yönetmeliğini ihlal etmesi nedeniyle işverence yasal süresi içinde yapılan feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı kabul edilmiştir. Söz konusu kararın davacı hakkında açılan ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesi ile bozulması üzerine, Mahkemece ceza mahkemesince verilen beraat kararına göre davacının üzerine atılı suçları işlediğine dair yeterli kanaat oluşmadığı, işveren feshinin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmış ise de varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacının davalı Şirkete ait gizli bilgileri izinsiz olarak harici harddiske kopyaladığı ... 3. ... Mahkemesinin 2009/12 Değişik ... sayılı dosyası ile tespit edilmiş olup ilgili tespit kararı dosya kapsamında mevcuttur. Davacının bu eylemi nedeniyle hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddiası başlatılan ceza yargılamasında, suçun hukuki niteliğinin tespiti amacıyla haksız rekabet ve 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'na (6102 sayılı Kanun) muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığı hususlarında araştırma yapılmak üzere ilgili Yargıtay ceza dairelerince bozma kararları verilmiştir. Netice itibarıyla ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli ve 2019/876 Esas, 2020/184 Karar sayılı kararı ile “…Yargıtay bozma ilâmı sonrası yapılan yargılamada sanık hakkında şikayet dilekçesinin verildiği 28.01.2010 tarihi itibariyle sanığın harddiske aktardığı bilgilerden haksız yere faydalandığının veya başkalarına yaydığının tespit ve iddia edilmediği, sanığın katılan şirketteki ... akdinin fesh edilmesinden yaklaşık 6 ay sonra kurduğu şirkette bu bilgileri kullanmış olması halinde dahi katılanın şikayetinin sonraki eylemleri kapsamayacağı, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine yüklenen “katılan şirkete ait ticari bilgileri izinsiz kopyalamaktan” ibaret eylemin ... Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçu olarak tanımlanamayacağı anlaşılmakla, sanık üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın CMK 223/2-a maddesi gereğince..." beraatine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 18.05.2021 tarihli ve 2020/10598 Esas, 2021/5292 Karar sayılı ilâmı ile onanmıştır.
Her ne kadar Yargıtay 15. Ceza Dairesince, “… Bilgisayar mühendisi olan ve katılan şirkette işveren vekili sıfatıyla görev yapan sanığın; katılan şirket tarafından kendisine tahsis edilen bilgisayar vasıtasıyla, şirketin ana bilgisayarına bağlanarak şirkete ait gizli bilgileri izinsiz olarak harici harddiske kopyaladığı ve bu eylemi nedeniyle ... akdinin 05.01.2010 tarihinde fesh edilip sanığın işten çıkarıldığı, sanığın 21/.../2010 tarihinde aynı alanda faaliyet gösteren kendi şirketini kurup kopyalanan bu bilgileri kendi şirketi yararına ve katılan şirketin zararına olarak kullanmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda; sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu, tanık anlatımı, sanığın iddia edilen şekilde katılan şirkete ait bilgileri izinsiz kopyalayarak bunu iade etmediği belirlenemediğinden ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesine dayanan beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir…” gerekçesi ile beraat hükmünün onanmasına karar verilmiş ise de ceza mahkemesince davacı tarafından izinsiz kopyalanan verilerin davalı Şirketin zararına olarak kullanılıp kullanılmadığı ve davacı üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı hususu araştırılmıştır. Davacının suçun unsurları oluşmadığından beraatine hükmedilmesi, dosya kapsamı ile sabit olan izinsiz kopyalama eylemini ortadan kaldırmayacaktır.
Nitekim ... 3. ... Mahkemesinin 2009/12 Değişik ... sayılı delil tespiti dosyasındaki 19.10.2009 tarihli bilirkişi raporu, bozma öncesi kapsama alınan 28.04.2010 tarihli bilirkişi raporu, ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davacının kendisine tahsis edilen bilgisayar aracılığıyla davalı Şirket ile faaliyette bulunan bir kısım Şirketlere (Apgida, Akgida, AOC, Aroma, Aslanoba) ait bilgileri “program yedekleri” isimli klasör çerçevesinde harici harddiske kopyaladığı hususu sabittir. Davalıya ait işyerinde yapılan ..., üçüncü kişi/ya da firmalara ait konsantre proses hatları, depolama ve dolum hatları gibi üretim hatlarının kurulumuna ilişkin olup; kurulum yapılan firmaların üretim sırlarına ilişkin bilgilerin gizliliğinin ve saklanmasının davalı Şirket bakımından son derece önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu hassasiyetin bir gereği olarak davacı ile işveren arasında personel gizlilik sözleşmesi imzalanmış olup ilgili sözleşmede bilgilerin büyük bir gizlilik içinde korunması, alenileştirilmemesinin özel önem taşıdığı, aksi davranışın yaptırım gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.
Üstelik davacı davalıya ait işyerinde genel müdür yardımcısı pozisyonunda görev yapmış olup işin ifasında göstermesi gereken özenin derecesi ile sadakat borcunun kapsamının bulunduğu pozisyona göre değerlendirilmesi gerekir. Davacı, 16.09.2008 tarihinde diğer çalışanlara göndermiş olduğu “Bilgi İşlem Güvenliği Hakkında” başlıklı mail içeriğinde de, davalı Şirketin bilgisayar sistemlerinin içinde yer alan kayıt ve bilgilerin Şirketin yazılı izni olmadan çoğaltılamayacağını, kullanılamayacağını, Şirket dışına çıkarılamayacağını çalışanlara ihtar etmiştir. Dolayısıyla yazılı izin olmaksızın işveren bilgilerinin çoğaltılamayacağı davacının da bilgisinde ve kabulündedir. Davacı, 29.12.2009 tarihli olaya ilişkin savunmasında yazılı izin almadan bilgileri kopyaladığını ikrar etmiştir. Ceza yargılamasındaki savunmaları ve dosya içinde yer alan savunma yazısında, davacı her ne kadar bilgisayar teknik servise gideceği, işyeri dışına çıkacağı için alelacele yedekleme yaptığını, yedekleme eyleminin görev ve sorumlulukları kapsamında olduğunu beyan etmiş ise de ceza dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre bilgilerin yedeklenmesi işinin de gerekli iznin alındıktan sonra ana bilgisayar üzerinde yapıldığı, şahısların harici harddisk veya kendi kullanımlarındaki bilgisayarlara izin almaksızın yedekleme yapmaya yetkili olmadıkları anlaşılmaktadır. Üstelik davacının ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra aynı alanda faaliyet gösteren kendi Şirketini kurduğu dosya kapsamı ile sabittir. Hatta davacı ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında 12.11.2010 tarihindeki beyanında davalı Şirket ile çalışan bir kişinin artık kendi müşterisi olduğunu ifade etmiştir.
Açıklanan bu maddi vakıalar ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ve işverenin faaliyet alanı, yapılan işin niteliği gereği korunması gereken bilgiler, davacının davalı Şirketteki pozisyonu, taraflar arasındaki sözleşmeler dikkate alındığında; davacının davalı Şirket ile faaliyette bulunan bir kısım Şirketlere ait bilgileri izinsiz kopyalama eyleminin sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan davacı üzerine kopyalama yaptığı bilgisayarın harici harddiskini 29.12.2009 tarihinde davalıya teslim etmiştir. Davalı işverenin bu harici harddiskin içindeki Şirkete ait bilgilerin kopyalandığının, bozuk olmadığının ve kullanılabilir olduğunun bu tarihte kesin olarak anlaşıldığı gerekçesi ile ... sözleşmesini 05.01.2010 tarihinde feshetmiştir. Davalı savunması dikkate alındığında haklı nedenle feshin yasal süre içerisinde yapıldığının kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla, işverence yasal süresi içinde yapılan feshin haklı nedene dayandığı anlaşılmakla; kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi