Esas No: 2022/10334
Karar No: 2022/11030
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10334 Esas 2022/11030 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10334 E. , 2022/11030 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 23. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, ikramiye ve ilave tediyelerinin de eksik ödendiğini iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararınca karara bağlanan toplu ... sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli ... sözleşmesinin ve toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekil istinaf dilekçesinde özetle davacı hakkında yapılan ücret artışlarının yasal düzenlemelere uygun olduğunu, davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, tamamen faraziyeye dayanan hesaplamalarla belirlenen ücret farklarına ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
"...Somut olayda, davacı ile davalı kurum arasında sürekli işçi kadrosuna geçenlere özgü yapılan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7. maddesinde davacının ücretinin geçişin yapıldığı 02/04/2018 tarihinden itibaren asgari ücretin % 35 fazlası olarak tespit edildiği,
Davacının ücreti asgari ücretin % 35 fazlası olup asgari ücret değiştiğinde davacının ücreti de oransal olarak değişeceğinden belirsiz süreli ... sözleşmenin ücrete ilişkin 7. maddesinin uygulanması gerektiği, bu durumda davacının fark alacağı bulunduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,
Her ne kadar hükmedilen alacaklara uygulanan faiz başlangıç tarihleri ile ücret ve ikramiye farkı alacağına uygulanan faiz türü hatalı ise de bu hususta istinaf sebebi bulunmadığı, bu dosya ile birlikte aynı gün açılmış ve birlikte görülmüş seriye ilişkin dosya sayısı dikkate alındığında hükmedilen vekalet ücretinde isabetsizlik olmadığı,
Ancak 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca davalı Bakanlık muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulması ve davacının yatırdığı harcın davalıya yükletilmesi hatalı olup kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek..." gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, uygulanacak faiz türleri ve faiz başlangıç tarihi hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanun'un 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde, 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle birlikte burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla karara bağlanan toplu ... sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir toplu ... sözleşmesi değildir. Bu itibarla ücret farkı ve ikramiye farkı alacaklarına bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta ise fark ikramiye alacağında davacının talebi en yüksek işletme kredisi faizi olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği fark ikramiye alacağında hükmedilmesi gereken faiz türü, en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Bu husus gözetilmeden fark ücret ve fark ikramiye alacağına en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması hatalı olmuştur.
3.Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ücret farkı alacağı bakımından takip eden ayın 15 inci günü itibarıyla temerrüdün meydana geldiğinin kabulüyle faize hükmedilmiş ise de davacı işçinin ücretinin düzenlendiği 02.04.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinde açıkça bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yine, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla imzalanan en son toplu ... sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir." denilmektedir. İlave tediye alacağının ödeme zamanı ise 6772 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir. Bu açıklamalara göre dava konusu alacaklar yönünden ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.
4.Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla Mahkemece hüküm altına alınan alacak kalemlerine ilişkin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken "temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek" denilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (A) bendinde bulunan ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye fark alacaklarına ilişkin (1),(2) ve (3) numaralı alt bentlerin çıkartılarak yerlerine;
"1) 14.970,17 TL brüt ücret farkı alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2) 1.953,77 TL brüt ilave tediye alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3) 444,95 TL brüt ikramiye farkı alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," bentlerinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.