Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8257 Esas 2022/11098 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8257
Karar No: 2022/11098
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8257 Esas 2022/11098 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8257 E.  ,  2022/11098 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 34. ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 11.854,00 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, davalı vekilince temyize cevap dilekçesinde; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
    Duruşma günü davacı vekili Av. ... ... ile davalı ... vekili Av. ... duruşmaya katılmışlardır.
    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
    Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2002-2010 yılları arasında asistan olarak 2010-2016 yılları arasında ise terfi ile Kültür ve Kamu Diplomasi Daire Şefi olarak ... Büyükelçiliğinde çalıştığını, birçok başarı belgesi aldığını ve prim almaya hak kazandığını, başarı primlerinin ödendiğini, Ekim 2013 tarihinde dava dışı ... nin Büyükelçi olarak atandığını, davacıya psikolojik taciz (mobing) uygulandığını, davacı tarafından yapılan işlerinin beğenilmediğini, adına tanımlı olmayan işlerin verildiğini, davacının hakaretlere uğrayıp küçük düşürüldüğünü, bunlardan dolayı psikolojik tedavi gördüğünü, işverence görevine son verilerek sahip olduğu haklardan mahrum bırakıldığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hastanelere ödenen yaklaşık 1.854,00 TL'nin, ayrımcılık sebebiyle davacıya malulen ücret bağlanmayarak işten ayrılmaya zorlanmış olması sebebiyle mahrum kaldığı 2027 yılına kadar hak edeceği tüm maluliyet ücretlerinin veya tekerrüre esas olmamak üzere 2027 yılına kadar hak edeceği tüm ücretlerin şimdilik 10.000,00 TL'sinin, 2027 yılından sonra ...'dan emekli olduğunda hak edeceği emekli ücretlerinin ortalama yaşam süresi hesap edilerek şimdilik 10.000,00 TL'sinin, uğradığı taciz ve hakaretler sebebiyle kötüniyet ve manevi tazminat olarak 75.000 Avronun karar tarihine en yakın tarihteki Euro kuru hesap edilerek şimdilik 75.000,00 TL'sinin, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) beşinci maddesine aykırılık sebebi ile dört aylık ücreti olan 13.392 Avronun davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, ... mahkemelerinin davalıyı yargılama hakkının bulunmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının psikolojik tedavi gördüğünü ve psikolojik taciz uygulandığını somut olarak kanıtlayamadığını, davacıya görevi dışında bir ... yaptırılmadığını, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, rahatsızlığı nedeniyle malulen ücret bağlanmasını istediğini ancak bunun için başvuruda bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...Somut olayda; davacının mahkememizce dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında, davalıya ait işyerinde çalıştığı süre boyunca mobbing'e maruz kaldığı, davacının davalı işveren tarafından aşağılandığı, görev tanımı dışındaki işlerin davacıya yaptırıldığı bu nedenle davacının sağlık problemleri yaşadığı, davacının 07/12/2016 tarihinde işten ayrıldığı, 12/12/2016 günlü talebine binaen 01/01/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
    Mahkememizce yapılan yargılama sırasında ... ve Sosyal Güvenlik Hesap Bilirkişisi ... ... tarafından düzenlenen 30/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının davalıdan ... 1.799,82-TL tedavi gideri alacağı bulunduğu, davacının mahrum kaldığı ... sürülen 2027 yılına kadar hak edeceği tüm ücretlere ilişkin herhangi bir alacağının, 2027 yılından sonra ...'dan emekli olduğunda hak edeceği emekli ücretlerine ilişkin herhangi bir alacağının ve ... Kanunu Madde 5'e aykırılık sebebiyle 4 aylık maaş alacağının bulunmadığı tespit edilmiş, davacının davalı işveren bünyesinde çalışmış olduğu süre içerisinde mobbing'e maruz kalması nedeniyle manevi zarara uğradığı kanaatine varılmış, davacı lehine takdiren 10.000-TL manevi tazminata hükmedilmiş olup taraf, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay denetimine elverişli olması ve dosya kapsamına uygun bulunması ..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında uluslararası nitelikte bir ... sözleşmesi bulunmakta olup 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) ve hizmet sözleşmesi dikkate alınmadan karar verildiğini, bazı işçilere yapılan uygulamalar (sosyal haklar vb.) bazı işçilere uygulanmıyorsa eşit davranma borcuna aykırılığın söz konusu olacağını, müvekkilinin tüm bu yaşadığı rahatsızlıklar sonucunda uzun süre raporlu olmasına rağmen, davalı bünyesinde yer alan diğer rahatsızlığı olan çalışanlar gibi davacıya malulen ücret bağlanmadığını, eşit davranma ilkesine aykırı eylemle, yapılan baskının devam ettirildiğini, manevi tazminat tutarının az olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin işverenin psikolojik taciz uyguladığını kabul etmesine rağmen kötüniyet tazminatına hükmetmeyerek, işverenin bu davranışına karşı hukuka aykırı bir karar verdiğini ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Büyükelçiliklerin Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ve uluslararası hukuk uyarınca yargı muafiyeti bulunduğunu, anılan yargı muafiyeti gereği de davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davaya konu iddiaların tamamının asılsız olduğunu, taciz ve psikolojik taciz iddialarının yaklaşık olarak dahi ispatlanamadığını, tanıkların bahsettikleri münferit olayların doktrindeki psikolojik taciz tanımına da uymadığını, dosyaya kazandırılan işyeri iç yönetmeliğinde tamamlayıcı sağlık sigortası öngörüldüğünü, davacının ... ilişkisi süresince genel sağlık sigortasına ek olarak, özel nitelikte tamamlayıcı sağlık sigortasından yararlandırıldığını, bu nedenle tedavi giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kişilik haklarına yöneltilmiş bir saldırı ve davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını ... sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...Somut uyuşmazlıkta, davalının ücret ve sosyal haklar yönünden davacıya eşit davranmadığı ... sürülmüştür.
    Eşitsizlik tazminatına hükmedilmesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 5. maddesinde belirtilen şekilde ve özellikte gerçekleşen bir ayrımcılığa dayanmalıdır. Davacı, bu kanun maddesinde belirtilen şekilde ve nedenlerle kendisine eşitsiz davranıldığını ispatlayamadığından, eşitsizlik tazminatı talebinin reddinde isabetsizlik yoktur.
    Yapılan yargılama, toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde zaman aşımına uğrayan alacak bulunmadığı, davalıya husumet yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamı ve tanık ifadelerine göre davacının kişilik haklarının zedelendiği açık olup manevi tazminat kabulü ve olayın gerçekleşme biçimi, kusurun oranı, hak ve nefaset kurallarına göre miktarının yerinde olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk..." kuralları gerekçe gösterilerek tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
    C. Gerekçe:
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, tedavi gideri, geleceğe dönük ücret ile emeklilikte hak kazanılacak ücret, 4857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    1.6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "İşçinin kişiliğinin korunması
    " kenar başlıklı 417 nci maddesi şöyledir:
    “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
    İşveren, işyerinde ... sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de ... sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
    İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan ... sorumluluk hükümlerine tabidir.”
    2. 6098 sayılı Kanun'un "Kişilik hakkının zedelenmesi" kenar başlıklı 58 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
    "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir."
    3. 6098 sayılı Kanun'un "III. Tazminat" "1. Belirlenmesi" kenar başlıklı 51 inci maddesi şöyledir.
    "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.
    Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür."
    3. Değerlendirme
    1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. İşverenin işçiyi gözetme borcunun kapsamına giren işçinin kişiliğinin korunması ve işçinin kişiliği içinde yer alan yaşam, sağlık ve beden bütünlüğünün korunması için gerekli önlemlerin alınması işverenin işçiyi gözetme borcunun doğal sonucudur. 6098 sayılı Kanun’dan önceki dönemde özel bir düzenleme olmamasına rağmen, çalışanların maruz kaldıkları psikolojik taciz, ... sözleşmesinin taraflara yükledikleri borçlar ve ödevler kapsamında değerlendirilmiştir. Buna göre psikolojik taciz eylemi, işverenin işçiyi koruma (gözetme) ve eşit davranma borçlarına aykırılık oluşturmaktadır. Psikolojik tacizin aynı zamanda, işçinin kişilik haklarına müdahale niteliği taşıması karşısında buna ilişkin hukuki yolların kullanılması da gündeme gelebilir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 332 nci maddesinde işçinin, ... görme yükümlülüğü çerçevesinde maruz kalacağı tehlikelere karşı işverenin gerekli tedbiri alması gerektiği hususu düzenlenmiş olup bu düzenleme işverenin işçiyi koruma (gözetme) borcunun temelini oluşturmaktaydı. Buna karşılık 6098 sayılı Kanun'un 417 nci maddesinde bu husus açıkça düzenlenmiş olup bir eylemin psikolojik taciz olarak kabul edilebilmesi için, bir işçinin hedef alınarak gerçekleştirilmesi, tacizin belli bir süreye yayılması ve bu durumun sistematik bir hâl alması gerekir.
    3. Diğer yandan, her ne kadar psikolojik tacize uğradığını iddia eden mağdur, bu iddiasını ispatlamakla yükümlü ise de psikolojik tacizin genellikle tacizi uygulayan ile tacize maruz kalan arasında gerçekleşen bir olgu olması karşısında olayların tipik akışı ve tecrübe kuralları göz önüne alınarak sonuca gidilmesinde yarar bulunmaktadır. Yaklaşık ispat olarak adlandırılan bu yaklaşım tarzı işin doğasına da uygundur.
    4. Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 14 yıldan fazla süre ile en son Kültür ve Kamu Diplomasi Daire Şefi olarak çalışan ve fesih tarihinde aylık brüt 3.529,00 Avro ücret alan davacı, işyerinde psikolojik baskıya uğradığını ... sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Dosya kapsamındaki tanık anlatımları ile davacının gördüğü psikolojik tedaviye dair rapor ve tıbbi belgeler birlikte değerlendirilip olayların kronolojik sıralamasına bakıldığında, davacının davalı işveren tarafından aşağılandığı, görev tanımı dışındaki işlerin davacıya yaptırıldığı ve temadi eden bu davranışlar nedeniyle davacının sağlığının bozulduğu, bu sebeple psikiyatrik tedavi gördüğü ve bu suretle davacının işyerinde psikolojik taciz ve baskıya uğradığı sonucuna ulaşılmıştır. Mahkemece verilen kararda, işverenin işçiyi gözetme borcuna aykırı davrandığı ve işçinin kişilik hakkının ihlali nedeniyle manen zarar gördüğüne yönelik tespitler noktasında bir isabetsizlik yok ise de davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarı az olmuştur. Davacının aldığı raporlar ve yaşadığı tedavi süreci birlikte değerlendirildiğinde davacının uğradığı kişilik ... ihlalinin ağırlığı da gözetilerek davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    A. Davalı Temyizi Yönünden
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
    B. Davacı Temyizi Yönünden
    1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
    Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara