Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7865 Esas 2022/11107 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7865
Karar No: 2022/11107
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7865 Esas 2022/11107 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7865 E.  ,  2022/11107 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 14. ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
    Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ... ile davacı vekili Avukat Bahar Didem Sağın ... gelmişlerdir.
    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
    Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.08.2011-31.10.2017 tarihleri arasında davalı Şirketin ...'da bulunan şantiyesinde inşaat teknikeri olarak çalıştığını, davacının son ücretinin 2.500,00 ... doları (USD) olduğunu, üç öğün yemek, yatacak yer davalı Şirket tarafından karşılandığını, ücretin bir kısmı elden avans olarak geri kalan kısım ise banka kanalı ile ödendiğini, davacının ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fesihten sonra bir kısım ihbar ve kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, ancak yapılan ödemelerde son giydirilmiş ücreti ile tüm çalışma süresi dikkate alınarak ödeme yapılmadığını, davacının çalıştığı süre boyunca çalışma saatlerinin 08.00-19.00 olarak belirlendiğini, çoğu zaman 19.00’u aşan saatlerde genellikle 21:00-22:00’ye kadar 1 saat yemek molası verilerek çalışıldığını, fazla çalışma ödemesi yapılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 02.08.2011-30.10.2017 tarihleri arasında ...’da inşaat teknikeri olarak görev yaptığını, davacının ... sözleşmesi ile ilk ücretinin 1.111,00 USD, son ücretinin 1.389,00 USD olarak belirlendiğini, davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini, davalı işyerinde çalışma saatlerinin 08.00-18.00 arasında olduğunu, fazla çalışma yapılması durumunda akşam yemeği molası verildiğini, ulusal ... ve genel tatil günlerinde daimi olarak çalışıldığı iddiasını kabul etmediklerini, fazladan çalışma yapmayı gerektirecek çalışmalar olduğu zaman hak edişlerin banka kanalıyla ödendiğini, davacının yıllık izin ... olmadığını, davacıya sehven izin ücreti ödendiğini, sehven ödenen 972,30 USD’nin olası bir hesaplamadan takas ve mahsubunun talep edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işçinin 02.08.2011-30.10.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, tanık beyanları, davacı işçinin 6 yıldan fazla kıdemi bulunduğu ve inşaat teknisyeni olarak çalıştığı da dikkate alınarak davacı işçinin net 2.500,00 USD, yemek ve barınma yardımlarının eklenmesi suretiyle giydirilmiş brüt giydirilmiş 13.909,65 TL ücret aldığı, fesih bildiriminde projedeki işlerin bitmesi nedeniyle ... sözleşmesinin feshedildiğinin belirtildiği, işçinin yıllık ücretli izin hakkını kullandığına ilişkin ispat yükü davalı işverene ait olup davalı tarafça izin defteri veya eşdeğer bir belge sunulmadığından yıllık izin alacağının kabul edildiği, davacı işçinin fazla çalışma yaptığı, ulusal ... ve genel tatil günlerinde ve hafta tatili günlerinde çalıştığı tanık beyanı ile ispat edilmiş olup her ne kadar davacı tanıklarının davalı Şirkete karşı davası bulunsa da bu hususun tek başına davacı ile tanıklar arasında menfaat birliği bulunduğunu göstermeye yeter olmadığı, dosya kapsamında bu hususta başkaca bilgi veya belge de yer almadığından davacı tanık beyanlarına itibar edildiği ve söz konusu alacakların hüküm altına alındığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücrete dair iddiasının piyasa koşullarının ve emsalin çok çok üstünde olduğunu, iddianın esasa aykırı olduğu, ayrıntılı ücret araştırması yapılmadığını ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacı ücretlerinin tanık beyanları ile tespit edilmesini kabul etmediklerini, tanıkların müvekkili Şirkete karşı dava ikame ettiklerini ve davacı ile menfaat birliği içiresinde olduklarını, İlk Derece Mahkemesince ihbar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince hüküm kurulan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının esas, usul ve kanuna aykırı olduğunu, aleyhe kabul anlamına gelmemekle hesaplamaların hatalı olduğunu, dosyada bulunan banka dekontlarıyla sabit olduğu üzere davacıya fazla çalışmasının karşılığının ödendiğini, davacının çıkış işlemleri sırasında kendisine 2.478,75 USD fazla çalışma ödemesi yapıldığını, içtihat gereğince günlük 3 saatten yüksek fazla çalışma yapılması insan beden ve takatine aykırı olduğunu, hesaplamayı aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydı ile hafta tatiline denk gelen ulusal ... ve genel tatiller için hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamayı aleyhe kabul anlamına gelmemekle 2 haftada bir hafta tatili kullandırılması şeklinde yapılan hesaplamada davacının 2 hafta izin kullandığı zamanlarda ayda 1 hafta tatili için hesaplama yapılması gerekirken 2 hafta tatili için hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, yapılan ücret tespitini aleyhe kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplama yapılırken davacının önceki bilinmeyen dönem ücretinin davacının bilinen son ücretinin asgari ücrete oranlanarak hesaplanması gerektiğini, davacının hak edişinden fazla yıllık izin kullandığını, bu hususun davacının yurda giriş - çıkış kayıtları ile sabit olduğunu, davacı lehine yıllık izin alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ücret bordrosu sunulmadığı, banka hesap hareketlerine göre "maaş+fazla mesai" açıklamasıyla ücret ödemesi yapıldığı, son dönem ödemelerinin 1.850,00 USD olduğu, ücretin elden ödenen avans dışında kalan kısmının bankaya yatırıldığı yönündeki davacı iddiasının tanık anlatımlarıyla doğrulandığı, davacının son aylık ücretinin 2.500,00 USD olduğuna yönelik İlk Derece Mahkemesi kabulünde isabetsizlik görülmediği, davacının yurt dışında çalışmakla birlikte ücretinin ...'de banka hesabına ödendiği hususu bir arada değerlendirildiğinde davacının ücretinin vergi kesintisine tabi olduğu, yıllık izinlerinin kullandırıldığına yönelik olarak işverenlikçe belgelendirme yükümlülüğünün yerine getirilmediği, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil çalışması alacaklarının tespiti bakımından yapılan incelemede; işyerinde çalışma saatlerini gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları ve benzeri yazılı delil sunulmadığı dikkate alındığında çalışmaların tanık anlatımlarıyla ispatının mümkün olduğunu, her ne kadar ücret ödeme dekontlarında "maaş+fazla mesai" açıklamasına yer verilmiş ise de tahakkuk gösteren bordro bulunmadığı ve bankadan yapılan ödemenin temel ücretin bir kısmı olduğu, bir yandan da fazla mesai açıklaması ile yapılan ödemenin fazla çalışmaların varlığını da desteklediği, davalı vekilinin hesaplamaların hatalı yapıldığına yönelik itirazı kapsamında yurda giriş-çıkış kayıtları itibarıyla davacının yurt içinde bulunduğu sürelerin hesaplamadan dışlanmadığı ve genel tatil çalışması hesabında, hafta tatiline denk gelen günlerin dışlanmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun bu yönlerden kabulü ile resen hesaplama yapılarak yeniden hüküm kurulduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda izlenen yönteme ek olarak yurda giriş-çıkış kayıtları da dikkate alınarak fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ile hafta tatili çalışması alacaklarının yeniden hesaplandığı gerekçeisyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti ile hüküm altına alınan alacakların ispatı ve kabul edilen fazla çalışma hesaplanması noktasında toplanmaktadır.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41 ve 63 üncü maddeleri.
    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    4. Dosya içeriğine göre fazla çalışma alacağının, tanık beyanlarına itibarla davacının ayda iki hafta haftanın 6 günü 08.00-21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile haftalık 24 saat; ayda iki hafta ise haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile hafta tatili alacağı da talep edildiği gözetilerek haftalık 15,5 saat fazla çalışma yapıldığının kabulü ile hesaplandığı anlaşılmaktadır.
    5. Davacının haftanın 7 günü çalıştığı dönem yönünden kabul edilen çalışma düzeni, ara dinlenme ve hafta tatili alacağı talebi gözetildiğinde davacının haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arası 1,5 saat ara dinlenme ile toplam 66,5 saat çalıştığı, hafta tatili alacağının ayrıca hesaplandığı gözetilerek (66,5 saat-7,5 saat=59saat) davacının haftalık 45 saati aşan çalışmasının haftalık 14 saat olarak hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde haftalık 15,5 saat üzerinden yapılan hesaplama ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
    Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara