Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8693 Esas 2022/11102 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8693
Karar No: 2022/11102
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8693 Esas 2022/11102 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8693 E.  ,  2022/11102 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 11. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Malatya 1. ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
    Duruşma günü davacı asaleten kendisi geldi. Davalı adına kimse gelmedi.
    Duruşmaya başlanarak davacı dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
    Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 1998 yılından itibaren sigortalı olarak çalıştığını, davalı Şirket yetkilisi ....'nin bankadan alacağı krediye teminat olarak vermek üzere davacıdan her biri 200.000,00 TL bedelli iki adet hatır senedi aldığını, senetlerdeki vade ve tanzim tarihlerinin davacının el ürünü olmadığını, davalının senetleri icra takibine koyduğunu, davacı ile davalı Şirket yetkilisi arasında senetler nedeniyle ceza soruşturmasına konu olan bir çok olay yaşandığını ileri sürerek takip konusu senetlerin hatır senedi olması nedeniyle davalı Şirkete borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline karar verilmesini, davalının % 20 kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiş, yargılama sırasında yapılan ödemeler nedeniyle dava konusu 45.764,66 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatını istemiştir.
    I. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının senetlerin hatır senedi olduğu ve boş olarak verildiği, tarihlerin sonradan atıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının abisinin kolon kanseri tedavisi görmesi nedeniyle müvekkili Şirketten 17.09.2013 tarihinde ve 27.12.2013 tarihinde borç para aldığını, bunun karşılığında iki adet bonoyu düzenleyip verdiğini, bono metninde nakden alınan para karşılığı düzenlendiğinin belli olduğunu, bir senedin aksini savunan kişinin aynı nitelikte ve alacaklının imzasını taşıyan belgelerle aksini ispat etmesi gerektiğini, davacının yaptığı yolsuzluğun ortaya çıkması üzerine kendi el yazısıyla yaptığı yolsuzluğu itiraf ettiğini, şikayet edilmemek kaydı ile borçlarını ödeyeceğine dair belge düzenlediğini, bu hususta Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldığını, davacının müvekkili Şirketin bu miktar parayı borç veremeyeceği şeklindeki beyanının hem gerçeğe aykırı olduğunu hem de düzenlenen belgeye aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    ...davacı/borçlu, ... yazılı 200.00,00TL bedelli iki bonoda yer alan imzasını inkâr etmiş değildir. Senet sebepten mücerret olmakla, davacının ileri sürdüğü iddiaların varlığını yazılı delille ispat yükü altında olduğunun kabulü gereklidir.
    Davalı tarafından davacı aleyhine iki ayrı bonoya dayanılarak takip yapılmış, davacı takibe konu edilen senedi hatır senedi olarak verdiği olgusuna dayanmış ve borcu bulunmadığını ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalı ise iddianın yersiz olduğunu savunmuştur.
    Somut olayda ispat yükü nakden bedel kaydını talil eden borçlu davacıdadır. Bu iddiasını davacı yukarıda izah edildiği üzere yazılı deliller ile ispatlamalıdır ancak somut olayda ispatlayamamıştır. Bu nedenle açılan davanın reddi gerekmiştir.
    Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebi ise davalının kötüniyetinin kanıtlanması gerektiğinden ve dosyada buna ilişkin yeterli belge bulunmadığından bu tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince dar yorumla dava konusu olguları işçi işveren ve güven ilişkisini, dava dosyasına sundukları delilleri toplayıp bütün olarak değerlendirilmediğini, dosyada alınan bilirkişi raporunda davalı Şirketin defter kayıtlarında müvekkilinden alınan bu senetlerin herhangi bir kaydının bulunmadığının anlaşıldığını, işçi işveren olgusu bir yana müvekkili ile alacaklı iddiasında bulunan davalı tarafın yakın taraf olduğu menfi tespit davasında başından beri senetlerin bedelsiz ve karşılığının olmadığını, müvekkilinin yanıltılarak elinden alındığının somut vakıalarla anlatılmaya çalışıldığını, Şirket defterlerinin bu olgularını doğruladığını, bedelsizlik def'inin de şahsi bir def'i olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bu husus gözden kaçırılarak hukuka aykırı ve somut delillerle örtüşmeyen, salt güven olgusunun hatır olarak yorumlanarak Şirketin kendi defter ve kayıtları yazılı belge iken davacıdan yazılı belge talep ettiğini, senetlerin bedelsiz olduğu olgusunun da davanın başından beri taraflarınca iddia edildiğini, bu bedelsizlik olgusunun şahsi def'i olduğu, bu def'inin senette yakın taraf olan davalı Şirkete yöneltildiğini, bu bedelsizlik iddiaları ispat edildiği hâlde ... Mahkemesi tarafından da senetlere ilişkin hukuki değerlendirmede hataya düşüldüğünü, ispat külfetinin yanlış değerlendirildiğini, davalı Şirket sahibi .... isimli şahsın temelinde başkaca bir hukuki sözleşme olmayan senetlerin alınması sonrasında ... kötüye kullandığını, 31.12.2014 ile 12.01.2015 tarihleri arasında davadan önce anılan şahısla yaşanan vakıalara ilişkin delillerinin toplanılmadığını, davaya konu kıymetli evrakın mücerret kıymetli evrak olduğunu, senedin düzenlenmesine neden olan temeldeki ilişkinin anlaşılamaz olduğu ile ilgili olduğunu, ancak bu mücerretliğin, kıymetli evrakın temelinde ilişki olmadığı anlamına gelmeyeceğini, davalarında alt ilişkide borç ilişkisi doğuran bir sözleşmenin olmadığını, davalı Şirketin mücerretlik ilkesinden faydalanarak kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, davaya konu senetlerin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını, temelinde bir hukuki ilişkinin olmadığının bedelsiz olduğunun taraflarınca iddia edildiğini, davalı tarafın davaya verilen cevabında borç para verdiklerinden dolayı alacaklı olduklarını savunduklarını, davalı tarafın senedi lehtardan ciro ile almış bir hamil olmadığını, davacı keşideci görünen müvekkilinin, davalının ise lehtar olarak görünen Şirket olduğunu, davalı ile davacının yakın taraf olduklarını, senette yakın taraflar arasında şahsi def'ilerin ileri sürülebileceğini, davalı Şirketin ispat yükü altında olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığını, diğer tarafın tacir olduğunu, tacir olmayan taraf olarak tacir davalının ticari defterlerine dayanarak iddialarını ispatladıklarını belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamı ve karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde Mahkemece delillerin takdirinde ve kanunun olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının keşide ettiği kambiyo senetlerinden ötürü davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara