Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10851 Esas 2022/11305 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10851
Karar No: 2022/11305
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10851 Esas 2022/11305 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/10851 E.  ,  2022/11305 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 22. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının alt işverenlerinde çalıştığını, sendika üyesi olduğunu, alt işverenlerin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin müvekkili hakkında uygulanmadığını, davalının asıl işveren olarak sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, ikramiye, çocuk yardımı, öğrenim yardımı, ... yardımı ve yakacak yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacaklara dayanak yapılan toplu iş sözleşmesi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale ile işi alan alt işveren ... Taşımacılık Temizlik ve İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... Demiryolu İşçileri Sendikası arasında imzalandığından müvekkilinin ücret zamları ve sair talepleri ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, sözleşme dışında herhangi bir ödemenin yapılmasının söz konusu olmayacağının dava dışı Şirkete bildirildiğini, davacının müvekkili ile bağlantısının bulunmadığını, davacının ihale ile iş alan taşeron firma işçisi olduğunu, müvekkili ile işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Kurumun, şoförlü taşıma hizmet alımı ihalesi ile dava dışı Şirket ile sözleşme imzaladığı, davacının davalı Kurum nezdinde dava dışı Şirkete kayıtlı olarak çalıştığı, davalı ile dava dışı Şirket arasında asıl ve alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, davacının tüm işçilik alacaklarından davalının asıl işveren olarak sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, Mahkemece müvekkilinin işveren olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olması nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini, hüküm altına alınan alacaklardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, yüklenici konumunda olan ihbar olunan şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının sendika üyesi olduğu, YHK’nun 19.11.2020 tarihli kararı ile ... ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3/g maddesi uyarınca DSİ 13. Bölge Müdürlüğünde Şoförlü Taşıt Kiralama Hizmet Alımı işini üstlenen firma arasında 01.02.2020-31.12.2020 tarihleri arasında yürürlükte olan TİS kapsamında davalı Kurum'da şoför olarak hizmet verdiği, davalı ile dava dışı yükleniciler arasında kurulan hukuki ilişkinin yapılan iş kapsamında geçerli bir asıl alt işveren ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının husumete ilişkin yönelik itirazlarının yerinde görülmemiştir.
    Davacı işçi imza tarihinden önce üye olduğundan YHK tarafından bağıtlanan 19.11.2020 tarihli ve 01.02.2020-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmelerinden başından itibaren yararlandığının tespiti yerindedir. Öte taraftan davacının taleplerine arabuluculuk uyuşmazlık tutanağının 11.03.2021 olduğu gözönüne alındığında bu tarihten itibaren faiz işletilmesi de isabetlidir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler göre bilirkişi tarafından TİS' deki yakacak yardımı, ... yardımı, ikramiye, çocuk yardımı, öğrenim yardımı hükümleri uygulanarak ve davacıya ödenen ücret ile ödenmesi gereken ücret tespit edilerek, ikramiye alacağı da dikkate alınarak davacının talepleri hesaplanmış olup, kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
    ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve davalı Kurumun harçtan muaf olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    2. İlgili Hukuk
    1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
    2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
    "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
    2. 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkındaki Kanun'un (6200 sayılı Kanun) 49 uncu maddesi şöyledir:
    "(Değişik: 19/4/2018-7139/6 md.) Genel Müdürlük, 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır. Genel Müdürlüğün gelirleri vergiden müstesnadır. Bu istisna, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılan kesintileri kapsamaz."
    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. İlk Derece Mahkemesince davalı ... Müdürlüğünün yukarıda belirtilen Kanun maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun hüküm fıkrasında gözetilmemesi hatalı olup bozma sebebidir.
    Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının harç yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının harca ilişkin (4) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "4-Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından başvuru harcı ile birlikte yatırılan 185,54 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi hâlinde davacıya iadesine," bendinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara