Esas No: 2022/12042
Karar No: 2022/11219
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12042 Esas 2022/11219 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/12042 E. , 2022/11219 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞLETME DÜZEYİNDEKİ OLUMLU YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında ... 1. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; İlk Derece Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ek kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve davacı vekilinin asıl karar yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait İşletmede üyeleri adına toplu iş sözleşmesi yapmak amacıyla 27.01.2020 tarihinde diğer davalı Bakanlığa başvurarak çoğunluk tespit talebinde bulunan davalı Sendikanın ....020 Sosyal Güvenlik Kurumu (...) sicil numaralı ve ... ... sicil numaralı işletme kapsamındaki işyerlerinde toplam 70 işçinin çalıştığını, bunlardan 28 işçinin sendika üyesi olduğunu ve işletmeler için aranan %40 çoğunluğu sağladığına 07.02.2020 tarihli tespit kararının müvekkiline 13.02.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği itiraz dilekçesinin 18.02.2020 tarihinde ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne kayıt ettirildiğini, Şirketin ... Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olması nedeniyle görevli ve yetkili mahkeme olarak huzurdaki davanın ikame edildiğini, Bakanlığın bu tespitinin hatalı olduğunu, zira davacı Şirkete ait aynı işkolunda olmamakla birlikte işletme kapsamında 1122662.020 ... sicil numaralı ve Şirketin idari işlerinin yürütüldüğü 1166748.020 ... sicil numaralı iki işyerinin daha bulunduğunu, işletme kapsamında 4 işyerinde toplam 201 işçinin çalıştığını, çalışan işçi sayısına göre yeterli çoğunluğun sağlanamadığını iddia ederek olumlu tespit kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davalı Sendikanın 27.01.2020 tarihinde müvekkili Bakanlığa yaptığı yetki tespiti başvurusu üzerine Sendika Yetki Sistemi'nde kayıtlar üzerinden yapılan inceleme ile işverene ait iki adet işyerinde çalışan toplam işçi sayısının 70, davalı ... Sendikasının başvuru tarihi itibarıyla kayıtlı üye sayısının 28 olduğunun tespit edilmesi üzerine Sendikaya 07.02.2020 tarihli ve 374193 sayılı kararla olumlu yetki tespiti kararı verilip kararın taraflara tebliğ edildiğini, davacı vekili üye sayısının gerçeği yansıtmadığı iddia etmişse de Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla tüm sigortalı çalışan bilgilerinin sendika üyeliklerinin resmî kayıtlar ile e-Devlet üzerinden yapıldığını, tespitin yapıldığı tarihe göre değil Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla çalışanlar ve sendikaya üye olanların hesaplamaya dâhil edildiğini, resmî kayıtlar üzerinden gerçekleştirilmekte olduğundan yanlış olmasının mümkün olmadığını, davacıya ait işyerinin birisinin büro olduğu yönünde bir ihtilaf bulunmadığını, zaten büro olan işyeri ile metal işkolunda olan işyerinin hesaplamaya dâhil edilmediğini, zira kanun gereği işletme düzeyinde yetki tespiti için aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyeri olması gerektiğini, sonuç olarak davacı işverene ait aynı işkolunda ... - ... sicil numaralı iki işyerinin yetki tespitinde dikkate alındığını, yine davacı vekili tarafından dava dilekçesinde işverene ait olan 4 işyerinin çalışan işçi sayısını gösteren bir tablonun yer aldığını, tabloya bakıldığında yetki tespitinde yer alan ... - ... sicil numaralı işyerlerinde toplam 70 kişinin çalıştığını beyan ederek kendi iddiasını çürüttüğünü, 6356 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra sendika üyeliklerinin sadece e-Devlet üzerinden yapılabildiğini, bunun ayrıca sorgulanmasına gerek olmadığını, ... işyeri sicil dosyasına bakıldığında 3511 ve 4321 iş kodlarının İşkolları Yönetmeliği'nin 14 numaralı enerji başlığı altında yer aldığının açıkça görüldüğünü, davacı işverenin de ...’ya yaptığı işyeri bildirgesi doğrultusunda bu kodları aldığını ve bu kodun değiştirilmesi için de davacı işverenin bu güne kadar herhangi bir girişimde bulunmadığını, kaldı ki işkolu itirazında bu davayla birlikte istenemeyeceğini, bunun için de davacı işverenin müvekkili Bakanlığa işkolunun tespit edilmesi/değiştirilmesi için müracaat etmesi, verilen karar üzerine dava yoluyla itiraz etmesi gerektiğini, aksi hâlde yetki tespiti itiraz davasında ileri sürülen işkolu itirazının bu davada ele alınmasının yasal olarak mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... İşçileri Sendikası vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Sendikanın 14 numarlı enerji işkolunda faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanında yer alan işyerleri ve işletmelere dair bilgilerin T.C. Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının muntazaman yayımladığı istatistik listelerindeki verilere ulaştığını, Sendikanın işkolunda faaliyet gösteren davacı Şirketin iki farklı ... sicil dosyalarında yer alan üye işçi sayısının yeterli çoğunluğa ulaşması üzerine Sendikanın 2020/66 sayılı ve 27.01.2020 tarihli yazı ile diğer davalı Bakanlıktan yetki talep ettiğini, Çalışma Genel Müdürlüğünce yapılan inceleme neticesinde 07.01.2020 tarihli ve ...-553.02-E.374193 sayılı olumlu yetki tespiti yazısının 13.02.2020 tarihinde müvekkili Sendikaya tebliğ edildiğini, davacı Şirketin iki ayrı ... sicil numaralı işyerinde toplamda 68 işçinin çalıştığına ilişkin verilerin bulunduğunu, davacı her ne kadar idare ofisi ile fabrika binasının aynı adreste olduğundan işletme değil işyeri olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürse de 14 numaralı işkolundaki işyerlerinin Tavas ve Honaz ilçelerinde iki farklı adreste olduklarını, Sendikanın %40 üye içsi sayısına ulaşarak yetki koşulunu sağladığını, sendikaya üyeliklerin başka kimse eliyle değil kendilerine ait e-Devlet kapısı üzerinden kendi arzu ve idarelerini yansıtarak gerçekleştirdiklerini, üyeliklerine ilişkin işlemin kontrol edilebilirliğine dair doğrulama kodu bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.... 1. İş Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2020/54 Esas, 2021/40 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
2. Daha sonra ... 1. Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ek kararıyla davacı vekili tarafından 29.03.2021 tarihinde yapılmış olan istinaf talebine ilişkin eksik olan harçların tamamlanması gerektiği yönününde davacı vekiline muhtıra gönderildiği, söz konusu muhtıranın davacı vekiline 27.04.2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, yapılan tebligata rağmen bir haftalık kesin süre içerisinde istinaf yoluna başvurma harcının yatırılmadığı gerekçesiyle, "Davacı vekilinin vermiş olduğu 29/03/2021 tarihli istinaf Başvurusuna ilişkin davacı tarafın istinaf başvurusu ile birlikte yatırması gereken İstinaf Kanun Yoluna Başvuru Harcının yatırmaması nedeni ile HMK 344 maddelerine göre davacı ... ... Hücre ve ... .... A.ş vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, ..." karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/2553 Esas, 2021/3428 Karar sayılı kararıyla davacı tarafa istinaf başvurusuna ilişkin eksik harçların tamamlanması hususunda gönderilen muhtıranın usulüne uygun tebliğ edildiği, bir haftalık kesin süre içinde davacı tarafın muhtıranın gereğini yerine getirmediği, sistemden yapılan sorgulamada da davacı tarafın muhtırada belirtilen sürede harcı tamamladığına ilişkin bir veriye rastlanmadığı ve 27.05.2021 tarihli ek kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.04.2022 tarihli ve 2022/4244 Esas, 2022/4950 Karar sayılı bozma ilâmında; davacıya tebliğ edilen muhtırada ödenmesi gereken tutarların yatırılma merciinin açıkça belirtilmemesi ve somut olayın özelliğine göre bu miktarların muhatabı yanılgıya düşürebilecek nitelikte olduğu da gözetildiğinde yeterli açıklığa sahip olmadığı kabul edilen muhtıranın usule uygun olmadığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinden sadır olan ek kararın kaldırılıp işin esasına yönelik inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde istinaf talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Yargıtay bozma ilamında muhtıranın içerik olarak yeterli açıklığa sahip olmadığı dolayısıyla muhtıranın usulüne uygun bulunmadığı yönündeki tespit kapsamında ilk derece mahkemesinin usulüne uygun muhtıraya rağmen istinaf kanun yoluna başvurma harcının ödenmediği gerekçesiyle istinaf talebinin reddine ilişkin verilen 27/05/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek davacının istinaf başvurusu yönünden esasa ilişkin inceleme yoluna gidilmiştir.
Davacıya yetki tespitine ilişkin yazının 13/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 6356 sayılı yasanın 43.maddesi kapsamında itiraz dilekçesini verdiği ve 6 iş günü içinde davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Toplu İş Sözleşmelerinin “İŞYERİ “ veya “İŞLETME” düzeyinde yapılabileceği, toplu iş sözleşmelerinde İşyeri için (yarıdan fazla) ve işletme için (%40 oranında ) çoğunluk aranmaktadır.
Davacı işletme kapsamında dört işyeri olduğunu ve tüm işyeri çalışanlarının toplamı üzerinden çoğunluk tespitinin yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. 6356 sayılı yasanın 34 İşletme Düzeyinde Toplu İş Sözleşmesi yapılabilecek yer başlıklı maddesinde;” Bir toplu iş sözleşmesi aynı işkolunda bir veya birden çok işyerini kapsayabilir. Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabileceği .” belirtilmiştir.
Yetki tespitine konu ....20 ve 1133565.20 sicil numaralı işyerinde yarı iletken madde ile elektrik üretimi, güneş enerjisinden elektrik üretimi panellerin bakım ve onarım işlerinin yapıldığı bu iki işyerinin İş Kolları Yönetmeliğinin 14 sırasında Enerji işkolunda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Enerji işkolunda kurulu davalı sendikanın örgütlendiği davacı şirkete ait iki ( ....20 ve 1133565.20 sicil numaralı) işyerinin aynı (enerji )işkolunda kayıtlı ve faaliyet gösterdiği, diğer 2 işyerinin ise farklı işkollarında tescil edildiği, farklı işkolunda tescil edilen bu işyerlerinin 6356 sayılı yasaya göre İşletme kapsamı içinde değerlendirilemeyeceği, ancak işkolu tespitine konu olabileceği, bu işkolu tespitinin de halen incelemesi yapılan yetki uyuşmazlığını etkilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Davacı şirketin İş kolları Yönetmeliğinin (14) sıra numarasında kayıtlı enerji işkolunda ....20 ve 1133565.20 sicil numaralı işyerlerinde 27.01.2020 başvuru tarihi itibariyle 70 işçinin çalıştığı bunlardan 28 sinin (%40) sendikanın üyesi olduğu, kanunun aradığı yeterli çoğunluğu sağlandığı, davacı itirazının yerinde olmadığının kabulüyle verilen ilk derece mahkemesinin kararının isabetli olduğu değerlendirilmiştir. " gerekçesiyle;
"I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ... 1. İş Mahkemesinin 27/05/2021 tarih ve 2020/54 E. 2021/40 K. sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA,
II- 1-... 1. İş Mahkemesinin 27/05/2021 tarih ve 2020/54 E. 2021/40 K. sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinin 1'inci alt bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ..." karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; işletme kapsamında dört işyeri olduğunu ve tüm işyeri çalışanlarının toplamı üzerinden çoğunluk tespitinin yapılması gerektiğini, itiraza konu işyerlerinin yaptığı işe göre enerji işkolunda olmadığını, fabrika ve merkez büronun tek bir işyerini oluşturduğunu, işletme değerlendirmesine göre yapılsa dahi üye sayısının 35 olması gerektiğini, işkolu itirazına ilişkin değerlendirmenin yerinde olmadığını, eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, olumlu yetki tespitine itiraza istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
5. Yine aynı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.