Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3163 Esas 2015/4091 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3163
Karar No: 2015/4091
Karar Tarihi: 15.09.2015

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3163 Esas 2015/4091 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, müvekkili olan katılana ait icra dosyasından tahsil ettiği 2.171,20 TL'yi müvekkiline vermeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlemiştir. Barosu Disiplin Kurulu'nun kararı ve tanık ifadelerine dayanarak sanığın savunması yeterli görülmemiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ilamına atıfta bulunularak, adli para cezası öngörülen suçlarda hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, sanığın hükümleri alt sınırdan tayin ederken yeterli gerekçe ve kanuni dayanağı göstermediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi.
23. Ceza Dairesi         2015/3163 E.  ,  2015/4091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 12/02/2007 yerine sehven 07/05/2009 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
    Avukat olan sanığın katılanın vekili sıfatıyla yürüttüğü icra takibinde, 2.171,20 TL’yi icra dosyasından tahsil ettiği halde, müvekkili olan katılana vermeyerek, uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
    1- Sanığın aşamalardaki savunmalarında, katılanın avukatı olan ..."ın verdiği yetki belgesine istinaden icra dosyasında parayı tahsil ettiğini ve aynı gün avukat ..."a verdiğini savunması, tanık olarak dinlenen ..."ın 2007 yılı Şubat ayında sanığın bir miktar parayı ..."a verdiğini ifade etmesi ve dosya içerisinde mevcut Barosu Disiplin Kurulu"nun sanık hakkındaki 19.03.2009 tarih ve 2009/9 sayılı karar içeriğinde katılanın 07.08.2008 tarih ve 6996 sayılı dilekçesinin 3. paragrafında “yatan paranın avukat ... tarafından çekildiğini ve avukat ..."ın eşi ..."a paranın kendisinde olduğunu sözlü olarak belirtmiştir” ifadesinin bulunduğundan bahsedilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılanın Barosu"na sunduğu belirtilen 07.08.2008 tarihli dilekçesinin Barosu"ndan temini sağlanarak incelenmesi, avukat ..."ın eşi olan
    ..."ın tanık sıfatıyla dinlenilmesi ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
    2- Kabule göre de;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 60 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Hemen Ara