Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2010/12 Esas 2010/180 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2010/12
Karar No: 2010/180

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2010/12 Esas 2010/180 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2010/12 E.  ,  2010/180 K.
  • DAVACILARA AIT TAŞINMAZIN IMAR UYGULAMASI SONUCU YOLDA KALMASINDAN DOLAYI UĞRANILAN ZARARIN TAZMINI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI HK.
  • İMAR KANUNU (3194) Madde 10
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 927
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 125
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 13
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (2577) Madde 2
  • İMAR VE GECEKONDU MEVZUATINA AYKIRI YAPILARA UYGULANACAK BAZI İŞLEMLER VE 6785 SAYILI İMAR KANUNUNUN BİR MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN(MÜLGA) (2981) Madde 10

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacılar       : T .A.T. varisleri

                                     1-K.T.

                                      2-C.T.

                                      3-S.T.

                                      4-Ü.A.

                                      5-G.E.

                                      6-H.A.T.

            Vekili              : Av. D.D.

            Davalı             : Bağcılar Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. A.E. 

OLAY             : İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Kaşıker/Kaşıkçı mevkii, 10 pafta, 904 sayılı parsel 2981/3290 sayılı yasaya dayanılarak yapılan ifraz sonucu tescil edilmiş, T. A.T.’e ait tam hissesine karşılık166.00 m2 olarak uygulamaya girmiş, hissesinden39.29 m2 (%23.66) düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış,126.71 m2 yer alması gerekirken, hissenin tamamının, 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama Planında yolda kalması üzerine bedele dönüştürülerek tapudan terkin edilmiştir.

Davacılar vekili; müvekkili davacıların, miras bırakanları T. A.T."den intikal eden söz konusu taşınmazın maliki bulunduğunu, taşınmaz üzerinde müvekkillerinin 5 katlı binasının bulunduğunu; taşınmazın davalı idarece 2981 ve 3290 sayılı Kanunlar çerçevesinde 18.madde uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak taşınmazdaki mülkiyet haklarının sona erdirildiğini, bu işlem sonucu müvekkillerinin murisine herhangi bir yer verilmeksizin sahibi bulundukları taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığını,  mevcut durumu henüz öğrenen müvekkillerinin tapuya müracaat ettiklerinde, ellerinde hiçbir pay kalmadığını öğrendiklerini, bu şekilde üzerinde yapı bulunan taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız el atılması nedeni ile miktara,  bedele ve taleplerine ilişkin fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalarak şimdilik 10.000,00- YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmek zaruretinin hasıl olduğunu ifade ederek, sonuçta; davacıların maliki olduğu taşınmaza, üzerindeki yapı ile birlikte davalı idarece kamulaştırmasız el atılmasından dolayı fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-YTLnin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesi istemiyle, 19.3.2009 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı Belediye vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davacı hakkında tesis edilen idari işlemlerle ilgili olarak açılan davaya bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

            BAKIRKÖY 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 25.6.2009 günlü celsesinde E:2009/90 sayı ile, davalının görev itirazının reddine karar vermiştir.

            Davalı Belediye vekilince, süresinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; uyuşmazlığın, davacıların Revizyon Uygulama Planında yolda kalan ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca bedele dönüştürülen taşınmazının bedelinin tahsili isteminden kaynaklanmakta olduğu, dolayısıyla davanın konusunun, idarece kamu gücü kullanılarak tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunduğu, bunun ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1/b bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" niteliğini taşıdığı; bu durumda, taşınmazının imar uygulamasında yol"da kalmasından ve tapudan terkin edilmesinden doğduğu ileri sürülen zararın tazminine yönelik davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istemiştir.

            Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun "un 10/c maddesi hükmüne yer verdikten sonra, uyuşmazlığın, davalı idarenin 2981 sayılı Yasa"nın yukarıda zikredilen 10/c maddesinde yer alan düzenlemeye dayanarak davacılara ait taşınmazın tapudan terkin edilmesinden kaynaklandığı; dolayısı ile, uyuşmazlık konusu davada davalı idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işlemin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun"un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı, dava dilekçesi incelendiğinde de, davacının davasını idarenin uygulamasından doğan zararının giderilmesi istemiyle açtığının görüldüğü;  Anayasa"nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun"un 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı;  açıklanan nedenlerle imar uygulaması sonucunda taşınmazın yolda kalması nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun"un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; bu nedenle Danıştay Başsavcılığı"nın 2247 sayılı Yasa"nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/90 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 04.10.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, belediyece anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde ve 12. maddede belirlenen süre içinde başvurulması üzerine Danıştay Başsavcısı tarafından uyuşmazlık çıkarıldığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, Davacıların imar uygulaması sonucu yolda kalması nedeniyle tapudan terkin edilen taşınmazının bedelinin, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.00 YTL’sinin davalı Belediyeden tahsili isteminden ibarettir.

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un, 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde “ İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları  yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.

Bu gibi arazilerde hisse sahiplerinin malik olduğu hisse üzerindeki temliki tasarruflar ve bunlarla ilgili takyitler 11/6/1945 tarih ve 4753, 19/7/1943 tarih ve 4486 sayılı Kanunlar, 775 sayılı Gecekondu Kanunundaki hükümler dahil, uygulamayı durdurmaz. Bu gibi işlemlerde takyitler hisse sahibine isabet edecek müstakil parsele aynen nakledilir ve yapılan işlem Medeni Kanunun 927 nci maddesine göre hak sahibine bildirilir. Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir.

Bu gibi yerlere ait yapılmış olan özel parselasyon planı, ıslah imar planı olabilecek nitelikte olduğu belediye veya valiliklerce uygun görüldüğü takdirde aynen kabul edilerek tescil edilir.

           Üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler valiliğin talebi üzerine, belediye veya özel idareler adına resen tapuya tescil edilir. Islah imar planlarında genel bütçeye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan veya ayrılacak olan veya bir kamu hizmeti için lüzumlu görülen arsa veya araziler eski sahibi kamu idarelerine veya o işe tahsil edilmek üzere hazineye aynı şartlarla geri verilir.

Islah imar planı yapılmış ve yapılacak bölgelerde bu Kanun kapsamına giren ve tapu tahsis belgesi verilen hazine arsa ve arazileri, iktisap tarihine bakılmaksızın aynı amaçta kullanılmak üzere ilgili belediyelere devredilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Kaşıker mevkii, 10 pafta, 904 parsel sayılı taşınmazın, 2981/3290 sayılı yasaya dayanılarak yapılan ifraz sonucu tescil edildiği, %23.66 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı, 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama Planında yolda kalması üzerine bedele dönüştürülerek tapudan terkin edildiği; uyuşmazlığın, davacıların Revizyon Uygulama Planında yolda kalan ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca bedele dönüştürülen taşınmazının bedelinin tahsili isteminden kaynaklandığı; olayda davalı idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında da, davanın anılan Kanun"un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır. 

Belirtilen duruma göre,  davacıların Revizyon Uygulama Planında yolda kalan ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca bedele dönüştürülen taşınmazının bedelinin tahsili isteminden kaynaklanmakta olan uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b. maddesinde yer alan " İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Bağcılar Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Belediye vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.6.2009 gün ve E:2009/90 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 04.10.2010 gününde Üyeler Mahmut BİLGEN ve Erdoğan BUYURGAN’ın KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

3194 sayılı İmar Kanunun 18/10. maddesi uyarınca "Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz."

16.5.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca istimlak işlemlerine girişilmeksizin idare tarafından taşınmazına el atılan kişinin ilgili kamu tüzel kişiliği aleyhine el atmanın önlenmesi veya el atılan taşınmazın mülkiyetinin kamu tüzel kişiliğine devri karşılığında tazminat davası açabilir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında da, bu tür davaların kamulaştırmasız el atma davası olarak adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir(Y5HD. 1.5.2006, E.2006/2677,K.2006/5324) Bu bakımdan; uyuşmalığın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan değerli çoğunluğun aksi yönde oluşan görüşüne katılamıyoruz. 04.10.2010        

                                   Üye                                                                                       Üye

                       Mahmut BİLGEN                                                                  Erdoğan BUYURGAN

Hemen Ara