Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4690 Esas 2022/3802 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4690
Karar No: 2022/3802
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4690 Esas 2022/3802 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı borçlu şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilişki sonucu şirketler arasında cari hesap ilişkisi oluşturulmuştur. Ancak davalı borçlu şirket, faturaları ödemeyerek alacağı geciktirmiştir. Davacı şirket, bu nedenle davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davaya konu alacağın sebebi olan edimin ayıplı olduğunu kanıtlayamadığı için davanın reddine karar vermiştir. Ancak davalı tarafın depo emrinin yerine getirilmesi sebebiyle iflas talebinin reddedilmesi gerektiğinden, hükümde düzeltme yapılarak onanması kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- İİK'nın 158. maddesi: İflas takibi için borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi istenilebilir.
- HMK'nın 370/2. maddesi: Yargılama sonunda verilen kararda düzeltme yapılabilir.
6. Hukuk Dairesi         2021/4690 E.  ,  2022/3802 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı/borçlu şirket arasındaki ticari ilişki uyarınca, müvekkilinin kumaş üretimi ve boyanması akabinde kumaşların borçlu şirkete teslimini gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin sektörün önde gelen kumaş üreticilerinden olup cari hesap ilişkisine binaen faturalar kestiğini, ancak davalı tarafın 20/01/2018-10/07/2018 tarihleri arasında kesilen e-faturaları ödemediğini, müvekkilinin alacağını geciktirme gayesi ile hareket ettiğini, işbu nedenle davalı aleyhine bahsi geçen faturalara ilişkin cari hesap alacağına binaen Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2018/10939 E. dosyasında iflas yolu ile takip yapıldığını, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılarak davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığı gibi aksine müvekkili şirketin davacının ayıplı / eksik / geç ifasından kaynaklanan zarar nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, davaya konu alacağın sebebi olan edimin davacı tarafından ayıplı / eksik ve geç ifa edildiğini ve bu nedenle müvekkilinin uğradığı toplam 89.520,30 USD ve 99.671,00 EURO tutardaki zarardan davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre ayıp incelemesi için fatura içeriği ürünlerin tamamı üzerine de ya da büyük bir kısmı üzerinde en azından inceleme yapılarak sağlıklı sonuç almak mümkün olup iş bu davada numuneler üzerinden inceleme yapılmış olup ürünler zaten yurt dışına işlenip satıldığından fiilen tamamı üzerinde inceleme imkanı yapma olanağı bulunmadığı da gözetilerek ayıplı ürün var idi ise davalı tarafın ayıplı olduğu iddia edilen ürünleri neden kestiğinin ve diktiğinin anlaşılamadığı, kalan ürünlerin tamamının gönderilmiş olduğu, bedelde indirim iddiasının kanıtlanamadığı dikkate alınarak davalının itirazları yerinde görülmemiş davaya devam olunarak mahkemece depo emrine esas alacak tutarının davalı tarafından mahkeme veznesine yatırıldığı, depo emrinin yerine getirilmesi sebebiyle iflas talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesince ayıp iddiası halinde tüm kumaşlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak ayıplı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, ancak bilirkişi incelemesi sırasında davalı tarafından örnek kabilinde kumaşlardan dikilmiş olan ürünler incelemeye sunulduğu, tüm kumaşların davalı tarafça kesilip dikilerek yurt dışındaki müşterisine teslim edildiğinin sabit olduğu, kumaşların teslim alınmasının ardından gerekli muayenelerin yapılarak ayıplı olanların tespit edilmesi, ayıp bildirimin yapılması gerekirken, muayene yapılmadan kumaşlarla üretime geçilerek müşteriye teslim edildiği, Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/113 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında, kumaşlarda gizli ayıp olduğu belirtilmiş ise de, sadece felicia isimli kumaşın incelendiği rapor içeriğinden anlaşılmakla, ne kadar kumaşın incelendiği belirtilmediğinden, diğer kumaşlar ise incelenmediğinden, tespit raporuna itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davalının ayıp iddiasını ve ayıp iddiasına bağlı olarak, teslimatta gecikme yaşandığını iddiasının da ispatlanamadığı, ilk derece mahkemesince itirazın kaldırılmasına karar verilmesi yerinde olduğu, davalı tarafça süresi içerisinde depo emri yerine getirildiğinden, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, İİK'nın 158. maddesi uyarınca iflas takibinde borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Davalı tarafça depo emrinin yerine getirilmesi sebebiyle iflas talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince iflas davasının konusu kalmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi hükmünün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,ilk derece mahkemesi kararının “HÜKÜM” bölümünün 1. bendi hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine 1. bent olarak, “Depo emri yerine getirildiğinden iflas davasının reddine” ibaresinin hüküm fıkrasına yazılmasına, ilk derece mahkemesi hükmünün, HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca bu şekilde re'sen DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara