Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11405 Esas 2022/11924 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/11405
Karar No: 2022/11924
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11405 Esas 2022/11924 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/11405 E.  ,  2022/11924 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 48. İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; sendikaya üye olan müvekkilinin davalı Genel Müdürlüğe bağlı ... ve ... Hidro Elektrik Santrali İşletme Müdürlüğüne ait ... Hidroelektrik Santrali işyerinde muhtelif taşeronlar nezdinde çalıştığını, müvekkilinin ücretinin hizmet alım sözleşmeleri ve teknik şartnameler gereği Eylül 2017 döneminden önce brüt asgari ücretin belli bir miktar fazlası iken Eylül 2017 döneminde müvekkilinin muvafakati olmadan ücretinin düşürüldüğünü, ücretin düşürülmesi sonucu müvekkilinin fark ücret alacağı bulunduğunu, toplu iş sözleşmesi gereği çalışanlara yılda iki kez 5'er yevmiyeden toplamda 10 yevmiye tutarında ikramiye ödeneceği kararlaştırılmasına karşın müvekkilinin ücretinin düşürülmesi sonucu fark ikramiye alacaklarının da ödenmediğini, davalı ile dava dışı taşeron firmalar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan davacının doğacak alacaklarından davalı ve dava dışı şirketlerin müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret ve fark ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının özelleştirilen santralde hizmet alım yoluyla iş alan firmalar nezdinde çalıştığı nazara alındığında ihale makamı olan Müdürlüklerine husumet yöneltilemeyeceğini, aksi yönde düşünüldüğünde, 01.09.2014 başlangıç tarihli ... ve ... Hidroelektrik Santrali işletim ihalesinin 31.08.2017 tarihinde sona ermesi üzerine ilgili santralin 01.09.2017-01.10.2018 tarihleri arasındaki işletimi için gerçekleştirilen ihalelerde hizmet alım yoluyla istihdam edilecek işçilerin ücretlerinin 20.01.2016 tarihli ve 2016/5 sayılı Genelge ile belirlenen ölçütlerde eşitlik ilkesi çerçevesinde belirlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.


    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 01.09.2014-31.08.2017 tarihlerini kapsar sözleşmelerde davacının asgari ücretin belli bir oran fazlası üzerinden ücretle çalıştırılacağının yer aldığı, 01.09.2017 sonrasında devam eden hizmet alım sözleşmeleri ile davacının ücretinin düşürüldüğü, ücretin düşürülmesi hususunda işçinin yazılı rızası alınmadıkça bu durumun işçiyi bağlamayacağı, dosya kapsamına sunulan CD içeriğinden davacının muvafakatinin olduğunun görüldüğü; ancak davacının üyesi olduğu Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 01.09.2017 sonrasına ait toplu iş sözleşmesi gereği hakkı olan zamların bordrolarına yansıtılmadığının anlaşıldığı, bu nedenle dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itibar edilerek davacının ödenmeyen ücret fark alacağı ile ikramiye fark alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalının dava konusu alacaklar bakımından hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı şirketler ile davalı arasındaki sözleşmenin anahtar teslimi sözleşme olduğunu, teşekkülün alacaklara ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, ıslah yapılmasına itiraz edilmesine ve ıslah ile artırılan miktar zamanaşımına uğramasına rağmen kabule karar verilmesinin hatalı olduğunu, ıslah ile artırılan miktar bakımından ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin de aleyhe yanlış hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.


    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile dava dışı ... ve ... şirketleri arasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında, ... HES, ... HES ve ... HES'in bakım ve onarım işlerinin yaptırılmasına dair hizmet alım ilişkisi olduğu, davacının da bu kapsamda yüklenici firma işçisi olarak çalıştığı, davacının yaptığı işin niteliği ve benzer konuda verilen yargı kararları birlikte ele alındığında davalı ile dava dışı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının sendika üyesi olduğu ve imza tarihinden (Yüksek Hakem Kurulu karar tarihinden) önce sendikaya üye olduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 01.09.2017 sonrasına ait toplu iş sözleşmesi gereği uygulanması gereken zamların davacının bordrolarına yansıtılmadığı, bu nedenle fark alacakların hesaplanarak kabulüne karar verilmesinin dosya içeriğine uygun olduğu, ıslah ile artırılan talep miktarı bakımından ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği, harç ve yargılama giderlerine ilişkin kararın dosya içeriğine uygun olduğu, davacı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarına ilişkin istinaf nedeni bakımından ise davalı nezdinde çalışan 38 ayrı davacı için ayrı ayrı davalar açıldığı, aynı mahkemede seri olarak görülen 38 dosya yönünden, her bir dosya için davacı taraf lehine tam ücretin %50’si oranında vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken anılan seri dosyalar bakımından ilk 10 adet dosya için tam vekâlet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalının vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasında, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.


    2. İlgili Hukuk
    1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.


    2.4857 sayılı İş Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
    "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."

    3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,


    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,


    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara