Esas No: 2022/13220
Karar No: 2022/12277
Karar Tarihi: 13.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13220 Esas 2022/12277 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/13220 E. , 2022/12277 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; yetki tespit yazısında ... Sendikasının,kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağlamış olduğundan bahisle ilgili Sendikanın yetkili olduğunun belirtildiğini, dava sürecinde Bakanlıkça yapılan tespitin yanlış olduğu, davalı Sendikanın çoğunluğu sağlarken işçileri baskıya maruz bırakarak kanuna aykırı bir şekilde üye sayısını artırmaya çalıştığının tespit edileceğini, kanuna aykırı olarak yapılan üyelikler geçersiz sayıldığında ilgili sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisine haiz olmadığının görüleceğini, ilgili sendikanın müvekkiline ait fabrikada çalışan işçilere, sendikaya üye olmaları için baskı uyguladığı ve iradelerini sakatlayıp e-Devlet şifrelerini alarak sendikaya üyelik başvuruları yaptığı duyumu alındığını, Sendikanın, işçileri meşru olmayan yöntemlerle üye yapma saikiyle hareket ettiğinin anlaşıldığını, işçilerin işverenliğe yapmış olduğu şikayetler değerlendirildiğinde Sendikanın çalışma barışı ve iş düzenini bozucu tutum ve davranışlar sergilediğinin anlaşılacağını, müvekkili Şirket bünyesinde çalışan işçilerin iradeleri sakatlanarak hukuka aykırı bir şekilde üye kayıtlarının yapılmış olması sebebiyle Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduklarını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının müvekkili Şirkette davalı Sendikanın meşru olmayan yöntemlerle çoğunluğu sağladığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin itirazlarında davacı işyerinde işçilere davalı Sendikaya üye olmaları hususunda baskı uygulandığı ve e-Devlet şifrelerinin alınarak zorla üye yapıldıkları yönünde duyumlar aldıklarını ileri sürerek bu hususun mahkeme tarafından araştırılmasının talep edildiğini; ancak davacı vekilinin kendi ifadesiyle de duyumdan ibaret iddialarına katılmanın mümkün olmadığını, davacı vekilinin bir kısım işçilerin bu konuda Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi vermiş olduklarını da dava dilekçesinde beyan etmiş bulunduğunu ancak şikâyet dilekçesinin Sendikaya olumlu yetki tespit kararı verildikten sonra verilmiş olmasının manidar olduğunu, sendikal baskı olduğu yönünde yapılmış olan suç duyurusunun kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı sürece dikkate alınmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde hiçbir somut iddiada bulunulmadığı gibi delil de sunulmamış olup işbu davanın sırf toplu sözleşme sürecini sekteye uğratmak için kötüniyetle açılmış olduğunun aşikar olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davaya mahkemenin yetkisi ve davanın açılma süresi yönlerinden itiraz ettiklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, her ne kadar davacı tarafça müvekkili Sendikanın davacı işverenlik bünyesinde çalışan işçilere sendikaya üye olmaları yönünde baskı uyguladığı, işçilerin iradelerinin sakatlanması ile e-Devlet şifrelerinin alındığı ve sendikaya üyeliklerinin oluşturulduğu, davacı Şirket bünyesinde çalışan işçilerin iradelerinin sakatlanarak üye kayıtlarının yapılmış olması sebebiyle şikâyette bulundukları iddialarında bulunmuşsa da bahse konu iddiaların soyut, ispata muhtaç ve kötüniyetli olmaktan öteye gidemediğini, dosya kapsamında şikâyette bulunan 4 işçinin şikâyetlerinden vazgeçtiklerini ve sendika üyeliklerini kendi istekleri ile gerçekleştirdiklerini beyan ettiklerini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“... Sendikadan celp edilen yetki başvuru tarihi itibariyle sendikalı işçi sayılarının bulunduğu listenin incelenmesinde, başvuru tarihi itibariyle davalı işyerinde sendikaya üye 53 işçi bulunduğu, işyerinde toplam 99 işçi bulunduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, zira bu hususta davacı işveren tarafından bir itiraz ileri sürülmediği, sonuç olarak davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için %50 yeterli çoğunluğa sahip olduğu anlaşılmaktadır. Davacı işverence dava dilekçesi ile iradesi fesada uğratılarak üye yapılan işçilerin Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına bu hususta şikayette bulunduğu iddia edilmiş, ancak Cumhuriyet Başsavcılığı yazı cevabından sendikaya üye olan işçilerin zorla üye yapılmadıklarını kendi istekleri ile sendikaya üye olduklarını beyan etmeleri sebebi ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmaktadır. Başkaca iradesi fesada uğratılarak üye yapılan işçilerin olup olmadığı dava dilekçesi ile bildirilmemiş, aksine iradesi fesada uğratılan işçilerin şikayette bulunduğu belirtilmiştir. İradesi fesada uğratılarak sendikaya üye yapılan işçilerin bulunduğu düşünülse dahi davacının kanuni düzenleme karşısında dilekçesinde itirazlarını ve nedenleri somut şekilde ortaya koymadığı ve ayrıca davacıya 29.08.2021 tarihinde HMK m. 139/1-(ç) hükmü gereğince dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları hususunda 2 hafta kesin süre verilip bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmesine karşılık başka yerden getirtilecek delilleri ile ilgili açıklama yapmadığı nazara alınarak davacının bir takım işçilerin iradesi fesada uğratılarak sendikaya üye yapıldığ iddiasını ispatlayamadığı ...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Sendikanın, fabrikada çalışan işçilere sendikaya üye olmaları için baskı uyguladığı ve iradelerini sakatlayıp e-Devlet şifrelerini alarak sendikaya üyelik başvuruları yaptığı duyumunun alındığını, Sendikanın, işçilerin meşru olmayan yöntemlerle üye yapma saiki ile hareket ettiğinin anlaşıldığını, bir grup işçinin bu durumu işverene bildirdiğini, işçilerin işverene yapmış olduğu bildirimler değerlendirildiğinde, Sendikanın çalışma barışı ve iş düzenini bozucu tutum ve davranışlar sergilediğinin anlaşıldığını, davalı Sendikanın yetki sürecinde demokratik olmayan yöntemlerle üye sayısını arttırmaya çalışması nedeniyle şüpheli olan yetki tespitinin Mahkemece araştırılması gerektiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 17 nci maddesine göre sendikaya üye olmanın serbest olduğunu, hiç kimseye sendikaya üye olma veya olmama konusunda zorlama yapılamayacağı düzenlemesinin yer aldığını, Yargıtayın bir çok kararında sendika özgürlüğü kavramının pozitif ve negatif açıdan yorumlanması gerektiğinin vurgulandığını, hukuka aykırı şekilde üye kayıtlarının yapıldığını, işçilerin Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduklarını ancak Sendika baskısı sonucunda şikayetlerinden vazgeçtiklerini, Mahkemece yapılacak araştırma sonucu üyeliklerin geçersiz olduğu ve Sendikanın yetki koşullarını sağlamadığının tespit edileceğini, bu durumda Bakanlığa yapılan yetki tespiti talebinin kabulünün mümkün olmayacağını, Mahkemece eksik araştırma ile karar verilmiş olmasının yerinde olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“...
Dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre ve özellikle; davacı işverence, işyerinde çalışan işçilerin, sendika tarafından iradelerinin fesada uğratılarak üye yapıldıkları ve bu konuda savcılığa şikayette bulundukları ileri sürülmüş ise de, irade fesadı hususunun davacı tarafça ispat edilemediği, savcılığa yapılan şikayetin ise takipsizlik ile sonuçlandığı, işyerinde bulunan toplam 99 işçiden 53'ünün davalı sendikaya üye olması sebebiyle davalı Bakanlığa başvurarak yetki tespitine ilişkin kararın alındığı, çoğunluğun sağlanması sebebiyle Bakanlıkça yetki tespiti kararı verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, bu itibarla, İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu ...” gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Şeklindedir.
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.