Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12605 Esas 2022/12401 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/12605
Karar No: 2022/12401
Karar Tarihi: 14.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12605 Esas 2022/12401 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/12605 E.  ,  2022/12401 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 50. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

    Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacılar vekili dava dilekçesinde; yetki tespit belgesinin Adi Ortaklığın tüm işyerlerini kapsamadığını ve bu bağlamda çalışan sayısının doğru tespit edilmediğini, yetki tespit belgesinin kanuna aykırı olarak Adi Ortaklığın aynı işkoluna girmeyen işyerlerini de kapsadığı, işkolu tespitinin hatalı olduğunu, yine davalı Sendikanın kanunun aradığı şartları haiz bir sendika olmadığını ve yetki belgesindeki işyeri sicil numaralarının hatalı belirlendiğini iddia ederek davalı Bakanlığın yeti tespiti kararının iptalini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; Mahkeme yetkisiz olduğundan davanın usulden reddi gerektiği, davacıların Saf ve Avrasya Adi Ortaklığı adına sigorta kaydı bulunan ve iletişim işkolunda kayıtlı on üç adet tescil edilmiş işyeri olduğunu ve bu işyerlerinde toplam 5621 işçi çalıştığını, yetki tespitinin de davacı Adi Ortaklık adına aynı işkolunda kayıtlı işyerleri üzerinden yapıldığını, bu nedenle davacının yetki tespit belgesinin Adi Ortaklığın aynı işkoluna girmeyen işyerlerini kapsadığı iddiasının gerçekleri yansıtmadığını, ayrıca yetki tespiti belgesinde Adi Ortaklığın tüm işyerleri ekli işyeri listesinde görüleceğini, olumlu yetki tespitinin iptal edilmesinin mümkün görünmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Sendikanın yetki tespitine ilişkin başvuru itibarıyla işkolu barajını aştığını, yetki tespiti için başvurduğu Saf Avrasya Adi Ortaklığında yasal çoğunluğu sağlandığını, kayıtlardan da anlaşılacağı üzere davalı işyerindeki başvuru tarihi itibarıyla toplam çalışan işçi sayısı ve üye sayısı yönünden yasal çoğunluğu sağladığının açık olduğunu, müvekkili Sendikanın işkolu ve işyeri barajı için gerekli çoğunluğu sağlandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetki tespiti yazısına ekli listede yer alan 07 No.lu iletişim işkolunda 13 işyerinden başkaca işyeri tespit edilmediği ve davalı Bakanlığın işletme toplu iş sözleşmesi çoğunluk tespitinin hukuka uygun işlem olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı Bakanlığın olumlu yetki tespitinin eksik inceleme sonucu 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) da dâhil olmak üzere ilgili mevzuatta belirtilen şartları taşımadan düzenlenmiş olduğunu, 23.09.2020 tarihinde ikame edilen olumlu yetki tespitinin iptaline ilişkin davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu ve hiç bir şekilde itirazlarının dikkate alınmadığını, yetki tespiti belgesi ve eki işyeri listesi detaylı bir şekilde incelendiğinde ilgili Adi Ortaklığın aynı işkolundaki tüm işyerlerini kapsamadığını, bu bağlamda Adi Ortaklığın Ömerağa Mah. İstiklal Cad No:101. Kocaeli/ İzmit adresinde yer alan işyerinin eklenmediğinin görüldüğünü, bütün işyerlerini kapsamayan bir inceleme sonucu işletme bazında yetki belgesi verilmesinin dahi tek başına yetki belgesini hukuka aykırı hâle getirdiğini, yine davacı Adi Ortaklığın faaliyet gösterdiği işkolunun doğru bir şekilde tespit edilememiş olduğunu, davalı Bakanlık tarafından her yıl ocak ve temmuz aylarında yayımlanan istatistiklerin esas alınması ve bu istatistiklerin kesinleşmiş olması gerekmesine karşın bu şartların sağlanmadığını, davalı Posta, Telefon ve Telekominikasyon ... Sendikası (...) iletişim alanında faaliyet göstermekte olan bir sendika olduğundan ...’in Adi Ortaklık işyerleri nezdinde kurulu olduğu işkolu gereği yetkili olmadığını, bir an için davalı Şirketlerin iletişim alanında faaliyet gösterdiği düşünülse dahi 30 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan 31201 sayılı Tebliğ kesinleşmeden yetki tespit belgesi düzenlenmesinin kanuna aykırı olduğunu, kaldı ki 30 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan 31201 sayılı tebliğ kapsamında ...’in ülke genelindeki toplam üye sayısı 2348 iken yetki tespit belgesinde yalnızca işyerlerinde çalışan üye sayısının 2690 olarak belirtilmesinin dahi yetki tespit belgesinin hatalı bir incelemenin ürünü olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, yetki tespit belgesinin kanuna aykırı olarak Adi Ortaklığın aynı işkoluna girmeyen işyerlerini de kapsadığını, ... Mahallesi, ... ... Sokak No:7-9 Ataşehir/... adresinde yer alan 25310070714844590344133000 SGK sicil numaralı merkez ofisinin (Merkez Ofis) de işletme toplu iş sözleşmesine dâhil edilmek istendiğinin görüldüğünü, ancak diğer işyerlerinden farklı olarak idari işlerin yapıldığı Merkez Ofis de dâhil edildiğinden mevzuata aykırı olarak düzenlenmiş olan yetki tespiti belgesinin iptal edilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle yetki tespit belgesinde yer alan Adi Ortaklık çalışan sayısının gerçeği yansıtmadığını, Adi Ortaklık tarafından ihale sözleşmesinin imzalanmasının ardından 01.08.2020 tarihinde hizmet verilmeye başlanmış olduğunu, ilgili hizmetin verilmesi kapsamında henüz işe alımların tamamlanmamış ve bu minvalde yetki tespit belgesi kapsamında bulunan işyerlerine ilişkin olarak henüz hiçbir hizmet bildirgesinin SGK'ya teslim edilmediğini, SGK'ya hizmet bildirgelerini vermek için yasal bildirim süresi iş mahkemesinde davayı açma süresinden daha sonraki bir tarih olduğundan, Adi Ortaklığın işçi sayısının fiili durum ve kayıtlar esas alınarak değil, ...’in beyanına dayalı tespit edildiğini, Mahkemenin davanın aydınlatılması yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ... üyelerinin ikinci bir sendika üyeliklerinin mevcut olup olmadığının incelenmesi gerekmişse de ilgili incelemenin yapılmadığını, oranların hesaplanmasında ...’in toplam üye sayısının değil Adi Ortaklık işyerlerinde çalışan üye sayısının dikkate alınmasının gerektiğini, ... işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının; işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunmadığından, kanunun aradığı yetki şartları taşınmaksızın yetki tespit belgesinin düzenlendiğini, yetki tespit belgesinde yer alan işyeri sicil numaralarının hatalı olduğunu, Adi Ortaklığa ait işyerinin sicil numaraları İlk Derece Mahkemesine sunulmuş olsa da gerekli incelemelerin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile .../...'deki merkez işyerinin yetki tespitindeki gerekli çoğunluk hesabına dâhil edilip edilmeyeceği yönünden yapılan incelemede, davacı Adi Ortaklığa ait dava dilekçesinde belirtilen 2.5310.07.071484459.034.41.33.000 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sicil numaralı merkez ofis işyerinin ... kodu ile İşkolları Yönetmeliği'nin 7 sıra numaralı iletişim işkolunda yer aldığı ve faaliyet alanının ''Evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyeti'' olduğu, merkez işyerinin de aynı işkolunda ve faaliyet alanının yine yetki tespitindeki işyerleri ile aynı olduğu, bu nedenle merkez işyerinin çoğunluk hesabına dâhil edilmesinin dosya içeriğine uygun olduğu, Adi Ortaklığa ait ... Mah. ... Cad. No:101 Kocaeli/İzmit adresindeki işyerinin genel işler işkolunda olup faaliyet alanının destek hizmetleri olduğu, yetki tespit belgesindiki işyerlerine eklenmemesinin yerinde olduğu, başvuru tarihi itibarıyla üye sayılarının Bakanlıkça dikkate alınarak tespitin kanuna uygun yapıldığı, davalı tarafın tüm istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir husus da bulunmadığı gibi yetki tespiti yapılan 09.09.2020 tarihinde davacılara ait işyerlerinin de aynı işkolunda olduğu, çalışan sayısı ve üye sayısı dikkate alındığında işletme düzeyinde çoğunluk tespitine dair yetki tespitinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; gerekçesiz olarak istinaf başvurularının reddine karar verildiğini, yetki tespiti kapsamında müvekkili Şirketin tüm işyerlerinin bulunmadığını, Adi Ortaklığın faaliyet gösterdiği işkolunun doğru bir şekilde tespit edilmediğini, davalı Sendikanın Ülke genelindeki toplam üye sayısının yeterli olmadığını, kesinleşmiş istatistiklerin esas alınmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yetki tespitinin Adi Ortaklığın aynı işkolunda olmayan işyerlerini kapsadığından çalışan sayısının gerçeği yansıtmadığını, ihale kapsamında istihdam edilmesi taahhüt edilen personel sayısının çalışan sayısından farklı olması nedeniyle işçi sayısının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, olumlu yetki tespitine itiraza ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1. Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

    2. Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.

    3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
    “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

    4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
    “(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
    (2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
    (3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
    (4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
    (5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
    5. Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
    “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
    (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
    (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
    (4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
    (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

    6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    14.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara