Esas No: 2022/10531
Karar No: 2022/12673
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10531 Esas 2022/12673 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10531 E. , 2022/12673 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı mirasçıları vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı mirasçıları yönünden başvurunun esastan reddine, davalı yönünden başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı mirasçıları vekili tarafından tashih talebinde bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 11.02.2022 tarihli ek karar ile hüküm, vekâlet ücreti yönünden tashih edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2022 tarihli asıl kararının davacı mirasçıları vekili, tashihe ilişkin 11.02.2022 tarihli ek kararının ise taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4460 Esas, 2022/5418 Karar sayılı kararı ile 11.02.2022 tarihli tashih kararına yönelik taraf vekillerinin temyiz talebinin kabulü ile ek kararın ortadan kaldırılmasına, asıl karar yönünden ise davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı mirasçıları vekili maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinde; vekâlet ücreti konusunda maddi hata yapıldığını belirterek Daire kararının kaldırılmasını ve dilekçede belirtilen sebeplerden kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dosyanın değerlendirilmesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davalı yararına davada reddedilen miktarın aşılamayacağı gözetilmeden vekâlet ücreti takdir edildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeple, Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4460 Esas, 2022/5418 Karar sayılı kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin tashihe ilişkin 11.02.2022 tarihli ek kararı davacı mirasçıları ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Hükmün tashihi" kenar başlıklı 304 üncü maddesi şöyledir:
"Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, Mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir."
6100 sayılı Kanun'un "Hükmün tavzihi" kenar başlıklı 305 inci maddesi ise şu şekildedir:
"Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez."
6100 sayılı Kanun’un "Hükmün tamamlanması" kenar başlıklı 305/A maddesi aşağıda yazılı şekildedir:
"Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ... içinde, yargılamada ... sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir."
Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesince 11.02.2022 tarihli ek karar ile davacı tarafın tashih talebi üzerine, açılan davada talep miktarı 250,00 TL olup vekâlet ücretinin kabul veya reddedilen tutarı geçemeyeceği gerekçesiyle 11.01.2022 tarihli kararın (6) numaralı bendinin düzeltilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2022 tarihli tashih kararı adı altında yaptığı düzeltme, davacıya yüklenen borçların değiştirilmesi niteliğinden olduğundan 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrasına açıkça aykırıdır.
Kaldı ki 6100 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesine göre karşı tarafa davacı mirasçıları vekilinin tashih talebinin tebliği usulüne uyulmamış olması da bir diğer hatalı yöndür.
Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2022 tarihli ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2022 tarihli asıl kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın ... sözleşmesine haklı sebeple son verdiğini ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ... sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ve ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava tarihinden önce vefat etmiş olduğunu, ölü kişi adına dava açılamayacağını, talep konusu alacakların ise zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava tarihinden önce vefat etmiş olması sebebiyle ölü kişi adına dava açılamayacağından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı Mirasçılarının İstinaf Sebepleri
Mirasçılar ... ve ... vekili; davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve işin esasına girilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı Tarafın İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; ölü kişiye karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesine rağmen kendileri lehine vekâlet ücretine hükmolunmadığını, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ölü kişi adına dava açılamayacağından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak İlk Derece Mahkemesince 17.05.2021 tarihli celsede tahkikat aşamasına geçildiğinin duruşma tutanağına geçirildiği ve yargılamanın devamında üçüncü celsede davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği göz önüne alındığında, davalı lehine vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği gerekçesiyle davacı mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava şartı ile vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun "Kişiliğin başlangıcı ve sonu" kenar başlıklı ve "Doğum ve ölüm" alt başlıklı 28 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer."
3. Dairemizin 03.02.2020 tarihli ve 2020/46 Esas, 2020/1139 Karar sayılı kararında ölü kişi adına dava açılamayacağı şu şekilde ifade edilmiştir:
"...Yargılama süresince tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği usul hukukunun temel ilkelerinden olup, dava şartıdır (HMK m.114/1-d).
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece dosya içersine alınan davacının nüfus kayıt örneğinden davacının işbu dava açılmadan 07.10.2014 tarihinde vefat ettiği bu hususun bozmadan önceki aşamada mahkemece ve Dairemizce bilinmediği anlaşılmıştır.
Ölü kişi adına dava açılamayacağından davanın usulden reddi yerine esastan incelenerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. ..."
4. 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (Tarife) 7 nci maddesinin ikinci fıkrası "Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda ön görülen ön şartın yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddi halinde tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmedilir." düzenlenmesini; aynı Tarife'nin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası ise " ... hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı mirasçıları vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davada reddedilen miktar 250,00 TL olup kararın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verildiği üzere; Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Tarife gereği davalı yararına takdir edilen vekâlet ücretinin, davada reddedilen miktarı geçemeyeceği gözetilmeden davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4460 Esas, 2022/5418 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 11.02.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Davacı mirasçıları vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
4. Davacı mirasçıları vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “5.100,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “250,00 TL” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.