Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9359 Esas 2022/12570 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9359
Karar No: 2022/12570
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9359 Esas 2022/12570 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9359 E.  ,  2022/12570 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2018 tarihli ve 2017/307 Esas, 2018/645 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 16.01.2019 tarihli ve 2018/199 Esas, 2019/36 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.11.2013 tarihinde davalı Bakanlığa bağlı ... Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışmaya başladığını, alt işveren nezdinde temizlik işçisi olarak görünmesine rağmen davalının kadrolu çalışanları ile aynı ortamda, asıl ... olan sağlık işini asıl işverenin çalışanlarından emir ve talimat alarak yaptığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 22.08.2011 tarihli 81 numaralı raporunda hastane ile alt işverenler arasında yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğunun tespit edildiğini, bu tespite karşı açılan iptal talepli davanın reddine karar verilerek ret kararının kesinleştiğini, davacının başlangıçtan itibaren davalının işçisi olduğunu, aynı taleplerle başkaca sağlık kurumlarında benzer koşullarda çalışanlar için açılan davaların da kabulüne karar verilerek Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalıya ait işyerinin 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun kapsamında olduğunu ileri sürerek 01.11.2013 tarihinden dava tarihine kadar ödenmesi gereken ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, husumetin ... Kamu Hastaneleri Kurumuna yöneltilmesi gerektiğini, davacının Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin temizlik ihalesini alan çeşitli alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığını, hastane yönetimi ile müteahhit firmalar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, yükleniciler ile yapılan sözleşmelerin muvazaalı olmadığını, söz konusu hastanenin hizmet alım yolu ile yapılması kararlaştırılan işinin ihale mevzuatına uygun olarak hazırlanan şartname ve sözleşmelere göre yürütüldüğünü, davacıya hastanenin hizmet alım yolu ile yapılması kararlaştırılan işin dışında sağlık hizmeti kapsamında işlerin yaptırılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, temizlik işinin yanı sıra hastanenin asıl işi olan tıbbi hizmet işinde çalıştırıldığı, davalıya ait işyerindeki asıl işin bir bölümünün alt işveren işçilerine yaptırıldığı, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının başlangıçtan itibaren davalının işçisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hizmetlerin satın alınması nedeniyle alt işverenlerce görevlendirilen çalışanların zaman zaman ihtiyaç nedeniyle değişik alanlarda görevlendirilmiş olması veya hastane işyerinin özelliğinden kaynaklanan nedenlerle denetim, sevk ve idare konusunda hastane yöneticilerinin ... bir rol üstlenmiş olmasının aralarındaki hukuki ilişkinin muvazaalı bir ilişki olduğunu göstermeyeceğini, dinlenen ve rapora esas alınan davacı tanıklarının her birinin aynı konu ile ilgili müvekkili Bakanlığa karşı açılmış ve devam etmekte olan davaları mevcut olduğunu, yalnızca davacı tanıklarının ifadeleri esas alınarak tek taraflı değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, raporu hazırlayan bilirkişilerin sağlık hizmetini değerlendirebilecek uzmanlıkları olmadığını, sağlık hizmeti ve hastanelerde asıl ... kavramının yanlış değerlendirildiğini, bilirkişice tespit edilen hususların zaten işin tanımı bağlamında sözleşmede kararlaştırılan ... kapsamı içinde olduğunu, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak muvazaa tespiti ile davanın kabulü yönünde verilen İlk Derece Mahkemesi kararlarının bozulduğuna ilişkin emsal Yargıtay kararlarının da bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
    “…Dosya kapsamında dinlenen davacı tanığının beyanlarından davacının asli görevinin temizlik işi olduğu; bunun dışında zaman zaman başka işlerde de çalıştırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak; davacının temizlik işini alan alt işveren işçisi olarak çalıştığı sabittir. Davacının zaman zaman temizlik işleri dışında benzer işlerde çalıştırılması asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti için yeterli değildir. Kaldı ki davacının dava konusu dönem içinde 2014-2015 ve 2016 yıllarında çalıştığı ihale salt temizlik işi değil, temizlik dışında hasta getirip götürme dahil taşıma işini de kapsamaktadır. Davacının yaptığı asıl ve baskın işin temizlik olması ve tüm dosya kapsamı itibariyle davacının çalıştırıldığı temizlik hizmeti ihalelerinin muvazaalı olduğu ispatlanamamıştır. Davacının bu nedenlerle baştan itibaren asıl işveren işçisi sayılması ve davalının ilave tediye alacağından sorumlu tutulması yerinde değildir…” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı bünyesinde alt işveren işçisi olarak gözüken ancak sağlık işinde çalıştırılan yüzlerce işçi hakkında açmış oldukları davaların temyiz ve istinaf süreçlerinden geçerek onandığını, nitekim 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile sağlık sektöründe çalışan alt işveren işçilerinin kadroya alınarak bu işçilere ilave tediye ödemesi yapıldığını, işbu davanın da belirtilen neviden bir dava olduğunu, tüm muvazaa tespitlerine, emsal kararlara ve dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporları ve tanık beyanlarına rağmen davanın reddi yönünde karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştr.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davalı Kurum ile dava dışı işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve bu bağlamda davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı istemine ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara