Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9381 Esas 2022/12568 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9381
Karar No: 2022/12568
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9381 Esas 2022/12568 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9381 E.  ,  2022/12568 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... ... 16. ... Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında asgari ücretin %fazlası oran dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığı ileri sürülerek ücret fark alacağının temerrüt tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararınca karara bağlanan toplu ... sözleşmesi dikkate alınarak ücretinin belirlendiğini, davacının 2018 yılındaki ücretinin korunarak %4'lük zam uygulandığını, davacının ücretinde bir düşüş meydana gelmediğini, davacının ücretinin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüş yazısına uygun şekilde belirlendiği, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli ... sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ve diğer malî sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ve diğer malî ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemlerin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 25.01.2019 tarihli yazısına uygun olduğunu, davacının 2018 yılındaki ücreti korunarak bu ücretin üzerine % 4'lük zam yapıldığını, işçinin asgari ücretle ilişiğinin kesilerek brüt ücretle kadroya geçişinin yapıldığını, dolayısıyla kadroya geçiş öncesindeki sözleşmede geçen yüzdelik dilimin kıyas yoluyla toplu sözleşme hükümlerinin yanında uygulanmasının talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalı Kurum ile yetkili sendika arasında imzalanan toplu sözleşmede ikramiye, tediye, hizmet zammı, sosyal yardım adı altında ek ödemeler de ödendiğinden işçinin eksik alacağının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli ... sözleşmesi ile uygulanan toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri ve Yargıtayın emsal kararları dikkate alındığında, davalı tarafından taraflar arasındaki bireysel ... sözleşmesine aykırı ödeme yapılması nedeniyle ödenmeyen ücret fark alacağının kabulüne ilişkine İlk Derece Mahkemesi kararında vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine ve uygulanan toplu ... sözleşmesine ilgili hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır.
    2. İlgili Hukuk
    696 sayılı KHK'nın 127 inci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23 üncü maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 22, 34 ve 62 nci madde hükümleri, 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi hükümleri, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi.
    3. Değerlendirme
    1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Somut uyuşmazlıkta; davalı Bakanlığa bağlı işyerinde ihale ile hizmet alımı yapılan alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olan davacı işçi, geçiş esnasında düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesinin aylık ücrete ilişkin 7 nci maddesinde yazılı oranın dikkate alınmaması sebebiyle temel ücretinin hatalı belirlendiğini ve ücretinin eksik ödendiğini iddia etmiştir. Kadroya geçiş aşamasında imzalanan ... sözleşmesinde, ücretin her ay için ileriye etkili olarak asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kural her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlar. Buna göre taraflar arasında düzenlenen ... sözleşmesi hükmü dikkate alındığında dava konusu alacakların hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak dava açılmadan önce 04.07.2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 29.07.2019 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 11.08.2020 tarihinde dava açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu alacaklara ilişkin hesaplamalar davacı vekilinin talebi gibi 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arası için yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise arabuluculuk son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra, yani ihtilaf konusu 29.07.2019 tarihi ile talep konusu 31.12.2019 tarihleri arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    3. Öte yandan, davacı vekili dava dilekçesinde 10,00 TL ücret alacağı talep etmiş olup ıslah dilekçesi ile söz konusu talebini net 4.496,84 TL olacak şekilde arttırmıştır. Mahkemece "ücret alacağının 100,00 TL'sine dava tarihinden, bakiye 4.396,84 TL'sine ıslah tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi yürütülmesi" şeklinde hüküm altına alınmış olup; hükümde dava dilekçesindeki miktarın taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde 10,00 TL yerine 100,00 TL olarak belirtilmesi de hatalıdır.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara