Esas No: 2022/13567
Karar No: 2022/12669
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13567 Esas 2022/12669 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/13567 E. , 2022/12669 K.Özet:
Alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş ancak davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, başvurunun cezai şarttan değil bakiye süre ücreti alacağından kaynaklandığını belirterek istinafı reddetmiştir. Ancak Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında yapılan yeniden yargılama sonucu cezai şart alacağından %50 indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar düzeltme mahiyetli dilekçesinde davacı vekili, cezai şarttan %50 oranında indirimin makul olmadığını ve sözleşmede davalı tarafından haksız fesih durumunda davacıya 2 aylık ücret tutarında ihbar tazminatı ödeneceğine yönelik düzenlemenin de gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak mahkeme karar düzeltme kanun yolu düzenlemesine yer verilmediği için davacının başvurusu reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri: 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 438. maddesi, 182. maddesi; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 7. maddesinin üçüncü fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın, yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 18.12.2018 tarihli ve 2018/295 Esas, 2018/1394 Karar sayılı kararı ile 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesi uyarınca dosyada davacının tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelire ilişkin veri bulunmadığından bakiye süre ücreti alacağından herhangi bir mahsup yapılmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince talebin bakiye süre ücreti alacağı değil cezai şart olduğu, cezai şarttan 6098 sayılı Kanun'un 182 nci maddesinin son fıkrasına göre indirim yapılması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise cezai şarttan indirim yapılarak hesaplama yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.01.2021 tarihli ve 2020/4618 Esas, 2021/2136 Karar sayılı kararı ile sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda 6098 sayılı Kanun'un 182 nci maddesinin son fıkrasına göre cezai şartın indirim yapılarak hesaplandığı kabul edilmiş ise de söz konusu hesaplamada indirime rastlanmadığı, bu sebeple belirtilen madde düzenlemesi gereği cezai şarttan indirim hususunun değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda cezai şart alacağından %50 indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 16.....2022 tarihli ve 2022/6666 Esas, 2022/8020 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili karar düzeltme mahiyetli dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin 18.12.2018 tarihli ve 2018/295 Esas, 2018/1394 Karar sayılı kararından sonra 16.01.2019 tarihinde taraflar arasında yapılan anlaşma gereği davalının davacıya ödeme yaptığını, sözü edilen anlaşma sonrası artık davalının kanun yoluna başvurma ... bulunmadığını, buna rağmen temyiz incelemesi sonucu kararın bozulduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından bozma üzerine cezai şarttan %50 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğunu, bu oranda indirimin makul olduğu yönünde Dairenin onama kararında bir açıklık bulunmadığı gibi makul oranın objektif ve sübjektif ölçütlerinin de belirlenmediğini, ... sözleşmesinde davalı tarafından haksız fesih durumunda davacıya 2 aylık ücret tutarında ihbar tazminatı ödeneceğine yönelik düzenlemenin de davacı yararına gözetilmesi gerektiğini belirterek Dairenin onama kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) kanun yollarına ilişkin hükümleri, ... mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.
6100 sayılı Kanun’da ise karar düzeltme kanun yolu düzenlemesine yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında, Yargıtay kararlarına karşı tarafların karar düzeltme ... bulunmadığından davacının karar düzeltme isteği niteliğini taşıyan başvurusunun reddi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin karar düzeltme talepli dilekçesinin REDDİNE,
Peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.