Esas No: 2022/12143
Karar No: 2022/12671
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/12143 Esas 2022/12671 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/12143 E. , 2022/12671 K.Özet:
Dava bir itirazın iptali davasıdır ve mahkemece verilen kararın tamamı temyiz edilmek isteniyor. Davacı tarafın temyiz istemi reddediliyor çünkü sınırı aşmıyor. Davalı tarafın temyiz itirazlarının çoğu reddediliyor ancak takip konusu alacağın varlığı noktasındaki uyuşmazlık nedeniyle Mahkemece asıl alacağın yüzde kırkı oranında belirlenen icra inkâr tazminatının kabulü hatalı bulunuyor. İcra inkâr tazminatının alacağın likit olması şartına uygun olmadığı ve kabulünün düzeltilmesi gerektiği kararlaştırılıyor. Karar, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427 ve 432 nci maddelerine göre veriliyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
I. Davacı Temyizi Yönünden
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkâr) tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre davada reddedilen miktar, 2022 olan karar tarihi itibarıyla 5.810,00 TL olan temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
I. Davalı Temyizi Yönünden
1.Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Taraflar arasında icra inkâr tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi hâlinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü hâlinde dahi kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece asıl alacağın yüzde kırkı oranında belirlenen icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki takip konusu alacağın varlığı noktasındaki uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve takip talebindeki toplam miktarla Mahkemece kabul edilen miktarın farklı olduğu gözetildiğinde; alacağın likit olmadığı anlaşılmaktadır. Şu hâlde, Mahkemece icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç:
Mahkemenin hüküm fıkrasının icra inkâr tazminatına ilişkin (2) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine;
“Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE”, bendinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.