Esas No: 2022/9442
Karar No: 2022/12688
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9442 Esas 2022/12688 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/9442 E. , 2022/12688 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 17. İş Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ... ile davacı vekili Avukat ... ... ... geldiler,
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı işverenin yurt dışı projelerinde 2001-2014 yılları arasında güvenlik görevlisi olarak net 1.050,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; davacının en son ücretinin brüt 670,00 USD olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ... tatili ücretlerinin her ay banka hesabına yatırılmış olması nedeni ile davacının fazla çalışma, hafta tatili, ... tatili ücreti talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.01.2018 tarihli ve 2016/27 Esas, 2018/83 Karar sayılı kararı ile;
"...
SGK kayıtları dikkate alınarak davacının, 17/10/2001-30/01/2002, 16/07/2002-15/01/2003, 25/05/2003 - 10/10/2003, 05/08/2004 - 07/12/2004, 22/08/2005 - 29/01/2006, 29/06/2006 - 27/11/2006, 07/05/2008 - 11/11/2008, 29/06/2009 - 02/03/2010, 18/02/2011 - 10/12/2012, 14/08/2013-03/01/2014 tarihleri arasında davalıda çalıştığı, toplam hizmet süresinin 5 yıl 8 ay 26 gün olduğu, ücretinin ise, bordrolarda her ay farklı saat miktarı gösterilse de, her ay aynı miktarda ücretin, banka kanalı ile ödenmesi nedeni ile, bordrolarda fazla mesai ve ücret olarak gösterilen toplam miktarın, davacının aylık ücretini oluşturduğu, bu bakımdan bordroların gerçeği yansıtmadığı kabul edilerek, ayrıca davacı işçinin yurtdışı inşaat şirketinde çalışması, yaptığı işin niteliği, kıdemi dikkate alınarak, ücretinin net 1050 USD olduğu, 200 USD sosyal yardım ilavesi ile 3630,97 TL giydirilmiş brüt olduğu, ihbar tazminatı USD talep edildiğinden, 1668,72 USD giydirilmiş ücret olduğu kabul edilmiştir.
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı iş verenlik tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili, davacı tarafından müvekkil şirkete ibraname verildiğinin, kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunamayacağını, kıdem tazminatı hesabında aralıklı çalışmanın olduğunu ve buna göre hesap yapılması gerektiğini beyan etmiştir. Söz konusu olayda öncelikle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığının tespiti gerekmektedir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 11. Maddesine göre ''Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.'' denmektedir. Aynı maddede; '' Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. '' ifade edilmektedir. Dosya kapsamına sunulan ve celp edilen taraflar arasındaki iş sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin geçerli alacağı projeler bir paket halinde düşünülerek, davacının yaptığı işin niteliğinin ( güvenlik görevlisi ) süreklilik arz ettiği, davalı şirketin iştigal konusunun inşaat işi olduğu göz önüne alındığından davacının iş sözleşmesinin belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına sunulan ibraname ise iş akdi devam ederken düzenlendiğinden TBK md. 420 hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz kabul edilmiştir. Hizmet sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat yükü işveren üzerinde olduğu yönündeki yerleşik Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirilerek, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeni ile sona erdirildiği, iş bitiminin işverene haklı sebeple fesih hakkını tanımayacağı ve böylece davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı değerlendirilmiştir.
Davacı fazla mesai, hafta tatili, genel tatil talebinde bulunmuştur. Fazla mesai yapıldığını ispat külfeti davacı üzerinde, karşılığının ödendiğini ispat külfeti davalı işveren üzerindedir. Tanık beyanlarından davacının, 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı haftalık 18 saat fazla mesaisinin olduğu, ayda iki hafta tatilinde çalıştığı ve dini bayramların birinci günü hariç ... ve henel tatillerde çalıştığı anlaşıldığından, fazla mesai, hafta tatili, ... genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmış, bordroda fazla mesaiye ilişkin tahakkukların, her ay değişik miktarlardaki fazla mesai saatine karşı davacıya aynı aylık ücretin ödenmiş olması nedeni ile bordroların gerçeği yansıtmadığı kabul edilerek, bordroda yer alan tahakkuklar dikkate alınmamıştır..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.06.2020 tarihli ve 2018/2488 Esas, 2020/850 Karar sayılı kararı ile;
"...
Kurum kayıtları, dosyaya sunulmuş olan Yurt Dışı Hizmet Akdi başlıklı belgelerde ... Yapı Taah. Ticaret A.Ş.'nin yetkili temsilcisinin davalı Şirketin sözleşmesindeki yetkili ile aynı olması, yine bu sözleşmelerde işveren ile ilgili Şirket adı dışındaki tüm bilgilerin aynı olması birlikte değerlendirildiğinde davalı ile dava dışı ... Yapı Taah. Ticaret A.Ş. arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının 21/5/2014 – 30/11/2014 tarihlerinde ... Yapı Taah. Tic. A.Ş.'de çalıştığı anlaşıldığından bu dönemin de dahil edilerek hizmet süresinin hesaplandığı ikinci ek rapora göre karar verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının hizmet süresinin 5 yıl 8 ay 26 gün olarak yazılmasının bir maddi hatadan kaynaklandığı, hükme esas alınan ikinci ek rapordaki ikinci seçenekte belirtildiği gibi davacının hizmet süresinin gerçekte 6 yıl 3 ay 5 gün olduğu anlaşılmıştır. Hükmün gerekçesindeki bu maddi hata bu şekilde düzeltilmiştir.
Bunun yanında bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davacının aldığı ücretin çalışma süresi boyunca her ay brüt 1.050,00 USD ücretle çalıştığı, temel ücretinin bu miktarda olduğu anlaşıldığından her ay bu miktar esas alınarak fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti hesaplanmış olmasında da bir hukuka aykırılık yoktur.
...
Davacının yaptığı işin niteliğine, yurt dışında çalışmış olmasına, davacı tanıklarının beyanlarına, emsal ücret araştırmasına göre ücretinin miktarına ilişkin Mahkemenin kabulü dosya içeriğine uygundur.
Davacının topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ya da isteğe bağlı sigorta olup olmadığı konusunda belge ibraz edilmemiştir. Bu nedenle davacının ücretinin brüt olduğuna ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir
Diğer taraftan brüt ücrete ilave olarak 200,00 USD yemek ve barınma giderinin fahiş olduğu ileri sürülmüştür. Yurtdışı iş sözleşmelerinden çalışma günlerinde kalacak yer ve üç öğün yemek verildiğinden, günümüz ekonomik koşulları itibariyle tazminat hesabına eklenecek barınma ve yemek yardımının bu miktarda kabul edilmesi de yerinde olmuştur. Davalı Vekilinin istinaf başvurusu bu nedenle kabul edilmemiştir.
Mahkemece USD cinsinden hükmedilen tazminat ve alacaklar bakımından davanın kabul edilen kısmı itibariyle ... Cumhuriyet ... Bankası'nın karar tarihindeki USD efektif satış kuru olan miktar (3,7919 TL) dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Buna göre toplam 97.950,26 TL alacak itibariyle vekalet ücreti 10.586,00 TL olmaktadır. Davacı istinaf başvurusu bu nedenle kabul edilmiştir.
Ayrıca dava konusu ihbar tazminatının yabancı parayla tahsili talep edildiğinden bu alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, "Devlet bankalarınca USD üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize" hükmedilmesi gerekirken bu taleple ilgili olarak yasal faize hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Hükmün bu bakımlardan düzeltilmesi gerekmektedir." gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/2481 Esas, 2021/995 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının 2012 yılı Aralık ayına kadar süren Salekhard Şantiyesi çalışma döneminde net 925,00 USD ücret aldığının anlaşıldığı, davacının tüm çalışma döneminde net 1.050,00 USD ücret aldığı kabul edilerek dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2021 tarihli 2021/547 Esas, 2021/2319 Karar sayılı kararı ile;
"...
Dairemizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamında belirtilen ücret miktarına göre davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanması bakımından bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi hesaplaması denetime elverişlidir. Dolayısıyla Dairemizce davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.02.2022 tarihli ve 2022/34 Esas, 2022/1797 Karar sayılı kararı ile davacı yönünden temyize konu edilen miktarın karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince bozma kapsamı dışında bırakılarak taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden hususlar gözetilmeksizin ve uyulmasına karar verilen bozma gereği yerine getirilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uygun şekilde taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden hususlara riayet edilerek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmış, bozma dışı kalan alacaklar yönünden de bozmadan önceki gibi hüküm kurulmuştur.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; giydirilmiş ücret hesaplamasında ücrete ilave edilecek diğer haklar toplamının 200,00 USD kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının net ücretinin aynı zamanda brüt ücreti olduğunu, ara dinlenme süresinin eksik düşüldüğünü, tanıkların bilgi ve görgü sahibi olmadıkları dönemler yönünden tanık beyanlarına göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, tanıkların davalı Şirket aleyhine davası bulunan tanıklar olduğunu, beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının kabul edilen çalışma saatlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ücretinin hatalı belirlendiğini, hizmet süresinin hatalı tespit edildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.