Esas No: 2021/3478
Karar No: 2022/3942
Karar Tarihi: 07.09.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3478 Esas 2022/3942 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3478 E. , 2022/3942 K.Özet:
Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçluya ait taşınmaz üzerine yapılan haciz işleminde, sıra cetvelinde alacak miktarlarının eksik yazıldığını ileri sürerek 24.06.2016 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi şikayetin kabulüne karar vermiştir. Ancak, uyuşmazlığı çözer mahiyette sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği belirtilmediği için Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozmuştur.
İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 59. maddesi uyarınca sıra cetvelinde alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul ve reddedilen para miktarları, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği, alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarının satış tarihi itibariyle kesin miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kararın detaylı incelenmesi sonucunda şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabul edildiği ve Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nin kararının bozulduğu belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki katılma yolu ile şikayet olunan ve şikayetçi vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Şikayetçi vekili, müvekkilinin icra takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait taşınmaz üzerine 22.04.2015 tarihli haciz şerhinin işlendiğini, düzenlenen sıra cetvelinde kendilerinin ikinci sırada yer aldığını, ancak alacak miktarlarının eksik yazıldığını, İİK'nun 100. maddesi gereğince birinci sıradaki alacaklı ile aynı sırada olmaları gerektiğini, hacze iştirak şartlarının oluştuğunu ileri sürerek 24.06.2016 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Şikayet olunan vekili; şikayetin reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; sıra cetvelin birinci sırasında yer alan şikayetçinin haciz tarihinin 19.12.2013 davacının takip konusu ilamın alındığı dava tarihinin 19.09.2013 olduğu, ...100/2 maddesi gereğince davacının ikinci sırada bulunan haczinin ilk hacze iştirak hakkının bulunduğu gerekçesi ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince; mahkemenin gerekçesinin yerinde bulunmadığı, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 59. maddesi uyarınca alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul ve reddedilen para miktarlarının, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği, alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarının satış tarihi itibariyle kesin miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle yeniden karar verilerek şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Sıra cetveline şikayet davalarında mahkeme gerekçesinde sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği belirlenerek karar kısmında sıra cetvelinin iptali ile yetinir. Bu nedenle gerekçede şikayetçinin alacak miktarı, hangi sırada yer alacağı, somut olayda olduğu gibi garame olup olmayacağı belirtilerek karar oluşturulmalıdır.
Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar belirtilerek şikayetin kabulüne karar verilmiş ise de, uyuşmazlığı çözer mahiyette sıra cetvelinin hangi bedellerle ve ne şekilde düzenleneceği konusunda HMK 297/2. maddesinde belirtildiği şekilde infazı kabil bir karar oluşturulmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararı kaldırılıp Bölge Adliye Mahkemesince yeniden karar verildiğinden şikayet olunan vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı ileri sürdüğü temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 11.03.2021 tarih ve 2018/1597 Esas, 2021/351 Karar sayılı kararın taraflar yararına BOZULMASINA, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde şikayetçiye iadesine, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.