Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10260 Esas 2022/12695 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10260
Karar No: 2022/12695
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10260 Esas 2022/12695 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/10260 E.  ,  2022/12695 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.10.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
    Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
    Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.03.2009-30.10.2017 tarihleri arasında davalının yurt dışı projelerinde saha formeni olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı sürede fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, aylık net 2.400,00 USD ücret aldığını, aylık ücretin bir kısmının elden yurt dışında ihtiyaçlarını görmesi için verilerek kalan kısmının bankadan ödendiğini beyanla ihbar tazminatı ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 15.01.2009-30.10.2017 tarihleri arasında kalıpçı olarak müvekkili Şirkette çalıştığını, davacının ücretinin 1.300,00 USD olduğunu ve bütün ücretlerin banka aracılığı ile ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2019 tarihli ve 2017/624 Esas, 2019/303 Karar sayılı kararı ile;
    "...
    Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacının, 03/01/2009 - 30/10/2017 tarihleri arasında 8 yıl 9 ay 27 gün davalı ... yerinde "saha formeni" olarak çalıştığı, yemek ve barınmanın davalı tarafından karşılandığı, tanık beyanları, emsal ücret araştırması, davacının yaptığı işin niteliği ve kıdemi birlikte değerlendirildiğinde işten ayrılmadan önceki ücretinin net 2.400,00 USD, giydirilmiş aylık net ücretinin 2.600,00 USD olduğunun kabulü gerekeceği, ... akdinin işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiği, bu durumda davacının ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, davalı tarafından yapılan ihbar tazminatı ödemesinin mahsubu gerektiği, puantaj kayıtlarında işe başlama ve bitiş saatlerinin bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının haftalık 24 saat fazla çalışmasının bulunduğu, puantaj kayıtları sunulmayan 01/0/2016 - 24/06/2016 tarihleri arasında ayda iki hafta tatili gününde; ... bayramında bir gün ve Kurban bayramında iki gün dışında genel tatil günlerinde çalıştığı, puantaj kayıtları sunulan 27/12/2012 - 31/12/2015 tarihleri arasında 68 hafta tatili gününde ve 22,5 genel tatil gününde çalıştığı, davacıya yapılan ödemelerin temel ücrete ilişkin olduğu, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödendiğinin davalı tarafından kanıtlanamadığı, 7.123,00 USD ücret alacağının ödendiğinin davalı tarafından kanıtlanamadığı, davalı tarafından fazladan ödenen 2.861,47 USD yıllık izin ücreti alacağı mahsup edildiğinde davacının 4.261,53 USD ücret alacağının bulunduğu, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem dışında kalan ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığı, davanın belirsiz alacak davası olması dikkate alındığında talep arttırım dilekçesine karşı zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılarak mahkememizce dosya kapsamına uygun kabul edilerek itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne; fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacağından yerleşik Yargıtay kararları uyarınca %35 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 27.04.2021 tarihli ve 2019/2547 Esas, 2021/875 Karar sayılı kararı ile;
    "...
    Ücretin miktarının ispat yükü davacı işçiye ait olup, (Yargıtay 9. Hukuk dairesinin 23/01/2013 tarih, 2010/38484 esas 2013/2588 karar sayılı içtihadı) dava dosyasında; davacı tanıklarının ücret iddiasını ve avans ödemelerini doğrulayan beyanda bulundukları, ... Bölge Adliye Mahkemesi 31 Hukuk Dairesinin 2019/3916 esas 2020/2028 karar sayılı ilamında işçilere ödenen avansın işçilerin gerçek ücreti olduğunun tespit edildiği, emsal çalışanlara ait personel avans hesapları dikkate alınarak mahkemece davacının en son ücretinin tespitinde isabetsizlik bulunmadığı tespit edilmekle davalının bu yöndeki istinafının haklı olmadığı anlaşılmıştır.
    Davacı tarafça davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve tüm alacak kalemleri yönünden zamanaşımının dava tarihi itibariyle kesildiği sabit olduğundan, davalı vekilince ileri sürülen ıslaha yönelik zamanaşımı itirazının mahkemece nazara alınmamasında isabetsizlik bulunmayıp, davalı vekilinin bu yöndeki istinafının haklı olmadığı anlaşılmıştır.
    Davalı vekilince beyanlarına itibar edilen tanıkların davalı işverenle husumetli olduklarına dair istinaf sebebi ileri sürülmüşse de bu kapsamda davalı tarafça dosyaya sunulmuş somut delil bulunmadığı gözetildiğinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2010/2-751 esas 2012/2-387 karar sayılı içtihadına göre esas olan tanığın gerçeği söylemesidir. 6100 Sayılı HMK'nın 255. Maddesi uyarınca da aksine ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Bu kapsamda davalı vekilince tanıkların gerçeği söylemediklerine dair ciddi ve inandırıcı delil dosyaya sunulmadığından mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin bu yöndeki istinaflarının haklı olmadığı anlaşılmıştır.
    Davacı fazla mesai ücreti alacağı, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. Fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde, ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat yükü işçiye, bu günlerde çalışma yapılmış ise ücretinin ödendiğini ispat yükü davalı işverene aittir. İlk derece mahkemesince dinlenen tanık beyanları doğrultusunda; davacının çalıştığı dönemde; bilirkişi raporunda belirtildiği fazla mesai yaptığı, ancak karşılığının ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle bu alacağa hak kazandığına ilişkin kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Yine ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağı ile hafta tatili alacağıyönünden işyerinde bugünlerde çalışma yapıldığının tanık beyanlarıyla ve puantaj kayıtlarıyla ispatlanmış olması karşısında bu talebin kabulünde de herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun açık, yeterli, denetime elverişli, yerleşik yargısal kararlara uygun olduğu ve doğru hesaplamalar içerdiği sabit olduğundan, davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik istinafının haklı olmadığı anlaşılmıştır.
    Davacı tarafça ulusal ... genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının tanık beyanıyla ispatlandığı nazara alınarak mahkemece %35 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle bu alacak kalemlerinin hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmayıp, mahkemece yapılan hakkaniyet indirimin hakkın özüne dokunmayacak miktarda ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerini bu yöndeki istinaf taleplerinn yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
    ..." gerekçesi ile davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    2. Dairemizin 19.10.2021 tarihli ve 2021/8259 Esas, 2021/14485 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının fazla çalışmasının, haftanın altı günü 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığı ve yasal ara dinlenmenin düşülmesi sonrası haftalık 18 saatle sınırlı olarak ispatlandığının kabulü gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uygun şekilde davacının haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmış, bozma dışı kalan alacaklar yönünden de bozmadan önceki gibi hüküm kurulmuştur.
    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili; somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini, kabul edilen ücret miktarının hatalı olduğunu, davacının ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, davacının bordrolarda görünen sürelerin üzerinde fazla çalışma yaptığını tanık beyanıyla değil ancak yazılı belgeyle ispatlayabileceğini, hakkaniyet indiriminin yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fazla çalışma alacağının ispatı ve hesaplanması noktasındadır.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 2, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
    Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara